MUSTAFA KÖKER

LONDRA

Ashton Ross Law Partner Avukatlık firmasından Avukat Semira Dilgil, İngiltere Yüksek Mahkemesinde görülen Hacer Aydoğdu davasıyla birlikte tartışılan Ankara Anlaşması ve İngiltere vizesi uygulamalarına açıklak getirdi.

Avukat Semira Dilgil, yüksek mahkeme kararının Home Office (İçişleri Bakanlığı) aleyhine verildiğine işaret ederek, süresiz oturum üzerine yapılan yorumlar bağlayıcı niteliğe sahip olmamadığına dikkat çekti.

İngiltere İçişleri Bakanlığı’nın (Home Office) verilen kararı uygulamak zorunda olmadığını belirten Dilgil, “Yine de yüksek mahkeme yargıcının yorumları Home Office tarafından dikkate alınabilir ve kuralların uygulanışı ile ilgili değişikliğe gidilebilir” dedi.

Yapılabilecek değişiklerle ilgili kesin bir şey söylemek mümkün olmamakla birlikte, günümüzdeki göçmenlik kurallarının uygulanışı incelenerek yorum yapılabileceğinin altını çizen Semira Dilgil, “Home Office’in mahkeme kararını dikkate alıp, değişikliğe gitmesi durumunda süresiz oturum şartlarına şu yeniliklerin getirilmesi mümkündür:

Süresiz oturum hakkının en az 5 sene sonunda kazanılması;

• Süresiz oturum başvurusunda İngilizce lisan gerekliliği istenmesi;

•Belirli gün sayısı kadar ikamet etme şartı getirilmesi (Örneğin, senede 270 gün); ve

•Başvuruda bulunan kişiye göre farklılık göstermek üzere, minimum finansal gelir şartı getirilmesi.

Öngörülen değişiklikler kesin olmamakla birlikte, yorumlar güncel göçmenlik kurallarının işleyiş ve uygulanışına göre yapılmıştır” değerlendirmesinde bulundu.

TARTIŞMAYI BAŞLATAN HACER AYDOĞDU DAVASI

Dilgil’in, Hacer Aydoğdu davasıyla birlikte, Ankara Anlaşması 1973 Göçmenlik Kuralları ile İngiltere İçişleri Bakanlığı Güncel Göçmenlik Kuralları çerçevesinde son günlerdeki tartışmaya yol açan davayla ilgili değerlendirmesi ise şöyle:

08 Mart 2017 tarihli yüksek mahkeme kararı, Ankara Anlaşması başvurusu sahipleri, eşleri ve çocuklarının Birleşik Krallıktaki süresiz oturum hakları ve süreçlerini yakından ilgilendirmektedir. Mahkeme yargıcının vardığı karar, başvuruları değerlendiren İçişleri Bakanlığı (Home Office) için ‘tavsiye niteliğinde olup, bağlayıcı bir etkiye sahip olmamaktadır.’

DAVA ÖZETİ

Davanın yüksek mahkemeye gitmiş olmasının sebebi, Ankara Anlaşması Dependant kategorisinde bulunan Hacer Aydoğdu ve 2 yaşındaki oğlunun süresiz oturum başvurularının 23 Eylül 2015 tarihinde Home Office tarafından ret edilmiş olmasıdır.

08 Nisan 2011 tarihinde, Hacer Aydoğdu’nun eşi Ankara Anlaşması’ndan yararlanarak Birleşik Krallık’ta iş kurmaya hak kazanmıştır. Hacer Aydoğdu eşinin başvurusuna ‘Dependant’ olarak 23 Eylül 2013 tarihinde katılmıştır. 04 Şubat 2015 tarihinde evli çiftin çocuğu dünyaya gelmiştir.

4 senesini Ankara Anlaşması kurallarına uygun bir şekilde Birleşik Krallık’ta tamamlayan Hacer Aydoğdu’nun eşi, 18 Ağustos 2015 tarihinde süresiz oturum vizesi almıştır; fakat Hacer Aydoğdu ve oğlunun süresiz oturum başvuruları ret edilmiştir.

