STRAZBURG - Avrupa Parlamentosunun (AP), düşünce özgürlüğünü savunan kişi veya kurumlara verdiği Sakharov Ödülü'nün bu yılki sahibi olan Uygur Türkü İlham Tohti'nin ödülü, Çin'de hapiste olması nedeniyle kızı İlham Cevher'e teslim edildi.

AP'nin Strazburg'daki oturumunda düzenlenen törenle ödülü babası adına alan İlham Cevher, "Babamın nerede olduğunu bilmiyorum. Kendisinden en son 2017'de haber alabildik." dedi.

İlham, Çin'in Uygur halkına ne okullarda ne de kendi evlerinde özgürlük tanımadığını belirterek, "Babam, çoğu Uygur'a yapıldığı gibi, şiddet yanlısı bir radikal olarak etiketlendi." ifadelerini kullandı.

Pekin yönetiminin iftiralarla milyonlarca insanı "toplama kamplarına" gönderdiğini kaydeden İlham, bu kamplarda Uygurların dinlerinden, dillerinden ve kültürlerinden vazgeçmeye zorlandığını, bazılarının işkence sonucu hayatını kaybettiğini vurguladı.

Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki politikalarını açık bir dille eleştirdiği bilinen Uygur ekonomist ve aktivist İlham Tohti, 2014'te internet sitesinde ve ders verirken Uygur meseleleri yoluyla etnik nefreti körüklemek, şiddeti desteklemek ve terörü teşvik etmek suçundan ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştı.

Tohti, 2016'da İsviçre'de İnsan Hakları Ödülü'ne, 30 Eylül'de Strazburg'da Vaclav Havel İnsan Hakları Ödülü'ne layık görülmüştü.

Çin'de son yıllarda Uygur Türklerinin yaşadığı Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde eğitim merkezi adı altında faaliyet gösteren kamplar ile Uygurların kimlik ve kültürlerine yönelik ihlaller uluslararası kamuoyu tarafından eleştiriliyor.

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyine üye 22 ülke, temmuzda Çin'in, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki Uygur Türkleri ve diğer azınlıklara yönelik muamelesinin eleştirildiği ve kitlesel gözaltıların durdurulması çağrısına yer verilen bir mektubu imzalamıştı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün raporunda, son iki yılda Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde çok sayıda kişinin "önleyici polisiye tedbir" adı altında suçsuz yere alıkonulduğu ve siyasi bakımdan tehlikeli olarak değerlendirilen bireylerin herhangi bir yargı kararı olmaksızın toplama kamplarına gönderildiği belirtilmişti.

BM ve diğer uluslararası örgütler, kampların incelemeye açılması çağrılarını yinelerken, Çin şu ana kadar kendi belirlediği birkaç kampın az sayıda yabancı diplomat ve basın mensubu tarafından kısmen görülmesine izin verdi. Çin makamları, BM yetkililerinin doğrudan bilgi almak amacıyla bölgede serbestçe inceleme yapma talebini geri çeviriyor.