Burkay, şimdiye kadar PKK’nın yanlışlarına karşı güçlü bir ses duyulmadığından yakındıklarını ancak son olayla artık Kürk halkının da yanlışlara sessiz kalmadığını gösterdiğini söyledi. Burkay, PKK’nın son dönemde uyguladığı şiddet politikasının Kürt sorununun çözümünü engellediğini belirtti. PKK’ya silah bırakması çağrısında bulunan Burkay, “Silahlar artık Kürt halkının mücadelesine zarar veriyor.” dedi. Terör eylemlerinin anayasa sürecini sabote ettiğini söyleyen Burkay, seçimlerin hemen ardından ‘boykot’ kararı alan BDP’yi de “Bu konuda BDP büyük rol oynayabilirdi. AK Parti ile birlikte anayasanın daha demokratik şekilde gelmesi için çaba göstermesi gerekir.” eleştirisinde bulundu.

Kürt siyasetçi ve Yazar Kemal Burkay, son dönemde yaşanan terör olayları, PKK’nın amacı, BDP’nin tavrı gibi pek çok konuda Cihan Haber Ajansı'nın (Cihan) sorularını cevapladı.

PKK’nın son dönemde yaptığı terör saldırılarının kendisi için de düşündürücü olduğunu dile getiren Kemal Burkay, saldırıların PKK’nın içindeki hangi kanat tarafından gerçekleştirildiğini tam olarak anlayamadığını söyledi. Burkay, “PKK içinde başka odaklar mı var? Kontrol edilemeyen kesimler mi var. Ama görünen o ki PKK bu eylemleri onaylıyor. Yani şimdiye kadar eylemler zincirleme sürüp geldiğine göre onaylıyor ve sahip de çıkıyor. Son Ankara olayı hariç. Onu kendileri yapmadıklarını söylediler ama ona da TAK sahip çıktı.” diye konuştu.

PKK’NIN EYLEMLERİNİN SAVUNULACAK TARAFI YOK

Kendilerine Kürdistan Özgürlük Şahinleri adını veren TAK'ın TAK’ın yaptığı eylemlerle provakatif bir ortam oluşturduğunu ifade eden Burkay, “PKK yaptırıyor da sahip çıkmaz görünüyor. Yoksa gerçekten PKK'nın dışından bir odak tarafından mı yönlendiriyor bu eylemler. Bunu en iyi hükümet bilir. Ben ancak tahminler yapabilirim. Bence TAK denen örgüt provakatif bir örgüt. Öcalan'ın yakalanmasından sonra ortaya çıkan bir örgüt. Bu nedenle içinde çok kuşkulu eller olduğu kanısındayım. Ama şu var, eğer, PKK sahip çıkmıyorsa bunu kamuoyuna açıklamalı. Bunu yapmadığı zaman kendisi de sorumludur. Eğer sorumluluk almak istemiyorsa o zaman TAK'ı reddetmeli.” şeklinde konuştu.
12 Haziran sonrası yapılan tüm eylemlerin yeni anayasa sürecini saboteye yönelik olduğunu vurgulayan Burkay, eylemlerin bir an önce durması gerektiğini belirtti. Eylemlerin tek yanlı durması gerektiğinin altını çizen Burkay, “Ondan sonra eğer operasyonlar devam ederse operasyonlara karış çıkmak da hepimizin görevi. Bu eylemlerin savunulacak tarafı falan yok.” ifadesini kullandı.
12 Haziran seçimlerinin ardından kamuoyunun demokratik bir anayasa için çaba sarf etmek, diyalog ortamını geliştirmek ve silahları tümden susmasına çabalamak beklentisi içinde olduğunu ancak yaşananların tam tersi yönde seyrettiğini belirten Burkay şöyle konuştu: “Bence de bu eylemler aynı zamanda yeni demokratik bir anayasa yapılmasını sabote ediyor. Bu eylemleri yapanların gerekçelerin ne olursa olsun, PKK'nın somutta işlediği işlevi budur. Bu olduğu zaman demokratik bir anayasa yapamazsınız.”

BDP’nin meclisi boykot kararının doğru bulmadığını dile getiren Burkay, “Bu konuda en büyük rolü BDP oynayabilirdi. Hükümete destek verebilirdi ve kitlelerin beklentisi BDP'den o yöndeydi. Parlamentoya 36 dolayında temsilci soktu gerçi 6 tanesi giremedi ama 30 temsilcisi vardı. Bu az bir şey değil. AK Parti ile el ele vererek Anayasanın daha demokratik bir şekle gelmesi için çaba göstermeleri gerekirdi. Burada BDP önemli bir yanlış yaptı boykot etti parlamentoyu. Arkasında silahlı eylemler gelince tam bir kaos ortamı oluştu.” dedi.

