İngiltere Merkez Bankası, Brexit’in anlaşma olmadan gerçekleşmesi durumunda, İngiltere’nin 1930’lu yıllardan bu yana görülen en kötü ekonomik krize doğru gideceği uyarısında bulundu.
Banka, anlaşmasız Brexit durumunda ev fiyatlarının yüzde 30 düşebileceğini ve temel faiz oranının yüzde 5,5’e yükselebileceğini belirtti. Çarşamba günü yapılan uyarılarda ayrıca, işsizlik oranının yaklaşık iki kat artarak yüzde 7,5’e çıkabileceği ve İngiltere ekonomisinin yüzde 8 oranında küçülebileceği de ifade edildi. 2008 yılındaki krizde İngiltere ekonomisinin küçülme oranı yüzde 6,3 oranında olmuştu.
İngiltere Merkez Bankası Başkanı Mark Carney, Brexit darbesinin “arz şoku” yaratabileceğini ve buna tepki olarak temel faiz oranını yükseltmek zorunda kalabileceklerini söyledi.
Maliye Bakanı Philip Hammond da hangi Brexit senaryosu gerçekleşirse gerçekleşsin, İngiltere’nin ekonomik durumunun Avrupa Birliği’nde kalmaya nazaran daha kötü olacağını açıkladı.
İngiltere Başbakan Theresa May ise parlamentoda yaptığı konuşmada, hükümet analizinin, ülkenin gelecek yıllarda şimdikinden daha yoksul olacağı anlamına gelmediğini söyledi.
İngiltere Merkez Bankası ve hükümet tarafından yapılan analizler, parlamentonun Brexit konusunda bir anlaşmaya varamamasını da içeren çeşitli senaryolar üzerinden gerçekleştirildi.
Bu analizler, Brexit yanlıları tarafından “düzmece” ve “gerçek dışı” olarak yorumlandı.
Hükümet tarafından yapılan analiz, Başbakan May’in Brexit anlaşmasında parlamento onayını alıp AB ile iyi ilişkiler kurması durumunda bile, 15 yıllık bir dönemde ekonominin yüzde 3,1 oranında küçülebileceğini gösteriyor. Analize göre İngiliz ekonomisi, anlaşmasız Brexit halinde yüzde 10,7, Kanada tarzı bir ticaret anlaşması yapılması durumundaysa yüzde 8,1 oranında küçülebilir.Bu analizler sonucunda elde edilen bulguların, Başbakan Theresa May tarafından milletvekillerini anlaşmasını destekleme konusunda ikna etmek için
Brexit yanlıları, Başbakan May ve İngiltere Merkez Bankası Başkanı Mark Carney’i, 2016 yılındaki Brexit referandumu süreci boyunca uygulanan “korku projesini” yeniden ortaya çıkarmakla suçluyor. Eleştiriler, May’in anlaşmasını parlamentoda kabul ettirebilmek adına korku politikası uygulandığı yönünde.
İngiltere Merkez Bankası Başkanı Mark Carney ise konuyla ilgili şöyle konuştu: “Bu analizi parlamento talep etti. Bu analizi yapmak zorundaydık ve yaptık.”
Banka tarafından yapılan açıklamalarda, yapılan analizin bir öngörü değil, yalnızca senaryolardan ibaret olduğu belirtildi. Analizin, bir dizi varsayımlar altında en kötü senaryonun gerçekleşmesi durumunda
‘İkinci seçenek olabilir’
İşçi Partisi’nden John McDonnell’in ikinci Brexit referandumu fikrine açık olabileceklerini söylemesi, ekonominin bir nebze toparlamasını sağladı.
McDonnell çarşamba günü yaptığı açıklamada, hükümetin güven oyu alamaması durumunda yeniden seçimlere gidilmezse, ikinci Brexit referandumu yapmanın bir çözüm olabileceğini söyledi.
Ekonomi uzmanları, İşçi Partisi’nin bu eğilimi sayesinde ekonomide yükseliş gözlemlendiğini belirtti. Bu trend sterlinin değerine de yansıdı.