Almanya Başbakanı Angela Merkel, zirve öncesinde yaptığı açıklamada, ''Hala çözmemiz gereken bir dizi sorun ve yapılması gereken müzakereler var. İşler bitmiş değil ama herkes buraya kesinlikle önemli mesafe almak için geliyor'' dedi.

     Uluslararası Para Fonu Başkanı Christine Lagarde da zirveye girişinde genel bir iyi niyet havası gözlemlediği söyledi.

     Yunanistan Başbakanı George Papandreu ise ''Bugün önümüzdeki zorluk basitçe avroyu kurtarmak değil, Avrupa'da çokça beslediğimiz ideallerin güvence altına alınması'' ifadesini kullandı.

     Avro Bölgesi liderleri özel sektörün elindeki Yunan tahvillerinin değerinin yüzde 50 kırpılmasıyla bu ülkenin ağır borç yükünde 100 milyar avroluk indirim sağlamaya çalışacak.

     Öte yandan İtalya ve İspanya gibi zayıf halkaların borçlanma maliyetini düşürecek şekilde Avrupa Finansal İstikrar Fonu'nun elindeki kaynakları mevcut 440 milyar avrodan 1 trilyon avro mertebesine yükseltmeye çalışacak olan liderler, bunun için Çin başta olmak üzere yüksek cari fazla veren ülkelerden sermaye çekmeyi hedefliyor.

BRÜKSEL'DEN İLK OLUMLU İŞARETLER

Avrupa Birliği liderleri mali krizdeki üyelerinin bütçe açığı ve borç ödemelerindeki sıkıntılarına çözüm geliştirmek üzere bu akşam yeniden bir araya geldi.

İlk tur görüşmelerden sonra yayımlanan bildiride, AB liderlerinin, bankaların güçlendirilmesi konusunda anlaşma sağladıkları kaydedildi.

Brüksel'de bu akçaş yapılan toplantı, AB'nin son dört günde düzenlediği ikinci liderler zirvesi. Euro bölgesini oluşturan ülkeler, kurtarma paketini genişletip güçlendirmeyi ve Yunanistan'ın borç yükünü hafifletecek adımları ele alıyor.

Önceki saatlerde, Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu, ülkesinin ekonomisini geliştirmek için elinden gelen çabayı gösterdiğini söyledi.

Brüksel'deki görüşmelerin yalnızca euroyu kurtarma odaklı olmadığını belirten Papandreu, AB içindeki tüm birlik projesinin korunmasının da ele alınacağını kaydetti.

Brüksel toplantısı öncesinde kendi parlamentosundan destek isteyen Almanya Başbakanı Angela Merkel de, Euro bölgesindeki borç krizinin daha fazla yayılmaması için geçmişte yapılan hataların giderilmesi gerektiğini söyledi.

BANKALARIN KREDİ FEDAKARLIĞI YETERLİ OLMAYABİLİR

Almanya Başbakanı Merkel, krize kökünden çözüm getirmek gerektiğini, bunun için de Avrupa bünyesinde ekonomik bütünleşmenin güçlendirilmesi gerektiğini savundu.

Almanya Parlamentosu Merkel'e kurtarma paketinin geliştirilmesi yönünde müzakereler için beklenen yetkiyi verdi; 503 milletvekili olumlu, 89 milletvekili ise olumsuz oy kullandı.

Merkel, Avrupa'nın geneli iyi durumda değilse, Almanya'nın da refaha ve başarıya ulaşamayacağını kaydetti.

Başbakan Merkel, euro bölgesi ülkelerinin kurallara uymaları ve uymazlarsa bunun çaresine bakılması gerektiğini söyledi. Merkel gerekirse söz konusu ülkelerin Avrupa Adalet Divanına bile sevkedilebileceğini belirtti.

Alınacak kimi önlemlerin Avrupa'nın en büyük ekonomisi olan Almanya'yı mali bakımdan korunmasız durumda bırakabileceğini söyleyen Angela Merkel, ancak şimdiki durumda, risk alınmasının, sorumlu ve haklı gösterilebilir bir hareket olacağını kaydetti.

Yunanistan'ın yeniden ayağa kalkmasını arzu ettiklerini belirten Merkel, bankaların alacaklarının bir bölümünden vazgeçmesinin Yunanistan'ın sorunlarını tek başına çözemeyeceğini vurguladı.

Başbakan bu nedenle, Almanya'nın "uzunca bir süre" Yunanistan'a destek vermesi gerekeceğini de söyledi.

GÖRÜŞMELERİN İKİ TEMEL HEDEFİ VAR:

Bunların ilki Yunanistan'ın tahvillerini elinde tutan özel mali kuruluşların geri ödemelerden hangi oranda feragat edeceğini belirlemek. Zira Yunanistan'ın alacaklılarına başta vadettiği oranlarda geri ödeme yapamayacağı artık yaygın şekilde kabul ediliyor.
İkinci önemli gündem maddesi ise, AB'nin mali kriz karşısında oluşturduğu kurtarma fonunun büyütülüp büyütülmeyeceği.

Darboğaza giren üyeler listesine son aylara yenilerinin eklenmesi üzerine, bu fonun artırılması gerekebileceği konuşuluyordu.

BREZİLYA VE ÇİN'İN KAPISI ÇALINABİLİR

Gündemdeki fikirlerden biri fona kaynak sağlamak üzere, dünyanın en hızlı gelişen ekonomik oyuncularından da destek istemek.