Başvuru reddinin sebebi, Hacer Aydoğdu’nun süresiz oturum başvuru tarihine kadar eşiyle birlikte (Ankara Anlaşması başvuru sahibi) Birleşik Krallık’ta en az iki sene yaşamamış olmasıdır. Ret kararının ardından, Hacer Aydoğdu idari inceleme (Administratıve Review) başvurusunda bulunmuş olsa dahi, Home Office kararında değişiklik yapmamıştır.

İtiraz başvurusunun çözüm getirmemesi üzerine, Hacer Aydoğdu konuyu “Judicial Review” olarak bilinen yüksek mahkemeye taşımıştır.

Yüksek Mahkeme de, davanın asıl içeriği haricinde, 1970 senesinde imzalanan ‘Ankara Anlaşması Katma Protokolü ve Anlaşma’ kapsamındaki süresiz oturum hakkına yönelik yorumlarda bulunulmuştur.

KARAR ÖZETİ

Öncelikle, yüksek mahkemenin Home Office kararını geçersiz kılıp, Hacer Aydoğdu ve oğlunun lehine hüküm verdiğini belirtmek isteriz. Yani mahkeme kararı itiraz edilecek bir karar değildir.

Verilen hükmün haricinde, mahkemedeki Home Office temsilcisi Ms Rhea QC’nin argümanı üzerine, mahkeme yargıcı ‘Ankara Anlaşması Katma Protokolü’ ve süresiz oturum hakkı üzerine bağlayıcı olmayan tavsiye niteliğinde yorumlarda bulunmuştur.

Mahkemede yapılan yorumlar ve satır başları şu şekildedir:

1970 senesinde imzalanan ve 1973 senesinde yürürlüğe giren Ankara Anlaşması Katma Protokolü’nün 41. Maddesi, anlaşmaya taraf ülkelerin birbirlerine yönelik, yerleşme ve hizmet sunma serbestisi ile ilgili yeni kısıtlamalar getirmelerini engelleyerek, mevcudun korunması kuralı işlevi görmektedir. Özetle 41. Madde, taraf ülkelerin birbirlerine 1973 senesindeki göçmenlik kurallarında (Immigration Rules) yer almayan kısıtlamaların getirilmesini engellemeyi amaçlar.

Ankara Anlaşması kuralları (HC 509 ve HC 510) kapsamında, Ankara Anlaşması vize sahipleri, eşleri ve çocuklarının 4 sene boyunca Birleşik Kiralık’ta vize şart ve yükümlülüklerini yerine getirerek yaşamaları durumunda süresiz oturum hakları bulunmaktadır.

Home Office temsilcisi mahkemede, süresiz oturum şartlarının 1973 yılından bu yana çok büyük değişiklere maruz kaldığını ve şimdiki şartların eskiye kıyasla çok daha sıkılaştığını savunmuştur. Günümüzdeki göçmenlik kuralları süresiz oturum şartlarında Birleşik Krallık’ta ikamet, yabancı dil ve finansal şart gibi unsurlar yer alırken, Ankara Anlaşması kuralları kapsamında süresiz başvuru yapanların hem daha kısa sürede hem de bu unsurların hiçbirine maruz kalmadan süresiz oturum aldıkları ileri sürülmüştür.

Home Office temsilcisi, belirtilen sebeplerden ötürü, Ankara Anlaşması süresiz oturum şartlarına değişiklik getirilmesini savunmuş ve süresiz oturum hakkına getirilecek olan değişikliğin 41. Maddenin anlam ve amacıyla çelişmediğini ileri sürmüştür.

Home Office temsilcisinin argümanı üzerine, yüksek mahkeme yargıcı, Ankara Anlaşması ve Katma Protokolü kapsamındaki süresiz oturum hakkına getirilecek bir değişiklik veya kısıtlamanın, Birleşik Krallık’ta kurulan işletmenin işleyişini hiçbir şekilde etkilemeyeceği yönünde karar vermiştir.

Home Office temsilcisinin argümanı ve yüksek mahkeme yargıcının yorumuna göre, Ankara Anlaşması süresiz oturum hakkı, 41. Madde dikkate alınmaksızın, günümüzdeki göçmenlik kurallarına göre değerlendirilmelidir ve meydana gelebilecek bu değişiklik ülkeler arası yapılan bu anlaşmanın asıl amacına karşı gelmemektedir.