Düşüncelerim anarşist, faşist veya komünist olabilir...



Bu toplantılarda MİT müsteşarının gazetecilerden iki kez istekte bulunduğunu söyledi...

Bunlardan biri olayların şirazesinden çıkmaması için Apo’nun idam edilmesine yol açacak yayınlardan kaçınılması yolundaki talepti Özkök’ün yazısına göre...

Dün ise yeni bir not daha yazdı Özkök...

O yıllardaki MİT müsteşarının 1999 yılındaki toplantıya dönemin Ankara temsilcilerini değil, sadece gazete ve televizyonların genel yayın yönetmenlerini çağırdığını bildirdi...



Ertuğrul Özkök’ü tekzip etmek gibi bir amacım yok...

Fakat o yıllarda MİT’ten bana böyle bir davet gelmedi...

Abdullah Öcalan’ın idamı konusunu ve yargı sürecini çok iyi hatırlıyorum...

Salt kişisel gözlemlerimle haber merkezindeki haber müdürü arkadaşlara “protesto gösterileri haberlerinin büyütülmemesi” ve gerginliğin tırmandırılmaması gerektiğini söylemiştim...

O an toplumun “kana kan bir intikam” sürecinin, ilerde tamiri çok daha güç yaralar açacağını düşünmüş, haberlerin infiali tırmandırmak yerine, yumuşatarak hukuki sürecin objektif parçası haline getirmeyi amaçlaması gerektiğini belirtmiştim...

Nitekim öyle yapıldı...

Ancak bunların hiçbiri herhangi bir MİT yetkilisiyle görüşmesiyle ya da telkiniyle olmadı...

Yedi yıla yakın süren

televizyon genel yayın yönetmenliği görevim esnasında hiçbir MİT müsteşarı veya askeri yetkili beni “makama çağırarak veya dışarda bir toplantıya ya da yemeğe davet ederek” bir konuda bir istekte bulunmadı...

Benim demokrasiden, laikliğe, Cumhuriyet’ten, çoğulculuğa mesleğimde izlediğim bütün politikalar salt kendi hayat okumalarım, düşüncelerim habercilik anlayışım ve inançlarımdı...

Bu anlamda telkinlere kapalıydım...



MİT müsteşarının o toplantısına televizyon genel yayın yönetmenlerinin çağrılıp çağrılmadığını, ya da çağrıldıysa benim neden çağrılmadığımı bilmiyorum...

Fakat umurumun teki değildi o gün de bugün de böyle şeyler...

Düşüncelerim anarşist, faşist, komünist olabilir ya da hiçbiri olmayabilir...

Fakat hepsi sivil, kişisel ve gazetecidir...

Bu gerçeği diğer meslektaşlarımın öyle olmadığını ispatlamak için aktarmıyorum...

MİT müsteşarının ya da başka etkili ve muktedirlerin, gazetecileri etki altına alma çabalarını “mesleğin doğal tezahürlerinden” biri olarak görüyorum...

Dün yapılıyordu, her zaman yapılacak...

Benim tarihe düştüğüm not; çocuklarıma babalarından bırakacağım kişisel bir miras ve haber merkezindeki benimle göz nuru ve alın teriyle insanüstü bir aşkla çalışmış yüzlerce muhabir ve kameraman arkadaşım için bir vesikadır...

Çocuklarım ve meslekteki çocuklarım bilmeli ki; görev yaptığımız dönemde ne MİT müsteşarının ne de başka etkili ya da yetkililerin toplantılarına davet edildik veya katıldık...

Davetli olduğumuz tek yemek Başbakan Necmettin Erbakan ve arkadaşlarıyla Başbakanlık konutunda tüm haber müdürleriyle katıldığımız yemekti...



Yine haber merkezindeki tüm muhabir ve kameraman arkadaşlarımla, Pazar günü üçüncü doğum günlerini kutlayacağımız ikizlerimle, manevi kızıma açıkça belirtebilirim ki;

“Hiçbir patronumun herhangi siyasi bir yönlendirmesinin etkisine girmedim...”

Belki de kişisel durumumun yarattığı “kendi dünyasındaki adem” intibaı, patronları böyle bir etkide bulunma saikinden uzak tuttu...

Bir kısmı zaten bu talepte bulunmayı hiç düşünmeyen insanlardı...