Bunun için varolan kurtarma fonu ile bağlantılandırılacak bir fon kurulması ve Çin ile Brezilya gibi ülkelerin bu fona yatırım yapması öneriliyor.

Avrupa Mali İstikrar Mekanizması'nı yöneten Klaus Regling bu hafta Çin'e yapacağı ziyarette öneriyi gündeme getirilecek.

Ancak bu aşamada fonun nasıl yapılandırılacağı henüz şekillenmiş değil.

Avrupalı yetkililer Uluslararası Para Fonu IMF'yi de, bir diğer olası destek kaynağı olarak görüyor. IMF'nin de 'genişletilmiş fon'a katkı yapabileceği ya da ayrı bir yoldan kaynak aktarabileceği savunuluyor.

Ancak IMF'nin bu şekilde bir düzenlemeye dahil edilebilmesi için AB'nin euro bölgesi dışındaki üyelerinin de onayı gerekli.

İTALYA'DAN SON DAKİKA FORMÜLÜ

Özellikle euro kullanan ülkeler arasında üçüncü büyük ekonomi durumundaki İtalya'nın da girdaba sürüklenmesinden endişe ediliyor.

İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi'nin diğer liderlere, ülkesinin dev bütçe açığı sorununa çözüm getirmek üzere kapsamlı bir plan sunması bekleniyor.

Berlusconi, koalisyon ortaklarının başta karşı çıktığı kesinti ve emeklilik yaşının yükseltilmesini öngören pakete, son anda bir uzlaşma formülü sunarak destek aldı.

Formülün ayrıntıları netleşmedi ancak Kuzey Birliği lideri Umberto Bossi, "Sonuçta bir yol bulduk. Bakalım buna AB ne diyecek?" şeklinde konuştu.

İtalyan yetkililer, Berlusconi'nin bu anlaşma için bu yıl sonunda görevden ayrılma sözü verdiği iddialarını ise yalanladı.

1,6 Trilyonluk borcu olan İtalya'nın vadesi gelen borçları ödemesi için önümüzdeki 3 yılda 600 milyar euroya ihtiyacı olacak. Bu kaynağı sağlamak için piyasalardan yeni borç bulabilmesi, bunun için de arkasında güçlü bir teminat olması gerekiyor.

BBC Brüksel muhabiri Chris Morris, bu zirvenin AB tarihinin en önemli toplantılarından biri olduğunu ve başarısızlıkla sonuçlanmaması gerektiğini kaydetti.

Liderler geçen hafta sonunda da bir araya gelmiş ve bankaların gelecekte daha fazla sermaye rezervi tutmasının şart koşulmasını ve AB kurtarma fonunun güçlendirilmesini konuşmuştu.

YOLUN YARISI KATEDİLDİ

Görüşmeler nihai sonuca ulaşamadı ancak şimdiye dek alınan kararlar şöyle:

Borç krizindeki üyelerden alacaklarını tam olarak tahsil edememe riskine karşı, Avrupa bankalarına 100 milyar euro kadar ek sermayelendirme yapılması düşünülüyor

Bu tutar mali yatırımcılar, hükümetler ve EFSF tarafından karşılanacak

440 milyar tutarındaki Avrupa Mali İstikrar Olanağı (EFSF) güçlendirilecek- ancak bunun ayrıntıları netleştirilemedi

Yunanistan'a borç vermiş olan özel kuruluşların, alacaklarından daha önce belirlenen yüzde 21 oranından çok daha fazla bir kaybı kabul etmesi istenecek. Bu oran da kesinleşmedi.

Belirsiz kalan noktalar üzerinde, Avrupa'nın en güçlü liderleri arasındaki görüş ayrılıkları ise sürüyor.

Fransa, Avrupa Merkez Bankası'nın kurtarma fonunu kredilerle destekleyerek, kredi hacmini 2-3 trilyon euroya yükseltmesini istiyor.

Almanya Başbakanı Angela Merkel, bu fikre karşı.

Bu nedenle kurtarma fonunun, İtalya ve İspanya gibi ülkelere kısmi teminat sağlayarak zordaki ülkeleri yatırımcılardan ve bankalardan kredi alabilir hale getirmesi şeklinde bir orta yol formülüne varılması bekleniyor.

Ayrıca, Yunanistan'ın alacaklılarının, ne oranda bir kaybı sineye çekmelerinin isteneceği de tartışma konusu.

Almanya getiri beklentisinin yüzde 50-60 oranında 'traşlanmasını' istiyor. Avrupa Merkez Bankası'nın ise bu oranı çok yüksek bulduğu kaydediliyor.

Bu anlaşmazlıkların dün yapılması ve zirveye zemin oluşturması gereken maliye bakanları toplantısının iptaline yol açtığı kaydediliyor.

Yunanistan'ın borçlarını başta vadettiği oranlarda geri ödemeye zorlanması halinde, iflas bayrağını çekmesi söz konusu olabilir.

Bunun da birliğin geri kalanı açısından önceden kestirilemeyecek sonuçlar yaratmasından endişe ediliyor.

BBC ekonomi editörü Robert Peston, Avrupa Para Birliği'nin geleceğinin Almanya'nın ne derece mali risk almaya hazır olduğuna bağlı olarak şekillenceğini söylüyor.

Fransa Başbakanı François Fillon da önceki saatlerde tyaptığı açıklamada, zirve başarısızlıkla sonuçlanırsa "AB'nin kendisini bilinmeyen sularda bulabileceği" uyarısı yapmıştı.

 

AA & BBC