Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi.

Ukrayna ve Rusya arasında yaptıkları arabuluculuk teklifi dahil gösterilen samimi gayretin şahidinin bizzat Ukrayna ve Rusya liderleri olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yine bu süreçte barış ve istikrarın temini için çok yönlü diplomatik girişimlerimizi kesintisiz sürdürdük, sürdürüyoruz. Maalesef sonuçta korkulan oldu ve 24 Şubat'ta silahlar patladı. Böyle bir tablonun ortaya çıkmasından dolayı gerçekten üzüntülüyüz." dedi.

NATO Liderler Zirvesi başta olmak üzere her platformda Türkiye'nin, Ukrayna ve Rusya arasındaki meseleye bakışını ifade etmeyi sürdürdüklerini söyleyen Erdoğan, "Bölgedeki durumun yaygın fiili çatışmaya dönüşme ihtimalinin belirdiği 12 Şubat'tan itibaren Ukrayna'daki 20 bin vatandaşımıza, diplomatik misyonlarımıza kayıtlı iletişim numaralarını arayarak ikazlarımızı yaptık. Bununla kalmadık, 22 Şubat'ta özellikle Ukrayna'nın doğusundaki vatandaşlarımıza süratle bölgeden ayrılmaları çağrısında bulunduk. Türk Hava Yollarımız geniş gövdeli ve sık uçuşlu seferleriyle Ukrayna'dan ayrılmak isteyen vatandaşlarımıza ve diğer ülke vatandaşlarına gereken imkanları sağladı." diye konuştu.

Hava trafiğinin kapanması üzerine çatışmanın ertesi gününden itibaren otobüslerle tahliye işleminin başlatıldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çeşitli şehirlerdeki vatandaşlarımızı trenlerle önce Romanya'ya götürecek, ardından ülkemize getirecek bir çalışmanın da şu anda içindeyiz. Tahliye talebinde bulunan dost ve kardeş ülke vatandaşlarına da her türlü desteği veriyoruz. Halen Ukrayna limanlarında bulunan Türk bayraklı gemilerimizle ülke topraklarındaki tırlarımızın durumlarını da yakından takip ediyoruz. Bugüne kadar 5 bin vatandaşımız Ukrayna topraklarından ayrılarak ülkemize ve diğer ülkelere geçmiştir." ifadelerini kullandı.

Gelişmelere ve taleplere göre çeşitli kanallardan tahliye işlemlerini sürdüreceklerini belirten Erdoğan, "Montrö Sözleşmesi'nin boğazlardaki gemi trafiği konusunda ülkemize verdiği yetkiyi, krizin tırmanmasının önüne geçecek şekilde kullanma kararındayız. Hep söylediğimiz gibi biz Ukrayna'nın egemenliğine, siyasi birliğine ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesinden yanayız. Rusya'nın Ukrayna topraklarına yönelik saldırısını kabul edilemez görüyor, Ukrayna yönetiminin ve halkının verdiği mücadeleyi takdir ediyoruz." dedi.

Erdoğan, iki ülke arasındaki krizin başından beri Avrupa'nın ve Amerika'nın sergilediği kararsız tutumu, bilhassa 24 Şubat sabahından itibaren takınılan dirayetsiz tavrı, ibretlik bir vaka olarak kayıtlarına aldıklarını bildirerek, şöyle devam etti:

"Gerçi bunlar bizim geçmişte kendi sınırlarımız tehdit altındayken zaten tecrübe ettiğimiz hususlardı. Ukrayna krizinde tekrar teyit etmiş olduk. Bu süreçte bizim için önemli olan kendi duruşumuzdur. Türkiye, Birleşmiş Milletler, NATO ve Avrupa Birliği başta olmak üzere içinde yer aldığı kurumlar ve ittifaklar çerçevesindeki sorumluluklarını bugüne kadar harfiyen yerine getirmiştir, bundan sonra da yerine getirecektir. Kendi milli çıkarlarımızdan elbette ödün vermeyeceğiz ama bölgesel ve küresel dengeleri de ihmal etmeyeceğiz. Bunun için ne Ukrayna'dan ne Rusya'dan vazgeçmeyeceğimizi söylüyoruz.

Bunun için uğradığımız onca haksızlığa, maruz kaldığımız onca çifte standarda rağmen siyasi, ekonomik ve askeri ittifaklarımızdan vazgeçmiyoruz. Bunun için insani hassasiyetlerimizi diğer mülahazaların üzerinde tutuyor, Suriye başta olmak üzere bölgemizin her köşesinden gelen onca sığınmacıyı tüm sıkıntılarına rağmen barındırmaya devam ediyoruz. Bunun için Afrika'dan Güney Amerika'ya tüm mazlum coğrafyalarla ilişkilerimizi sıkı tutuyor, bizden yardım isteyen, desteğimize ihtiyacı olan hiç kimseyi, hiçbir toplumu, hiçbir devleti yüzüstü bırakmıyoruz."