Başbakan Davutoğlu, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile başkent Bakü'deki Zugulba 

Sarayı'nda, heyetler arası görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Davutoğlu, Türkiye ve Azerbaycan’da aynı dönemde seçimlerin yapıldığını ve önümüzdeki 4 yılda istikrarlı hükümetlerin yönetimde bulunacağını belirterek, bu durumun iki ülke ilişkilerine daha da güç katacağını vurguladı.

Aliyev ile görüşmesinde, birçok konunun ele alındığını dile getiren Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Ortak konularımızı tam bir işbirliği içinde ele aldık. Türkiye-Azerbaycan hem Kafkasya hem Avrasya havzasında istikrarlı şekilde büyüyen iki ülke. Çok yoğun krizlerin yaşandığı dönemde, Azerbaycan, büyük gelişme kaydetti. Azerbaycan 2005’ten 2015’e kadar milli gelirini 5 misli artırdı. Türkiye de her zaman bu gelişmelerde Azerbaycan’ın yanında yer aldı, yer alacak. Hangi konu olursa olsun eğer Azerbaycan’ı ilgilendiren bir konu varsa, Türkiye’nin tutumu bellidir."

TANAP PROJESI PLANLANANDAN ÖNCE TAMAMLANACAK

 Davutoğlu, Türk bayrağının dalgalandığı her yerde Azerbaycan’ın bayrağı, Azerbaycan bayrağının dalgalandığı her yerde Türkiye Cumhuriyeti bayrağının var olduğuna dikkati çekti.

Bunu sadece hamasi sözlerle bırakmadıklarını, projelerle de desteklediklerini vurgulayan Davutoğlu, şöyle dedi:

"Yine Avrasya ölçekli en büyük projelerin omurgasında, Türkiye-Azerbaycan işbirliği var. Bu omurganın enerji ve ulaştırma hatları özellikle önemli. TANAP Projesi daha önce hayal olan, Nabucco gibi projelerden sonra hayata geçmişse Türkiye-Azerbaycan arasındaki dostluk ve güven sayesinde geçti. Birçok ülkenin yapamadığını, Türkiye-Azerbaycan oturdu, konuştu ve hayata geçirdi. Diğerleri daha sonra geldi. Şimdi bugün yaptığımız müzakerelerde, görüşmelerde, Enerji Bakanlarımıza, TANAP Projesi’nin planladığı gibi 2018’de değil daha tez vakitte daha önce gerçekleşmesi için bir mutabakata vardık. Gece gündüz çalışacağız. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde TANAP Projesi için ne gerekiyorsa yapılacak. Aynı şekilde Azerbaycan için de geçerli. Çünkü TANAP ve Bükü-Tiflis-Ceyhan iki büyük proje olarak, petrol ve doğalgaz kaynaklarının Hazar’dan Akdeniz’e ve Avrupa’ya aktarımında temel kanallardır. TANAP’ın TAP ile bütünleşmesi de Avrupa içindeki dengeleri de etkileyecektir."

"AVRUPA’NIN ENERJİ GÜVENLİĞİ SÖZ KONUSU OLACAKSA..."

Davutoğlu, geçen pazar günü gerçekleştirilen Türkiye-AB Zirvesi konusunda da Aliyev’e bilgi aktardığını belirterek, zirve vesilesiyle görüştüğü Avrupalılara, "eğer Avrupa’nın enerji güvenliği söz konusu olacaksa en güvenilir hattın Hazar kaynaklarının Türkiye üzerinden Avrupa’ya aktarılmasıdır" dediğini kaydetti.

Ulaştırma konusunda da Türkiye ve Azerbaycan’ın öncülüğünü yaptığı, Gürcistan ile birlikte hayata geçirdiği Bakü-Tiflis-Kars hattının, Çin’den İstanbul’a ve Avrupa’ya kadar uzanan ortak koridorun omurgasını oluşturduğuna işaret eden Davutoğlu, "Bu hattın devreye girmesiyle, 2016'nın ilk yarısında, tarihi İpek Yolu yeni bir kavramla taçlanmış bir şekilde bugüne taşınmış olacak. Çin ile bu konuda yaptığımız görümeler var. Çin Devlet Başkanı ile Cumhurbaşkanımızın Antalya’da yaptığı görüşmelerde bu konular açık bir şekilde ortaya konmuştu" diye konuştu.

"HEDEFiMİZ TİCARETİMİZİ 15 MİLYAR DOLARA ÇIKARMAK"

Başbakan Davutoğlu, "Azerbaycan’ın kalkınması, bizim kalkınmamızdır. Türkiye’nin kalkınması da Azerbaycan’ın kalkınmasıdır" değerlendirmesinde bulunarak, şu ifadeleri kullandı:

"Nitekim Türkiye’nin 9 milyar dolarlık, Azerbaycan’ın 4 milyar dolarlık yatırımı söz konusu. İzmir’de PETKİM’in Türkiye’de Azerbaycan yatırımıyla birleşmiş olması bize büyük güç katmıştır. Hedefimiz, bu yatırımları en kısa sürede 20 milyar dolara, şu anda 5 milyar dolar olan ticaretimizi 15 milyar dolara çıkarmak. Bunun için gereken her türlü çalışmayı yapacak iradeye sahibiz."

