MUSTAFA KÖKER

LONDRA

Geçtiğimiz günlerde, İngiltere Göçmenlik Mahkemesi’nde görülen davanın duruşmasında alınan kararla, Ankara Antlaşması vizesi ile İngiltere’de bulunan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının ve bağımlılarının sürekli oturum başvurularının askıya almasıyla ilgili tartışmalar devam ediyor.

Farklı hukukçular ve vize danışmanları tarafından gelişmelerle ilgili yapılan hemen tüm açıklamalar, Ankara Anlaşması sürecinde her hangi bir aksamanın olmayacağı yönünde.

CSS & Co Legal Services’in direktörü Ahmet Engin, bütün bu tartışmaların ışığında, Ankara Anlaşması çerçevesinde İngiltere’de çalışma ve oturma vizesi konusundaki yakın dönemdeki gelişmeleri Eurovizyon’a özetledi.

İşte Ahmet Engin’in en son değerlendirmeleri:

Birleşik Krallık’ta İdare Mahkemesinde (The Administrative Court) görülen bir davanın kararı, Ankara Antlaşması Vizesi retlerine karşı idari itiraz yerine itiraz davası hakkı geri gelir mi konusunu gündeme taşıdı.

Birleşik Krallık’ta Ankara Antlaşması kapsamında başvuru yapıp iki kez ret alan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı davacının İdare Mahkemesinde (The Administrative Court) açtığı davanın ([2017] EWHC 297 (Admin)) sonucundaiddiaları haklı bulunarak İçişleri Bakanlığı tarafından dosyanın yeniden incelenmesi gerektiğine mahkemece karar verildi. Buna ek olarak kararda yer alan Ankara Antlaşması Vizesi (ECAA) reddine karşı itiraz davası hakkının 6 Nisan 2015’te idari itiraza çevrilmesinin başta stand-still ilkesi ve diğer Ankara Antlaşması kurallarına uymadığına dair mahkemece karar verilmesi ile birlikte Ankara Anlaşması Vizesi retlerine karşı itiraz davasının geri gelip gelmeyeceği sorusu da gündeme geldi. İtiraz davası hakkının geri gelip gelmemesi henüz belli olmamasına karşın uzmanlarca bu davanın kararının giderek artan sayıda diğer benzer davalar için de yol gösterici olacağı düşünülüyor.

İdare MahkemesindeDava Açılmadan Önceki Süreç

Davacı, İngiltere’de 6 aylık İngiltere ziyaretçi/turist vizesiile bulunuyorken vizesinin bitimine 2 gün kala Ankara Antlaşması Vizesi başvurusu yapıyor. Davacı, yalnızca Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının İngiltere’de iş kurmak üzere başvuru yapabildiği ve şartlarını sağlamanın puan bazlı vize türleri (İngiltere Girişimci Vizesi, İngiltere Yatırımcı Vizesi vb.) kadar zor olmadığı bu vize türüne cam temizlime işi kurmak üzere yaptığı ilk başvurusundan vize reddi alıyor. 27 Ekim 2015’de vizesi reddedilen şahıs bunun üzerine itiraz davası açamayacağı ve itiraz davası hakkı kaldırıldığı için sadece idari itiraz (6 Nisan 2015’ten itibaren Ankara Anlaşması Vizesi retlerine karşı itiraz davası yerine idari itiraz başvurusu yapılabiliyor) başvurusu yapıyor. Ancak bu başvurusu da 23 Kasım 2015’te başka bir memur tarafından reddediliyor.

CSS & Co Legal Services’in direktörü Ahmet Engin, son gelişmelerle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu

Ret Gerekçeleri Neler?

Ret gerekçeleri olarak başvuru sahibine gönderilen her iki ret yazısında da başvuru sahibinin ziyaretçi vizesini 14 günlük almasına rağmen çok daha fazla kalması ile vizesi bitmeden 2 gün önce Ankara Antlaşması kapsamında İngiltere vizesi başvurusu yapmış olmasının başvurunun güvenilirliği ile meşruluğunu azalttığı, İngilizcesinin işini yapmak için yeterli düzeyde ve akıcılıkta olmadığı, işin gerçekten kurulacağı hususunda başvurunun ikna edici bulunmadığı, başvuru sahibinin İngiltere’de bir banka hesabında işi kuracak düzeyde sermayesinin olmadığı ve kişinin kuracağı şirketin borçlarına ve temel masraflarına yetebilecek düzeyde kar elde edeceğinin ikna edici olmadığı hususları yer alıyor.

