Daniel Dombey ve Najmeh Borzorgmehr imzalı haberde, Ruhani'ye çok sayıda bakan ile 90'ı aşkın işadamının eşlik ettiğine dikkat çekiliyor.

İki ülkenin Suriye'deki iç savaşta zıt kutuplarda yer aldığı hatırlatılan haberde görüşüne yer verilen Carnegie Europe uzmanı Sinan Ülgen, "Bu ziyaretin gerçekleşmesinin esas sebebi, hem Ankara'da hem da Tahran'daki gerçekçilik anlayışı" diyor.

Ziyareti "dönüm noktası" olarak tanımlayan Ruhani'nin, iki ülkenin politik ve ekonomik ilişkileri geliştirme niyetinde olduğunu belirtmesinin altı çiziliyor haberde.

Financial Times muhabirleri, İran'da Mahmud Ahmedinejad'dan koltuğu devralan Ruhani'nin daha ılımlı bir çizgi izlediğine ve Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan'ın son dönemde Suriye lideri Beşar Esad'a karşı söylemini geri plana çektiğine işaret ediyor.

'30 milyar dolar hedefi fazla iyimser'

Türkiye'nin son dönemde Suriye'de rejime karşı savaşan radikal gruplara kaşı tavır takınmaya başladığı ve Ruhani ile Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün "terörizme karşı" ortak mücadeleden söz etmesi de haberde verilen ayrıntılar arasında.

The Royal Bank of Scotland ekonomisti Abbas Ameli-Renani ise 2000'lerin başında 1 milyar dolar düzeyinde olan Türkiye-İran ticaret hacminin hızla yükseldiğini belirtirken, bu seviyeyi 2016'ya kadar 30 milyar dolara yükseltme hedefini "fazla iyimser" buluyor.

Ameli-Renani, petrol ve doğal gaz sahibi İran ile beyaz eşya üreticisi Türkiye'nin ekonomilerinin birbirlerini tamamladığını ifade ediyor.

Haberde, İran'a nükleer programı nedeniyle uygulanan uluslararası yaptırımların aşmanın bir yöntemi olan Türkiye-İran altın ticaretinin geçen yıl Temmuz ayında kesildiği hatırlatılıyor.