Ortak kültür ve medeniyet değerleri bağlamında da iki ülkenin yapabileceği çalışmaların olduğunu aktaran Davutoğlu, "Medeniyetler İttifakı Projesi’nin Azerbaycan’ın ev sahipliğinde yapılmasına büyük önem veriyoruz. İnşallah 25-27 Nisan’da yapılacak toplantıyla Azerbaycan bir kez daha dünyanın dikkatini üzerine çekecek. Böyle kritik dönemde, inançlar arası çatışmanın yaşandığı dönemde Bakü’den yükselecek barış sözünün büyük anlamı olacak" diye konuştu.

Davutoğlu, savunma sanayi alanında da ortak çalışmaların devam edeceğini bildirdi. 

Davutoğlu, "Azerbaycan’ın kendi savunma sanayisini geliştirmesi, Türkiye ile birlikte projelere öncülük etmesi de bizim en çok önem verdiğimiz hususlardan biridir. Kafkasya’da da çevre bölgelerde de barışın ihdas edilebilmesi, Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine büyük ölçüde bağlıdır. Bu anlamda Türkiye-Azerbaycan Gürcistan, Türkiye-Azerbaycan-İran, Türkiye-Azerbaycan-Türkmenistan üçlü mekanizmalarına büyük önem veriyoruz. Türkiye ve Azerbaycan’ın birlikte olduğu ve diğer ülkelerin katıldığı mekanizmalarının barışa da büyük katkı sağlayacağına inancımız tamdır. Türk Konseyi, diğer bölgesel örgütlerde de birlikte çalışmaktan da büyük bir mutluluk duyuyoruz" ifadesini kullandı.

Görüşmelerde, bölgesel sorunlara değindiklerine işaret eden Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Başta Dağlık Karabağ olmak üzere, Bizim Türkiye olarak tutumuz açık ve bellidir. Azerbaycan’ın işgal altındaki topraklarının tümü, 1 santimetrekare dahi kalmayıncaya kadar, Azerbaycan’a ait olana kadar Türkiye Azerbaycan’a verdiği desteği sürdürecektir. Dünyada birçok sorunun çözümü ancak karşılıklı sınır bütünlüğüne saygıyla söz konusu olur. Azerbaycan topraklarının yüzde 20’si işgal altındayken Kafkasya’da barış ve istikrarın sağlanmasında ne kadar zorluklarla karşılaşıldığı aşikardır. Biz burada bir kez daha Azerbaycan’ın işgal altındaki topraklarının kurtarılması, adil ve kalıcı barışın tesisin edilmesi için atılacak her adıma destek vereceğimiz ifade etmek isterim.”

EKONOMİK AMBARGO BÜYÜK ÇELİŞKİ

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Türkiye'nin hiçbir şekilde müsebbibi olmadığı bir kriz sebebiyle Rusya'nın Türkiye'ye ekonomik ambargo uygulama kararı almasını da büyük çelişki olarak görüyoruz. Kendilerine ekonomik ambargo uygulandığında bundan hoşnut olmayanlar, başkalarına da ekonomik ambargo uygulamamalıdır" dedi.

Davutoğlu, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile başkent Bakü'deki Zugulba Sarayı'nda heyetler arası görüşmelerinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, Suriye başta olmak üzere Ortadoğu ve çevre bölgelerdeki gelişmeleri ele aldıklarını söyledi. 

Bu bağlamda milliyeti belli olmayan ancak Rusya'nın açıklamaları sonrası bu ülkeye ait olduğu anlaşılan uçağın düşürülmesi konusunda da bilgi aktardığını ifade eden Davutoğlu, Türkiye'nin bu tür konularda her zaman şeffaf ve açık bir politika sürdürdüğünü dile getirdi.

Dost, komşu ve büyük bir ortak olan Rusya'ya gelişmeleri soğukkanlı şekilde değerlendirmesi çağrısında bulunan Davutoğlu, "Türkiye, kendi sınırını korumuştur, herhangi bir şekilde hiçbir ülkeyi hedef alan şu ana kadar ofansif bir tavırda bulunmamıştır" diye konuştu. 

Defalarca sınır ihlalleri olduğunu, her seferinde bu ihlalleri Rusya ile de diğer ilgili taraflarla da paylaştıklarının belirten Davutoğlu, angajman kurallarının da ilan edildiğine işaret etti. 

Davutoğlu, Türkiye Cumhuriyeti toprakları ve hava sahasının kutsal olduğunun altını çizdi.

Suriye krizinden en fazla etkilenen ülkenin Türkiye olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, bu krizden daha fazla etkilenen ikinci bir ülkenin bulunmadığını kaydetti. 