Mahkemede Davacının İddiaları Neler?

Yaptığı her iki başvurusu da yukarıdaki nedenlerden dolayı reddedilen başvuru sahibi bunun üzerine yüksek mahkemelerden biri olan İdare Mahkemesinde (The Administrative Court) dava açıyor. Bu davada davacının 3 temel iddiası bulunuyor;

1.Her iki ret kararının gerekçelerinin geleneksel yargı denetimi gerekçelerine göre yanlış olduğu,

2.Verilen retlerin İngiltere’yi halihazırda bağlayan Ankara Antlaşması hükümlerine aykırılık oluşturduğu ve vize memurlarının İngiliz parlamentosundan geçmemiş yeni göçmenlik kuralları oluşturarak hukuksuz kararlar vermiş olduğu,

3. İdari itirazın itiraz davası ile değiştirilmesinin Ankara Anlaşması hükümlerine (başta 1963’teki kuralların değiştirilemez olduğunu garanti altına alan stand-still ilkesi olmak üzere) aykırı olduğu ve Ankara Antlaşması başvurusu reddedildiğinde, reddi sadece bir başka vize memurunun tekrar incelemesinden öteye geçmeyen idari itiraz yerine ret kararının itiraz davası açılarak mahkemelerce ret gerekçelerinin incelenmesi ve karara bağlanması hakkının olması gerektiği.

MAHKEME KARARI

Başvuru sahibinin ret gerekçelerini ve mahkemeye sunduğu iddiaları değerlendiren mahkeme, başvuru sahibine verilen her iki kararın da adaletsiz ve yanlış kararlar olduğunu, başvuru sahibinin yeterli şartları karşılayabildiği ve İngiltere İçişleri Bakanlığı’nın bu başvuruyu yeniden değerlendirmesi gerektiğine karar verdi.

Ayrıca başvuru sahibini eksik bulunduğu noktalar için kişinin mülakata çağırılması ya da eksik bilgi/belge olduğu düşünülüyorsa bunların talep edilmesi gereğine karar verildi.

Mahkeme kararında idari itirazın itiraz davasına göre çok daha sınırlı bir çözüm olduğu ve başarı şansının çok daha düşük olduğu da detaylı bir şekilde ele alındı. İtiraz davası tam kapsamlı bir itiraz hakkı olup İçişleri Bakanlığının ve İngiltere Konsolosluğunun bazı kararlarına karşı İngiltere Göçmenlik Mahkemesi’nde açılarak olumsuz olan sonucun mahkeme tarafından değerlendirilmesini sağlamaktadır. Bu başvuruda eğer vize reddine itiraz gerekçeleri başvuruyu inceleyecek olan hâkim tarafından haklı, ikna edici ve inandırıcı görülürse olumluya çevrilebilmektedir. Buna karşın idari itiraz (administrative review), verilen vize ret kararının vize memurunun hatalarından kaynaklandığı durumlarda farklı bir vize memurunun inceleme yapması talebini içeren itiraz türüdür.

Yukarıda anlatılanlardan da anlaşılabileceği üzere aynı kurum içerisinde farklı bir yetkilinin ret kararına karşı itirazı incelemesi yargı incelemesine göre çok daha fazla sayıda itiraz başvurusundan olumsuz sonuçlar alınmasına yol açmaktadır. Bu mahkeme kararı ise diğer aynı durumdaki başvuru sahipleri tarafından açılacak olan davalarda referans gösterilebileceği için oldukça önem arz ediyor. Bu karar sonrası İçişleri Bakanlığının Ankara Antlaşması kapsamında İngiltere vizesi başvurularına karşı itirazlarda itiraz davası hakkını geri getirip getirmeyeceği ise en çok merak edilen konuların başında yer alıyor.

