Tarihe postmodern darbe olarak geçen 28 Şubat sürecinde fişlenen binlerce insandan biri de Cüneyt Alphan. Yıllardır fişlemeden dolayı hukuki mücadele veren gazeteci Alphan'a kötü bir haber de Danıştay'dan geldi.

Danıştay 10. Dairesi, Ankara 16. İdare Mahkemesi'nin vermiş olduğu kararın temyiz başvurusunu reddetti ve kararı onadı. Bu kararla Danıştay'ın 28 Şubat sürecinde fişlenenlerin mağduriyetini kabul etmediği gibi fişlemeyi de yasal ve hukuki bulduğunu söyleyen Alphan, kararın Türk milletine ve dünyaya anlatılamayacağını vurguladı.

Danıştay, kararında, "İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 Sayılı İdare Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür. Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden temyiz isteminin reddi ile Ankara 16. İdare Mahkemesi'nin 30.1.2009 tarihli E:2007/1910; K:2009/117 sayılı kararının onanmasına 18.4.2013 tarihinde oy birliğiyle karar verildi." denildi.         

1996 yılında 'terör örgütü propagandası yapmak' suçundan işlem gören Cüneyt Alphan, eski Diyarbakır DSP Milletvekili Abdulsamet Turgut'un 3 yıl TBMM'de danışmanlığını yaptı. Alphan'ın tüm iş başvuruları ise 'sakıncalı' olduğu gerekçesiyle reddedildi.         

FİŞLEME CEZASINI AİLESİ DE ÇEKTİ        

Alphan'ın fişlenmesinin cezasını, sadece kendisi değil aile bireyleri de çekti. Özürlü olan ağabeyi Mehmet Seyitoğlu'nun Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na iş başvurusu kabul edilmedi. Ağabeyinin işe kabul edilmemesi üzerine fişlendiğini öğrenen Alphan, Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek olan 28 Şubat davasında bu sürecin mağduru olarak müştekiler arasında yer alıyor.         

Fişlendiğini öğrenir öğrenmez Cumhurbaşkanlığı'na, Meclis Başkanlığı'na, Meclis İnsan Hakları Komisyonu'na, İçişleri Bakanlığı'na başvurduğunu belirten Cüneyt Alphan, yazışmalardan sonra Diyarbakır Valiliği İnsan Hakları Kurulu'nun fişlemeyi 2005 tarihinde sildiğini, mağduriyetin giderilmesi için Ankara Valiliği'nin yetkili olduğunun söylendiğini kaydetti.        

DANIŞTAY'IN KARARI HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATTI        

Ankara 16. İdare Mahkemesi'ne, İçişleri Bakanlığı hakkında 20 bin liralık maddi ve manevi tazminat davası açtığını belirten Cüneyt Alphan, maddi sıkıntıları için somut belge olmadığına karar verildiğini söyledi. Kararı temyiz ettiğini anlatan Alphan, Danıştay'ın verdiği kararın kendisini hayal kırıklığına uğrattığını vurguladı.         

Alphan, "Konuyla ilgili olarak o dönemde Diyarbakır DGM Savcılığı'nca, hakkımda 'terör örgütü propagandası' yaptıkları iddiasıyla 1996/1332 E sayılı iddianame hazırlandı ve Diyarbakır 4 nolu DGM 1996/392 E sayısıyla kamu davası açıldı. Ben ve televizyon programındaki konuklarım, bu asılsız suçlama neticesinde ilgili mahkemece yargılandık ve üzerimize atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle oy birliğiyle beraatımıza karar verildi. Ancak bu beraat kararı dikkate alınmaksızın fişleme işleminin gizliden gizliye yürütülmesi hukukun genel ilkelerine ve insan hakları sözleşmesine açıkça aykırıdır. Haksız, hukuksuz bu fişlenme nedeniyle oluşan maddi-manevi zararların temini amacıyla Ankara 16. İdare Mahkemesi'nde 2007/1910 E sayılı dava açtık ve 30.01.2009 tarihinde 2009/117 K sayılı kararla davanın reddine karar verildi. Eksik incelemeyle ve hukuki dayanaktan yoksun bu kararın bozulması için Danıştay nezdinde temyiz ettik. Danıştay 10. Dairesi ise 2009/9280 E ile incelediği bu dava ile ilgili 18.04.2013 tarihinde 2013/3529 K sayılı onama kararı verdi. Karar içeriğinde elle tutulur, gözle görülür hukuki sayılabilecek hiçbir gerekçe bulunmuyor." dedi.         

İŞ BAŞVURUSUNDA BULUNDU        

Alphan, şimdi 28 Şubat sürecinde mağduriyetlerin giderilmesi kapsamında yapılan düzenlemeler ve mevzuat çerçevesinde TBMM Meclis Başkanlığı'na ve Başbakanlık'a yeniden iş başvurusunda bulunduğunu açıkladı. Alphan, bu kararla Danıştay'ın 28 Şubat sürecinde fişlenenlerin mağduriyetini kabul etmediği gibi fişlemeyi de yasal ve hukuki bulduğunu söyledi. Bu kararın Türk milletine ve dünyaya anlatılamayacağını vurguladı.         

Alphan, şunları kaydetti: "Benden dolayı abilerimin işe girmeleri ideolojik ve siyasi açıdan sakıncalı bulunuyorsa; benim burda mağdur olmadığımın kanaatine varılması akla, mantığa ve hukuka tamamen aykırıdır. Ayrıca fişlemeler gizli yürütüldüğünden, benim yapmış olduğum onlarca müracaatımla ilgili hakkımda gönderilen tutanaklardan bilgi almam ve önleme şansım asla olmazdı. Burada Sayın Başbakanımızdan, kendisi ve hükümetinin de 28 Şubat mağduru olarak mağduriyetimin giderilmesini istiyorum. Mağdur olduğum Meclis'e veya herhangi bir devlet kuruluşuna yerleştirilmemi istiyorum."