Dünya krizi seyrederken Türkiye'nin 8 milyar dolara yakın harcama ile 2 milyon mülteciyi misafir ettiğini anlatan Davutoğlu, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi atıl bir tavır sergilerken ve kriz yaygınlaşıp insanlık trajedisine yol açarken, suskun kalanların krizin sorumluları olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. 

"TÜRKİYE, RUSYA İLE HER KONUYU GÖRÜŞMEYE HAZIRDIR" 

Türkiye'nin Suriye'nin bir karış toprağında gözü olmadığının altını çizen Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hiç bir ülkenin toprağında gözümüz yok. Ama başka ülkelerin de bizim sınırlarımıza, hava sahamıza saygı göstermesini beklemek, en tabii hakkımızdır. Türkiye, Rusya ile her konuyu görüşmeye hazırdır. Her konuyu en detaylı şekilde ele alırız. Her meselede farklı kanaatler, serdetsek de oturur, konuşuruz. Bu kanaatleri paylaşırız. Bir masa etrafında da konuşmaya hazırız. Bugün iki dışişleri bakanı Sayın Çavuşoğlu ve Sayın Lavrov, AGİT toplantıları çerçevesinde Belgrad'ta buluşacaklar. Orada da aynı görüşü dile getireceğiz. Her konuyu görüşürüz, müzakere ederiz. Müzakere etmeyeceğimiz tek şey Türkiye Cumhuriyeti'nin devletinin sınırları, egemenlik haklarıdır. Biz herkesin egemenlik hakkına saygı gösteririz herkesin de bize saygı göstermesini bekleriz."

Türkiye'nin İran'a, Suriye'ye, Rusya'ya uygulanan ekonomik ambargolar konusunda aynı ilkeli tutumu sergilediğini belirten Davutoğlu, ekonomik ambargoların siyasi sorunların çözümünde bir katkıda bulunmayacağını söyledi.

Rusya'nın en zor zamanlarında Türkiye'nin bu ülkeye uygulanan ekonomik ambargoya katılmadığını anımsatan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Ancak bugün, Türkiye'nin hiçbir şekilde müsebbibi olmadığı bir kriz sebebiyle Rusya'nın Türkiye'ye ekonomik ambargo uygulama kararı almasını da büyük çelişki olarak görüyoruz. Kendilerine, ekonomik ambargo uygulandığında bundan hoşnut olmayanlar, başkalarına da ekonomik ambargo uygulamamalıdır. Ayrıca ekonomik ambargo her iki tarafa da zarar verir. Hiçbir ekonomik ambargo tek taraflı işlemez. O açıdan bir kez daha Rusya'ya, bugün dahi söylemi, tansiyonu yükselten açıklamalar yapan Sayın Putin'e de buradan çağrıda bulunuyorum. Öncelikle söylem düzeyindeki tansiyonu düşürelim. Karşılıklı ithamlar yerine konuşma zemininde buluşalım. Sonra eğer olayın aslıyla nasıl olduğuyla ilgili bilgi almak istenirse bunları zaten paylaştık ama bir daha paylaşırız. Dünya da buna şahittir. Dünyada artık hiçbir şey gizli kalmıyor. Hava ihlali nasıl oldu, aynı anda NATO kayıtlarında çevredeki üstlerde her yerde bellidir. Bunları tartışır, konuşuruz, tansiyonun düşmesi, söylem düzeyinde yapılan ithamların son bulması ve rasyonel iki komşu ülke olarak bir şekilde masa etrafında oturularak sorunların çözülmesi bizim tercih edeceğimizi yol ve yöntemdir."

Türkiye Rusya ilişkilerine sadece bu iki ülkenin ihtiyacı olmadığını ifade eden Davutoğlu, bu ilişkiye Kafkasya, Balkanlar, Orta Asya, Ortadoğu, Karadeniz, Hazar ve birçok bölgenin de ihtiyacı bulunduğunu belirtti.

Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerin iyi olmasının bütün bu bölgelerdeki, barış ve istikra katkıda bulunacağını kaydeden Davutoğlu, "Bu açından da bir kez daha bu çağrımızı yenilemek istiyorum. Ama bir şekilde asılsız ithamlarla Türkiye'ye yönelecek suçlamaları da kabul etmeyeceğimizi ve ne olursa olsun kimin tarafından gelirse gelsin hangi ülkeye ait olursa olursa, Türk hava, kara, deniz sahasını tehdit edecek veya ihlal edecek hiçbir uygulamaya da taviz vermeyeceğimizi bir kez daha ifade etmek istiyorum" diye konuştu.

Konuyu en şeffaf şekilde Cumhurbaşkanı Aliyev ile de paylaştıkları dile getiren Davutoğlu, Türkiye ile Azerbaycan'ın her meseleyi açık yüreklilikle konuştuğunu ve beraber ele aldığını sözlerine ekledi.