Asya ile Avrupa yakasını, denizin altından karayolu ile bağlayacak 5.4 kilometrelik Avrasya Tüneli sayesinde, Tarihi Yarımada içindeki trafik yoğunluğu ve Haliç boyunca trafik akışı yaklaşık yüzde 30 azalacak.

Ulaştırma Bakanlığı Demiryolları, Limanlar ve Hava Meydanları İnşaatı Genel Müdürlüğünün (DLH) İstanbul Boğazı Karayolu Geçiş Projesi için ''Yap-İşlet-Devret'' modeliyle açtığı uluslararası ihaleyi, 30 Haziran 2008 tarihinde Türk-Kore Ortak Girişimi kazandı. Girişim, daha sonra, Avrasya Tüneli İşletme İnşaat ve Yatırım A.Ş. (ATAŞ) ismini alarak çalışmalarına başladı.

Avrasya Tüneli Projesi, İstanbul Boğazı'nın deniz tabanının altında, İstanbul'un Avrupa ile Asya yakasındaki sahilleri arasında kalan 5,4 kilometre uzunluğunda karayolu tüneli ile toplam 9,2 kilometre uzunluğundaki mevcut yolların tünele girişlerini sağlamak üzere genişletilmesinden oluşacak. Yol güzergahı toplam 14,6 kilometre olacak.

utsx.jpg

ATAŞ tarafından hazırlanan Avrasya Tüneli Projesi Çevresel ve Sosyal Etki Değerlendirmesi (ÇSED) çerçevesinde gerçekleştirilen ''Paydaşlar ile Danışma Süreci Raporu'' tamamlandı.

Rapora göre, projeyle ilgili olarak 7 Mart-8 Mayıs tarihleri arasındaki danışma süresince 246 bireysel ve 20'de kamu kurumları ve sivil toplum kuruluşlarından olmak üzere toplam 266 paydaş görüş iletti. Paydaşlardan, yüzde 48'i olumlu ve destekleyici görüş bildirdi.

Kültürel miras ile ilgili görüşler, öncelikle projenin, İstanbul'un tarihi bölgelerine zarar vermemesi konusunda yoğunlaştı. ATAŞ sorulara, ÇSED Raporu doğrultusunda yanıt verdi. Buna göre, proje, İstanbul'un kültürel miras açısından uluslararası öneme sahip ana alanları niteliğindeki UNESCO Dünya Mirası Alanı'nın dört merkez bölgesi yakınında trafiği azaltacak.

Özellikle, Sultanahmet Camii, Ayasofya Müzesi ve Topkapı Sarayı dahil olmak üzere Kennedy Caddesi'ndeki trafik akışında dikkate değer azalmalar meydana gelecek. Bu yollarda, sabah en yoğun saatlerindeki azami akış Galata Köprüsü'ne kadar olan bölümde yüzde 28, köprüden sonra yüzde 17 azalacak. Bu trafik modeli, Haliç'i aşan Galata ve Atatürk köprüleri üzerinde de yüzde 7-10 arası azalma öngörüyor. Trafik, Theodosian Kara Surları'nın hemen dışında devam eden çift yönlü ana yol niteliğindeki 10. Yıl Caddesi üzerinde de azalacak.

'TARİHİ SİLUETE ETKİ OLMAYACAK'

Rapora göre, Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi (ICOMOS) Türkiye Milli Komitesi, 3 Mayıs'ta ATAŞ yetkilileriyle yapılan toplantıda, projeye yönelik eleştirilerine cevap aradı. ATAŞ, ICOMOS'un sorularını yanıtladı.

''Projede yükseltilmiş yol bulunuyor mu?'' sorusunu ATAŞ, ''Mevcut yol yüksekliği korunacak, yükseltilmiş yol olmayacak. Tüm U-dönüşler altgeçit olmakla beraber, Kennedy Caddesi üzerinde 7 yaya üstgeçidi olacak. ICOMOS, yaya üstgeçitlerinin yüksekliğinin tarihi siluete etkisi konusunda kaygılarını belirtti. Buna karşın, proje tasarımı, hiçbir unsurun yerden yüksekliği 7 metreyi geçmeyecek şekilde oluşturuldu. Bu nedenle, tarihi siluete herhangi bir etki olmayacak'' şeklinde yanıtladı.

''Tarihi Yarımada araç trafiği tehdidi altındadır. Bu proje, Tarihi Yarımada'da daha fazla araç olmasına neden olmayacak mı?'' sorusuna ATAŞ, ''Proje geçtiği güzergahta, temel olarak, şehir surlarıyla kıyı şeridi arasındaki dolgu alana yapılmış olan mevcut Kennedy Caddesi'ni kullanacak. Kennedy Caddesi'ndeki araç trafiği yeni tünel nedeniyle artsa da ATAŞ'ın trafik modeline göre, Tarihi Yarımada içindeki trafik yoğunluğu ve Haliç boyunca trafik akışı yüzde 30 azalacak'' yanıtını verdi.