LONDRA - Büyük bankaların Brexit nedeniyle Avrupa ülkelerine yönelmesi, Londra’nın finans hizmetlerindeki hegemonyasını uzun süre sürdüremeyeceği anlamına geliyor.

Finans dünyası, İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden çıkışı için tarih yaklaşırken, Londra’nın finans dünyasındaki merkezi rolünün giderek azalmasını konuşuyor.

Bu kademeli bir değişim olabilir ve bu değişimin boyutu tartışılabilir ancak yıllardır İngiltere’de oluşmuş olan finansal altyapının büyük bir bölümü, Avrupa’ya göç etmeye hazır.

Goldman Sachs’ın Fransa’nın başkenti Paris’te bir hisse işlemleri merkezi kuracak olması bu durumun son hatırlatıcısı oldu. Ocak ayında Brexit’in resmi olarak gerçekleşmesinin ardından ne olursa olsun ve İngiltere ile Avrupa Birliği arasında bir ticaret anlaşmasına varılsın ya da varılmasın, Avrupa Londra’nın domine ettiği finans sektöründen ayrılacak.

Goldman 4 Ocak tarihine kadar Paris’te yeni bir borsa platformu kurmayı planlıyor ve bunun için düzenlemelere uyum sağlanmaya çalışılıyor. Brexit sonrasında, Avrupa hisselerinin İngiltere’de işlem görmesine izin veren bir anlaşma yapılmazsa, Wall Street şirketinin müşterileri, Avrupa’da işlem yapmaya devam edebilecek. Londra ve Brüksel zaman içinde Finans sektörü kurallarının “denkliğine” karar verse bile, Goldman bu yeni merkezi açık tutacak. Zira denklik kısa bir sürede geri çekilebilir.

ABD bankası ilk değil. Goldman’ın rekabet ettiği daha büyük borsalar ve hisse platformları yıllardır, İngiltere’de Avrupa Birliği hisselerinin işlem görebilmesinin son bulmasından kaynaklanacak zararları önlemek için hazırlık yapıyor. London Stock Exchange (Londra Menkul Kıymetler Borsası) Amsterdam platformunu 30 Kasım’da başlatacak. Londra’da Avrupa hisselerinin işlemlerinin yapıldığı en büyük borsa Cboe Global Markets ise 2019 yılından beri Hollanda’da faaliyet gösteriyor ancak şu anda herhangi bir hisse işlemi yapılmıyor. Tüm bunların sonucunda Londra büyük bir darbe alacak.

Goldman Sachs Hisse Yönetim Hizmetleri Başkanı Elizabeth Martin, Bloomberg’e yaptığı açıklamada, Londra’nın Avrupa hisselerindeki işlem hacminin büyük bir bölümünü kaybedeceğine inandığını söyledi. Avrupa şirket hisselerinin üçte biri, İngiltere’de çeşitli borsalarda el değiştiriyor ve günlük 10 milyar dolarlık işlem gerçekleşiyor. Cboe’nin verilerine göre, bu sistem Londra’nın işlem hacminin yarısını oluşturuyor. Bu işlemleri gerçekleştiren şirketler, hareketliliğin devam etmesi için ellerinden geleni yapacaklar.

Avrupa’nın ise bu işlemleri neden kıtaya geri taşımak istediği oldukça açık. Bu yalnızca İngiltere’ye göç eden bankaların ülkeye dönüşlerini sağlamak ya da bu dönüşten kaynaklanacak ekstra gelir değil. Konu likidite. Son yıllarda, yalnızca Londra’da değil, birçok yerde, birçok yatırım platformu ortaya çıktı ve aksi takdirde Avrupa’da kalacak olan likiditeyi kendilerine çekti.

Bazı yatırımcılar, İngiltere, ABD ve Avrupa hisselerinin, Londra, New York ya da Hong Kong gibi, aynı noktada işlem görebildiği stratejileri uygulamalarına imkan veren statükoyu tercih ediyor. Ancak diğer yatırımcılar ana piyasalarında daha derin bir likidite havuzundan fayda sağlayabilir. Fransa hisseleri zaman içinde Paris’e ve Alman hisseleri Frankfurt’a taşınırsa, uygulama bazı işlemler için daha iyi olabilir. Avrupa, büyümesinin finansını sağlamak için banka kredisine fazlaca ihtiyaç duyan ekonomilerin sürdürülebilirliğini sağlamak için daha derin bir sermaye piyasasına ihtiyaç duyuyor.

Yine de Ocak ayında, Londra’dan göç bir gecede gerçekleşmeyecek. Avrupa Birliği henüz hisse işlemlerini ve diğer aktiviteleri mümkün kılacak denkliği vermedi. Ancak gidişat belli. Londra finansal hizmetlerdeki hegemonyasını uzun süre sürdüremeyecek.