Tek fantastik ve hiciv dolu eseri İngiliz klasikleri arasındadır. İngiltere kökenli İrlandalı yazar Jonathan Swift’in bugün ölüm yıl dönümüdür.
Gezilerini ve gemisi batınca bir adaya sığınan bir doktorun maceralarını anlatır ama sadeleştirilince çocuk kitapları arasında da yerini almıştır. Ancak karakterleri yoluyla verdiği siyasi mesajlar o kadar şahanedir ki modern hicvin öncüsü/babası kabul edilir. 18. yüzyılda Avrupa yaşamı hakkında günümüz Avrupalılarına dahi ilginç izlenimler sunar. Çünkü sosyal ve toplumsal konulara, din algısına ve siyasetçilere değinir, eleştirir, küçümser ve bunu enteresan bir çekicilikle yapar.
Swift bu taşlama dolu eserini yazdığında ne kendi adını kullanır ve ne de kitabının adı aynıdır. ‘Travels into Several Remote Nations of the World’ der önce Isaac Bickerstaff adıyla.
Eserinde kendisi konuşmaz; saflık, berraklıkla beraber aç gözlülük anlamına da gelen Gulliver’i konuşturur. Ahlaki değerler, özgünlük, hiciv ve hayal gücü olarak özetlenebilir vermek istediği mesajlar. Ayrıntılarda başarılıdır ama esas başarısı hayal gücü ile edebi dili birleştirme yeteneği denilebilir.
Mezar taşında ‘öfkenin kalbine zarar veremeyeceği yerdedir artık…’ diye yazar. Dublin Aziz Patrick Katedrali’nde yatar, ne de olsa İrlandalıların koruyucu azizidir. Dublin’e gidince hatırda tutulması gereken başka bir konu meraklıları ve ayrıntılara önem verenler için.
Çocukluğumuzdan hepimiz hatırlarız değil mi cüceler diyarını?
Lilliput isimli küçük köy minyatürlerine bakınca Gulliver’in maceralarının ilk kısmı olan cüceler ülkesi akla gelmez mi? İlgisi olmayan bilmeyebilir ama huysuz koleksiyoncular için kıymetli ve pahalı parçalardır. Hatta İngiltere’nin güneyinde Bournemouth yakınlarında Lilliput isimli br yerleşim de vardır.
Siyasi mesajlar verir ya; Lilliput ülkesi ve insanları cücedir ve bu aslında İngiltere’de uzun yıllar iktidarda olan ve ‘Whig’ denilen muhafazakar partiye, ahlaki geriliğine, ve zamanla yozlaşmasına işaret eder. Ufak çıkarlar peşinde koşan ufak insanlar der…cüceler işte…
Cüceler ülkesinden sonra vardığı devler ülkesinde nasıl da ilginç bir karşılaştırma yapar. Devler boyutlarıyla ürkütücü olsa da zararsız, barışçıl ve şirindirler. Cüceler ile karşılaştırınca kötülüğün, yolsuzluğun ve ahlaksızlığın cüssede olmadığını anlatır bize.
Güliver’in Gezileri esasen köleliğe de işaret etmez mi? Kocaman olanı ele geçiren cüceler onu hakim oldukları dönemin teknolojisi ile yapmazlar mı?
Ama Milli Eğitim Müfredatı’nda ‘Okunacak İlk 100 Eser’ arasındadır hala Gulliver/Güliver’in Gezileri…Hasan Ali Yücel Klasikleri anısına…
This place he got by wit and rhyme,
And many ways most odd;
And might a bishop be in time,
Did he believe in God.