Bu gerçekler, MİT müsteşarının genel yayın yönetmenleri toplantısından yola çıkarak, belirtmeyi doğru bulduğum tarihsel gerçekler...

Ertuğrul Özkök’ün bahsettiği ikinci MİT müsteşarı-medya grubu yöneticileri toplantısı ise, benim zaten katılmamın mümkün olmadığı çok başka bir toplantıdır!..

O toplantıyla ilgili konuşma zamanı değil henüz!..



GÜNÜN SÖZÜ

İnsan kıyıyı uzun süre göremeyeceğini kabul etmeden yeni toprakları keşfedemez...

Andre Gide...



KANSERLE İLGİLİ BİLMEK İSTEYECEĞİNİZ HER ŞEY...

Show’daki yaşam editörüm Havva Kızılırmak aradı...

-”Reha Bey, kanserle ilgili, bu hastalığı geçiren iki Amerikalı doktorun “Kanseri Nasıl Yenerim” isimli çok aydınlatacı ve bilgilendirici kitabı çıktı... Size özetleyerek gönderiyorum” dedi...

Eskiden olduğu gibi, Havva’nın kitaptan özetinin virgülüne dokunmadan sizlere aktarıyorum...



Kanseri Nasıl Yenerim?

Profesör Robert Gorter prostat kanseri, doktor Eric Peper ise cilt kanseri atlattı.. Robert Gorter 26 yıl önce yakalandığı prostat kanserini, kendi geliştirdiği ve bağışıklık sistemini yeniden ayağa kaldırmaya yönelik alternatif tedaviyle yendi.. Gorter Modeli adını verdiği tedavi bitkisel ürünler ve destek besinlerin yanı sıra, bağışıklık sisteminin töropatik ateş ve bağışıklık hücrelerinin aşılanması yoluyla desteklenmesinden ibaret.. Model aynı zamanda hastaların kendi kendilerini iyileştirme potansiyellerini de ortaya çıkarıyor..

Kitap kansere yakalandığınızı öğrendiğiniz andan itibaren yapmanız gerekenleri aşama aşama anlatıyor.. Kanser olduğunuzu ilk öğrendiğinizde;

- Bağışıklık sisteminizi sağlam tutun,

- Bilgi toplayın

- Emsalsiz olduğunuzu anımsayın

- Kendiniz için zaman ayırın

- Enerjinizi toplayın

- Stresten arının

- İkinci bir fikir mutlaka alın,

- Tanınıza dair başka birinin bakış açısına başvurun

- Maddiyatı denklemden çıkarın

- Seçeneklerinizi değerlendirin

- Randevularınıza bir taraftar götürün

- Ani kararlardan kaçının

BAĞIŞIKLIĞI ZAYIFLATAN FAKTÖRLER

- Alınan radyasyon bağışıklık hücrelerini ve sağlıklı dokuları zayıflatır..

- Kemoterapi bağışıklık hücrelerini zayıflatır..

- Genel anestezi bağışıklık sistemini yok etme eğilimindedir..

- Stresin her türü, korku ya da keder türü psikolojik stresler de dahil olmak üzere, bağışıklık fonksiyonunu baskılar..

EN AZA İNDİRİLMESİ GEREKEN RİSKLER

- Israrcı virüsler: Epstein Barr, Hepatit B ve C, hpv

- Evlerimiz, bahçelerimiz ve işyerlerimizde havada, suda ve vücudun yağ dokularında depolanan kimyasallar.

- Hareketsiz yaşam tarzı ve kilo almak; vücudun yağ dokuları tarafından üretilen kötü östrojenler

- Olağan yiyecekler; rafine şeker,trans yağlar, yanmış et..

- Kronik, fiziksel, zihinsel ya da duygusal stres

- İrregular uyku düzeni

OLUMLU YAŞAM TARZI ETMENLERİ;

- Virüslere maruz kalmayı en aza indirmek, gelişmeye başlayan enfeksiyonları kesip atmak

- Kimyasal maruz kalışları en aza indirmek

- Haftada 6 kez yapılan 30 dakikalık yürüyüş kanser riskini önemli derecede düşürür..

- Hergün bir dizi bitkisel gıdanın yanı sıra sebze ve meyve tüketmek kanser riskini önemli oranda azaltır.

- Meditasyon, yoga, spor, danışmanlık ya da diğer vesilelerle etkin stres yönetimi

- Tam karanlıkta uyumlu bir şekilde alınan yeterli uyku..

