Yıl 1969… Pisti uzatmak için inşaat çalışmaları dolayısıyla Münih Riem Havaalanı’nın bir süre kapanmak zorunda kalması Türk gazetelerini etkiler. Kalıplar Türkiye’den gelemediği için Hürriyet’in Münih’te başlayan basımı da mümkün olmaz… Önce Tercüman, hemen ardından Hürriyet Frankfurt’a taşınır. Yegane uçak seferleri Frankfurt üzerindendir çünkü… İstanbul’da basılan gazeteler THY uçağıyla artık Frankfurt’a getirilip satılmağa başlanır…

Tercüman’ın Münih büro şefi efsane gazeteci Vural Kakmacı, Frankfurt’a geldikten sonra gazetenin kendine ait bir matbaası olması gerektiğini ısrarla savunur… Çünkü THY uçağının kargosunda her gün tüm gazetelerden ancak toplam 5 bin civarında getirebilmekte… Ama Tercüman’ın tirajı devamlı artmakta… Kakmacı, yaptığı hesaplarda gazetenin kendine ait matbaaya sahip olmasının kaçınılmaz olduğunu görür. İstanbul Alman Lisesi mezunu, üç dili akıcı konuşan Kakmacı süratle arayış içine girer…

O dönemler Türkiye’deki kambiyo rejimi matbaa için yüksek bir sermaye transferine izin vermez… Frankfurt’ta kısa sürede çok geniş bir çevre edinen Kakmacı Alman bankalarından kredi için sonuç alamaz… Kakmacı ısrarlıdır… Frankfurt’ta Azeri asıllı işadamı Selmi’yle görüşür. Eğitimini İstanbul’da yapan, akıcı Türkçe konuşan işadamı krediyi sağlayınca Kakmacı harekete geçer… Kredi daha sonra anlaşmadaki gibi geri ödenir… Kakmacı, Frankfurt’un Heddernheim semtinde kullanılmayan çok büyük bir marangozhaneyi kiralar… Makineler ve diğer ekipman ısmarlanır… Türkiye’den ekipler getirilip makineler kurulur… 1971 yılında düğmeye basılır…

Tercüman’ın matbaasının açılışı Türkiye’nin o dönemki Almanya Büyükelçisi Oğuz Gökmen tarafından yapılır… Alman İkinci Televizyon Kanalı da açılışı akşam ana haber programı ‘Heute’ de ‘Almanya’da ilk Türk matbaası açıldı’ diyerek uzunca verir… Kakmacı haklı çıkar… Bir iki yıl içinde Tercüman’ın tirajı 26 bin civarında, Hürriyet’in ise 12 bin civarındadır…

Avrupa Tercüman gazetesi için bir dönemler ‘Ekol’ diye yazılması yanlış değildir… Artık Avrupa’da olmasa bile Tercüman hep anılır, çok gazeteci kıyısından köşesinden ilişki içinde olmuştur… Almanya’da gazetecilik yapan veya gazete yayıncılığının çeşitli kademelerinde görev yapan kuşağın önemli bir bölümü Tercüman’da çalışmıştır… Avrupa Tercüman gazetesi Avrupa Hürriyet ile birlikte Avrupa’daki Türkçe basın için uzun yıllar bir okul olmuştur… Bir iki yıl önce kitabım için Frankfurt şehir arşivinde araştırma yapmıştım… 1895 yılında yapılan nüfus sayımında 28 Osmanlı vatandaşının yaşadığı yazıyor. Savaş sonrası 1946’da ise 15 Türk vatandaşının Frankfurt’ta kayıtlı olduğu gözüküyor… Nereden nereye… 1890’lı yıllarda kentte yaşayan Osmanlı vatandaşlarına acaba ’70-80 yıl sonra buralarda Türk matbaası açılacak’ dense tepkileri nasıl olurdu acaba…

KAYNAK: Halit Celikbudak
Beyaz Yerler Siyah Olacak...
Türk Basınının Avrupa Macerası / Doğan Kitap 2014
NOT: Yazdıklarım özettir…