ASLI ARAL
LONDRA

ABD'deki başkanlık seçiminin sonucu, İngiltere'de Avrupa Birliği (AB) referandumu sonrası yaşanan atmosferi hatırlatırken, "Brexit"e destek veren Donald Trump'ın başkanlığının Anglo-Amerikan ilişkilerine ve AB'den ayrılma sürecine etkisi Birleşik Krallık'ta tartışılıyor. 

ABD'nin yeni Başkanı Donald Trump'ın Müslümanlarla ilgili daha önceki söylemlerini birçok siyasetçi gibi ayrımcı bulan İngiltere Başbakanı Theresa May, seçilmesinin ardından Trump'ı ilk tebrik eden liderler arasında yer aldı. May yaptığı açıklamada, iki ülke arasındaki yakın ortaklığın devam edeceğini söyleyerek, "İngiltere ve Amerika’nın demokrasi, özgürlük ve girişimcilik gibi ortak değerler üzerine kurulu sağlam ve ayrıcalıklı bir ilişkiye sahip olduğunu, ticaret, güvenlik ve savunma alanlarında ortaklığın devam edeceğini" bildirdi.

Saç rengi ve modeli nedeniyle kimi zaman kendisine benzetilmesinden rahatsız olduğunu daha önce dile getiren İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson da Trump'ı tebrik ederek, küresel istikrar ve refahın gelişmesi için birlikte çalışmayı dört gözle beklediğini kaydetti. 

Johnson, İngiltere'deki birçok siyasetçi gibi Trump hakkında daha önce olumsuz cümleler sarfeden politikacılar arasında yer alıyor. İngiltere Dışişleri Bakanı Johnson daha önce yaptığı bir açıklamada, "Trump'ın başkan olmasından endişe duyuyorum. New York'tayken bazı foto muhabirleri beni Trump ile karıştırdı. Hayatımın en kötü anlarıydı." demişti.

İngiliz milletvekilleri ise bu yılın başında Trump'ın Birleşik Krallık'a girişini yasaklamayı tartışmış, parlamentodaki tartışmada Trump ile ilgili "ahmak" ve "soytarı" gibi ifadeler kullanılmıştı.

Trump'ın Birleşik Krallık'taki mal varlığı da kimi zaman tartışmalara neden oldu. İskoçya'da 200 milyon sterlinlik iki golf sahası bulunan Trump, sahaların yanına rüzgar santrali yapımının durdurulmasına ilişkin açtığı davayı geçen yıl kaybetmişti.
Rüzgar santrali yapımına destek veren İskoçya bölgesel hükümetinin eski başbakanı Alex Salmond, Trump'ın seçilmesiyle ilgili hayal kırıklığını gizlemedi ve başkanlığın Trump'ı değiştirmesini ümit ettiğini söyledi. 

- MUHAFAZAKARLAR TRUMP'DAN MEMNUN

ABD'de başkanlık seçim kampanyası boyunca İngiliz siyasetinden yükselen Trump karşıtı ifadelerin, Cumhuriyetçi adayın seçilmesiyle azaldığı görüldü. 

Ülkede özellikle "Brexit" yanlıları, İngiltere'nin AB'den çıkışına destek veren ve çıkışı "büyük zafer" olarak tanımlayan Trump'ın başkan seçilmesini olumlu karşıladı. Bunda, Barack Obama’nın aksine Trump’ın ticaret alanında İngiltere’ye ayrıcalıklı muamele yapacağı vaadinde bulunması etkili oldu. 

İngiliz basını, 2013 yılından bu yana müzakere edilen ve Trump'ın karşı çıktığı AB-ABD Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı'nda (TTIP) Brexit dolayısıyla sıranın gerisine düşecek İngiltere'nin, Trump'ın Brexit yanlısı tutumu ve İngiltere ile özel ticari ilişkileri geliştirme isteğiyle yeniden sıranın önüne geçeceği yorumlarına yer veriyor.  

İktidardaki Muhafazakar Parti milletvekili Jacob Rees-Mogg, "Donald Trump'ın, Obama'ya göre çok daha olumlu bir tavrı var. Bu Anglo-Amerikan ilişkileri için iyimser bir durum." dedi. Bir diğer Muhafazakar Parti milletvekili Michael Fabricant ise "Donald Trump'ın, Hillary Clinton'ın aksine daha İngiliz yanlısı olduğunu unutmayalım. Trump, İngiltere'ye ticaret anlaşmalarında öncelik vereceğini söylemişti." ifadelerini kullandı. 

Trump'ın seçilmesine sevinen bir diğer İngiliz siyasetçi de AB ve göçmen karşıtı Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisinin (UKIP) eski lideri Nigel Farage oldu. Seçim günü ABD'de bulunan Farage, "Sonunda ülkemizi seven ve Brexit sonrası değerlerimizi anlayan bir başkanımız oldu." dedi. 

- RUSYA KONUSUNDA GÖRÜŞ AYRILIĞI 

Ancak, "Trump'ın açıklamalarıyla dikkat çekmek için Brexit'i desteklediği" yorumunda bulunan bazı İngiliz basın kuruluşları da bulunuyor. Economist dergisi, "Trump'ın, İngiltere'ye sevgisiyle bilinen Hillary Clinton ile karşılaştırıldığında, Birleşik Krallık için tahmin edilemez ve alışılmadık bir ortak olacağı" yorumunda bulundu.

Yeni dönemde Anglo-Amerikan ilişkilerinde, Rusya başta olmak üzere bazı uluslararası konularda ise görüş ayrılıkları yaşanılması ihtimali bulunuyor. Trump’ın NATO üyeliği ile ilgili olumsuz söylemleri ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile işbirliği yapacağının mesajını vermiş olması, İngiltere’nin kaygılarını artıran nedenler arasında gösteriliyor.

İngiltere'nin Kırım'ın ilhakından bu yana, Suriye'deki gelişmelerle birlikte Rusya'ya yönelik eleştirel tavrını sürdürüp sürdürmeyeceği merak ediliyor. Putin ile arası iyi olan Trump'ın, İngiltere'nin Rusya'ya yönelik sert tavrını desteklemesi beklenmiyor. 

İngiltere uzun yıllar boyunca Amerika ve Avrupa arasında güvenlik ve istihbarat, aynı zamanda ticaret alanında bir nevi transatlantik köprü niteliği üstlenirken, Trump dönemiyle birlikte Brexit dolayısıyla ekonomisi olumsuz etkilenen

İngiltere'de, iki ülke arasında yeni ekonomik ve ticari fırsatlar yaratılması beklentisi olumlu karşılanıyor.