GORTER MODELİ

- Kanser tedavisinde bağışıklık terapisi

- Bağışıklık sistemini tekrar başlatmak için Ateş-Tüm beden hipertermisi

- Kanser hücrelerinin seçilip yok edilmesi için lokalleştirilmiş hipertermi

- Bağışıklık savunmalarını artıran dentritik hücre aşılaması

- Vitaminler, mineraller, eser elementler, antioksidanlar ve bezel özlerle intravenöz terapi

- Bitkisel Ökse Otu terapisi

- Onkolojik virüslerle tedavi

- Yaşam tarzı ve zihniyet

KANSERLE İLGİLİ İPUÇLARI

UYKU:

- Prof Gorter kitabında kanserle uyku arasındaki bağlantıya dikkat çekiyor.. Kanserden dolayı bozulan vücut ritminin uykusuzluğa yol açtığı ve bunun da kanser için bir ipucu olduğu belirtiliyor..

VÜCUT SICAKLIĞI:

- Kanser hastalarının iç vücut sıcaklıkları daha düşüktür.. Vücut sıcaklık ritminin bozulması bağışıklık fonksiyonunda azalmanın bir göstergesidir ve kanserin dışa vurumunu tetikler.. Çoğu kanser hastası tanıları konulmadan birkaç yıl evvel kendilerini sık sık üşüyor gibi hissettiklerini, elleri ve ayaklarının buz gibi olduğunu ifade etmektedirler..

KALP HIZI ve KALP HIZI DEĞİŞİKLİKLERİ:

Kalp hızı değişkenliğinde azalma kanser için bir risk etmeni olarak belirlenmiştir.

UYKU İÇİN;

Günü Gözden Geçirmek;

Her günün sonunda uyku için yatağa girmeden önce oturun ya da uzanın.. Rahatlayın ve geçirdiğiniz günü görsel imgelerle canlı bir şekilde anımsayın.. Ama bunu zaman bakımından o andan geriye doğru yapın.. Bu meditasyon toplamda 10 ya da 15 dakikadan fazla zaman almamalı..

Faydaları: Çoğu kişi bu günlük uygulamayı bir hafta boyunca yaptıklarında, kendilerini daha huzurlu hissettiklerini ve stres etkenlerini daha azalttıklarını belirtiyor.

Zihninizi durdurmak:

Geceleri rahatlamanıza yardımcı olmaları için hafif bir müzik eşliğinde keyifli bir kitap okuyun.. Sonra nefes egzersizleri yapın.. Ve ertesi gün yapacağınız ve sizi endişelendiren şeyleri not alın..

Gecenin ortasında uyanmak:

Bazı insanlar düşen kan şekerlerinden dolayı geceyarısı uyanırlar.. Çözümlerden biri yatma zamanınız geldiğinde gece boyunca kan şekeri seviyenizi koruması maksadıyla protein içeren ufak tefek bir şeyler atıştırmaktır.. Diğer bir şey de uyandığınızda proteinli bir şey tüketmektir..

Dua ve meditasyon:

Sabahın 4’ünde uyandığınızda, uyuyamayacağınız için endişelenmeyin.. Bunun yerine bu fırsatı değerlendirin ve zamanı zihninizi sakinleştirmek için kullanın. Çünkü sakin ve huzurlu bir zihin vücudu canlandırır..

Yatakta yatarken meditasyon yapmaya ve dua etmeye başlayın.. Meditasyon için bir kelimeyi ya da sevgi ve huzur içerisindeyim türünden bir ifadeyi tekrarlayabilir, huzur dolu bir dua edebilir ya da ilham veren bir şiiri ezberden okuyabilirsiniz..

OLUMLU DUYGULARIN GÜCÜ;

Olumlu sonuca inanmak %75

Mücadeleci bir ruha sahip olmak %71

Hastalığı zor bir sorun gibi görüp kabullenmek %71

Hastalığın ve sonucunun sorumluluğunu almak %68

Olumlu duygular yaşamak için yeni bir arzu ve istek %64

Güçlü iyileşme gücüne ve yenilenen amaca inanç %61

Sağlıksız alışkanlıkları ve tavırları değiştirmek %61

Yaşam tarzını değiştirmek ve kontrol hissi edinmek %59

Kişisel gelişim %57

İyi bir sosyal destek % 57

(Vatan gazetesinden alınmıştır)