Erdoğan'ı beğenmeyenler kimi beğeniyor?


Türkiye'de "Aydın" olarak nitelenen kesimlerin çoğulcu ve özgürlükçü demokrasiye bakış açıları pek farklı değildir.
Bu bakış açısının özünde "Seçilmişlik" pek önemli değildir.
Türk aydını şu ya da bu şekilde iktidar olanlara "Benim gibi düşünenler ve davrananlar kabul edilebilir" diyerek bakar.
Bu aslında bir siyasal çocuk hastalığıdır.
Bu hastalığın soldaki ilk semptomlarını 60'lı ve 70'li yıllarda görmemiş miydik?
Sağcı olduğu için Demirel zaten meşru bile kabul edilmiyordu? "Ortanın solu" kapsamında sosyal demokrat olmaya çalışan CHP ise "Gardırop Atatürkçüsü" olmakla suçlanıyordu.
Bu kafa karışıklığı Aybar'ın TİP'inin de parçalanmasına ve fraksiyonlara bölünmesine dayandı.
Sendikalar da bu kargaşada çeşitli damgalarla devre dışı bırakıldı.
Sonuçta Türk solu adına seslerini en fazla duyuran kesimler "Milli Demokratik Devrimci" yani darbeci oldular.

Hastalık nüksetti

Onları da 12 Mart 1971 darbesi tutukladı, işkencelere tabi tuttu.
Aynı hastalığın yansımalarını bugün de görüyoruz.
Nasrettin Hoca'ya göre nasıl eskiyen ayları kırpıp yıldız yaparlarsa, eskiyen solcuları da liberal yaparlar burada.
Ama bu tür liberallikte de, eski solculuktaki gibi "Seçilmişlik" önemli değildir.
Ayrıca icraat ve hizmet hiç önemli değildir.
Önemli olan seçilerek iktidara gelmiş kişinin "Benim gibi düşünmesi ve davranması"dır.
Milliyetçi ve muhafazakâr bir siyasetçi olan Tayyip Erdoğan'a dönük beklentiler de bu çizgide şimdi.

Öfke tırmanırken
Onun derin siyaset çizgisindeki bu eğilimini yansıtan söylemleri, genlerindeki sol bilgileri liberallikle yenilemeye çalışan kesimleri öfkelendiriyor.
Solla ve liberallikle hiç ilgisi olmayan "Cemaat" tipi yapılanmalara karşı gösterilen muhabbet ve hoşgörünün zerresi, Tayyip Erdoğan'a gösterilmiyor.
Osmanlı'dan bugüne aktarılan "İstemezükçülük" şimdi Tayyip Erdoğan'ı hedef almış durumda.
Burada anahtar soru şu olabilir:

Anahtar soru

- AK Parti'yi ve Tayyip Erdoğan'ı istemediğinize göre önümüzdeki ilk seçimde oyunuzu CHP'ye mi, MHP'ye mi, DSP'ye mi vereceksiniz?
Eğer cevap "Hiçbirine" şeklinde çıkarsa, yine sorabilirsiniz,
- İktidar için uygun gördüğünüz alternatif kimdir, hangi partidir?
Bereket ülkenin "Aydın olmayan" büyük çoğunluğunun kafası karışık değil.
Onlar uygun gördükleri ve hem kendileri hem de ülke için yararlı buldukları partilere oy veriyorlar.
Çoğulcu ve özgürlükçü demokrasi bu şekilde ayakta kalıyor.
"Derin toplum" hiçbir siyasi partinin meşru kabul edilmediği sistemin adının ya "Anarşi" ya da "Askeri rejim" olduğunu biliyor.
Ve derin toplumun Tayyip Erdoğan'ı da beğenmediği zaman, oylarıyla, başka bir siyasi lideri yıldız yapacağını herkes biliyor.

(Sabah gazetesinden alınmıştır)