İdare mahkemesinden çıkan bu kararın bir diğer özelliği de Ankara Antlaşması Vizesinin asıl koruyucusunun mahkemeler olduğunu bir kez daha ispat etmiş olmasıdır. Aslında Ankara Antlaşması 1973’ten beri geçerli olan kuralların (stand-still kuralı) günümüzde de uygulanması anlamına geliyor. Ancak 1973’ten 1998’deki SAVAŞ davasına kadar Ankara Antlaşması Vizesinden kimsenin haberi dahi neredeyse yok iken 1998’deki mahkeme kararı ile İngiltere’nin bu vize hakkını Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına tanımak zorunda olduğu ortaya çıktı. Daha sonrasında da İngiltere İçişleri Bakanlığı (Home Office) türlü türlü engellemeler ve sınırlandırmalar getirdiğinde, neredeyse her defasında mahkemeler Home Office`e dur dedi ve Ankara Anlaşması’nın işlevselliğini ve geçerliliğini korudu. Bu anlamda, bakanlık 1998 sonrasında da örneğin 2007 yılına kadar Ankara Antlaşması kapsamında İngiltere vizesine Türkiye’den başvuru yapılamayacağını savunurken, mahkemelerce 2007 yılındaki TÜM & DARI davasında Ankara Anlaşması Vizesine Türkiye’den de başvuru yapılabileceğine karar verilerek Türkiye’den başvuruların da önü yine mahkemelerce açıldı.

Aradan geçen yıllar içerisinde, Home Office tarafından daha da sınırlandırılmak ve zorlaştırılmak istenen tarzda bir yaklaşım sergilenirken, mahkemeler Ankara Antlaşması’nın hükümlerini korumaya yönelik kararlar vererek Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının bu vizeye başvuru yaparak İngiltere’ye yerleşmesinin önünü açtılar. Bu son karar da bunun en güzel örneklerinden biri. Home Office tarafından mahkemeye itiraz hakkının Ankara Antlaşması da dahil olmak üzere birçok başvuruda kaldırılmasının ardından, mahkemeler Ankara Antlaşması başvurusunun reddi halinde itiraz davası açabilme hakkının kaldırılmasının hukuka uygun olmadığını belirterek Ankara Antlaşması Vizesine olumsuz bir müdahalenin daha önüne geçme yönünde bir karar vermiş oluyor bu karar ile birlikte.

Geçtiğimiz günlerde İngiltere’de Ankara Antlaşması kapsamında bulunup sürekli oturum ve İngiltere vatandaşlığı başvuruları yapan kişilerin ve bağımlı aile üyelerinin başvurularını askıya alan bakanlığın bu konudaki kararının ne olacağı da ilerleyen süreçte netleşecek.

Bu hususlarda ilerleyen günlerde yapılacak olan açıklamaklar, mahkeme kararları ve son gelişmelerle ilgili bilgi almak üzere sitemizin bu bölümünün takip edilmesi başvuru yapacak kişiler için faydalı olacaktır. Detaylı bilgi almak ve vize başvurusu, itiraz başvurusu gibi tüm İngiltere vize ve göçmenlik başvurularında profesyonel destek almak üzere CSS Legal uzmanlarıyla irtibata geçilebilir. 

İngiltere vizesi, Ankara Anlaşması Vizesi ve İngiltere Vizesi Retlerine İtiraz başvurularında uzmanlaşmış CSS & Co Legal Services ile irtibata geçerek İngiltere vize ve göçmenlik hukuku uzmanlarımızla başvurunuzu yapabilir ve her konuda detaylı bilgi alabilirsiniz. Londra, Ankara, İstanbul, İzmir ve Gaziantep ofisleri bulunan CSS Legal ile İngiltere Vizesi Danışmanlık Hattı vasıtasıyla iletişime geçebilirsiniz.

CSS & Co Legal Services’den ayrıntılı bilgiye ulaşmak isteyenler firmanın, https://csslegal.com/ adresindeki internet sitesinden veya, İngiltere’den 02088828175, Türkiye’den ise 00 90 8504555505 numaralı telefonlardan temas kurabilecekler.

Konuyla ilgili link: http://www.bailii.org/uk/cases/UKUT/IAC/2017/167.html