ÖCALAN TÜM KÜRTLER ADINA AÇIKLAMA YAPAMAZ

Hükümetin ‘MİT-PKK’ görüşmesine yeşil ışık yakmasının 'olumlu bir adım' olduğu değerlendirmesini yapan Kemal Burkay, silahların susması için görüşülmesi gereken tarafın PKK olduğunu dile getirdi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaşanan son terör olaylarını buna bağlayan açıklamalarının yanlışlığına değinen Burkay, “Bu çok yanlış bir bakış açısı. Bu çok yanlış bir şey. Öcalan ile yakalandığından beri devletin farklı kurumlarının görüştüğünü zaten biliyoruz. Bunlar arasında bizzat Genelkurmay'ın görevlendirdiği elemanlar olabilir, istihbarat askeri, belki başkaları. Bunun içinde MİT olabilir, vardı başından beri. Yani bunlar eğer silahları susturmaya hizmet ediyorsa bunda bence yarar var.” değerlendirmesinde bulundu.
Terör örgütünün İmralı Cezaevi’ndeki ele başı Abdullah Öcalan’ın tek başına tüm Kürt halkını temsil edemeyeceğini söyleyen Kemal Burkay, “Yetenekleri ne olursa olsun konumu ne olursa olsun cezaevinde bir insan. Tek başına Kürtler adına karar vermesi mümkün değil. 'Tarihin en büyük anlaşması' diyor. Neydi bu tarihin en büyük anlaşması? Bunlar komik kaçıyor. Dolayısıyla Öcalan bir tek insan ve şu anda cezaevinde bütün Kürtler adına karar vermeye, protokol yapmaya hiçbir hakkı yok. Ama Öcalan hesaba katılmalı, kendisiyle görüşülmeli. Çünkü örgüt üzerinde hala etkisi var. Görüşmeyi yanlış bulmuyorum.” dedi.

PKK KÜRT HALKININ MÜCADELESİNE ZARAR VERİYOR

PKK’nın özelikle son yaptığı eylemlerle Kürt halka zarar verdiğini dile getiren Burkay, örgütün bir an önce silah bırakması gerektiğini vurguladı. Silahlı mücadelenin Kürt halkının mücadelesine engel olduğunu ifade eden Burkay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bence bu eylemler zarar veriyor. Hiçbir yararı yok. Bu politikalar engel oluşturuyor. PKK gerçekten silahları bırakmalı, devlet de bu kapıları açmalı. PKK'nı silah bırakması için gereken adımları atmalı. Bu bir genel af olabilir. PKK'nın siyasallaşması olabilir. Bundan korkmamak lazım. PKK gibi bir örgüt silah bırakacaksa buyursun insin düz ovaya siyaset yapsın. Politika yapsın… Mehmet Ağar'ın geçmişi nedir de değildir ayrı bir konu; ama Mehmet Ağar bile bunu söylemiştir. Mehmet Ağar bunu söylediğine göre biz daha rahat söyleriz herhalde değil mi? Gelsin PKK politika yapsın. BDP adına mı yapıyor başka bir ismi altında mı yapıyor.”

CHP'NİN PERFORMANSI ZAYIF

Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP’nin Kürt sorunundaki performansının zayıf olduğunu anlatan Burkay, “Kılıçdaroğlu başlangıçta pek ümit vermedi. Sonradan bazı olumlu açıklamaları oldu. Mesela o da, ‘Kürt sorunu vardır’ ve hatta ‘benim sorunumdur’ dedi. Genel aftan söz etti, tepki aldı ve geri adım attı.” ifadesini kullandı.
CHP’nin Kürt sorununda net bir politikasının olmadığına dikkat çeken Burkay, “AK Parti’nin her yaptığına hayır demekle bu olmaz.” eleştirisinde bulundu. İki partinin rakip olduğunu ve farklı düşünmesinin normal olduğunu belirten Burkay, “Ama Kürt sorunu, iç politikaya kurban edilmemesi gereken bir konu. Bu ülkenin çok önemli bir sorunu. Birileri olumlu bir şey yapıyorsa diğerleri hayır dememeli. Bu hükümet açısından da geçerli. CHP’den olumlu bir öneri gelirse sırf CHP’den geldi diye onu hemen mahkûm etmemeli.” dedi.

PKK’nın Siirt’te gerçekleştirdiği ve 4 genç kızın ölümüyle sonuçlanan terör saldırısı sonrası özellikle Kürt kamuoyundan gelen tepkilerin önemli olduğuna işaret eden Burkay, şimdiye kadar Kürt kesiminden PKK’nın yanlışlarına karşı güçlü bir ses duyulmadığından yakındıklarını ancak son olayla artık Kürk halkının da yanlışlara sessiz kalmadığını gösterdiğini söyledi. Burkay, “Şimdi yavaş yavaş bu sesler duyuluyor ve yükseliyor. Dolayısıyla bu olumlu. Belli ki bir değişimin eşiğine geldik. Artık PKK da Kürtlerin adına yanlış yaparak onlara böyle istediği gibi kabul ettiremeyecek. Yanlışlar yapıldığı zaman Kürtlerin sesi daha çok yükselecek. Öyle olacak ki silahların susması da bir bakıma buna bağlı. Barışçıl çözüm yolunda mesafe kat etmemiz de buna bağlı.” şeklinde konuştu.

Kürt hareketinin içinden PKK'nın yanlışlarına itiraz edenlerin aslında bir süredir var olduğunu aktaran Burkay, bazı internet sitelerinin yayınlarıyla PKK'yı eleştirdiğini aktardı. Burkay, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın Ankara'daki bombalı saldırı,BDP'li Siirt Belediye Başkanı Selim Sadak'ın Siirt'teki 4 genç kızın öldürüldüğü terör saldırısının ardından itirazlarını yükselttiğini hatırlattı.

 

CİHAN