Tüm İngiliz gazetelerinde geniş yer bulan, önemli bir gelişmeyi Daily Telegraph "İran nükleer silah üretiyor" başlığıyla duyurmuş.

Önümüzdeki hafta açıklanması beklenen Birleşmiş Milletler Atom Enerjisi Kurumu raporundan sızan veriler üzerine kurulan haberde, İran'ın Kum şehri yakınlarındaki bir dağlık bölgede uranyum zenginleştirme faaliyetlerine hız vermiş olduğunu söyleniyor.

İran'ın nükleer enerji çalışmalarının orta doğudaki nükleer silahlanma yarışını kızıştırabileceği söylenen haberde, süreç içinde başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere, batılı güçlerin müdahalesinin kaçınılmaz hale gelebileceği iddia edilmiş.

İngiliz ordusunda acil durum hazırlığı

Guardian'ın özel haberinde ise İngiliz Savunma Bakanlığı'nın, İran'a düzenlenmesi gündemde olan Amerikan hava operasyonuna destek vermeye hazırlandığı duyurulmuş ve gazetenin ilk sayfasında geniş biçimde verilmiş.

Londra siyasi kulislerinde Libya'nın ardından İran'ın bir keza daha uluslararası politik gündemin merkezine oturmakta olduğu yorumlarının yapıldığının belirtildiği haberde, başkan Obama'nın bir yıl kalan başkanlık seçimleri öncesinde istekli olmasa da, İsrail talebini artması halinde İran'a müdahaleye onay vermek durumunda kalabileceği belirtilmiş.

Batılı istihbarat servislerinin İran'ın nükleer faaliyetleri konusundaki gelişmeleri endişeyle aktarmakta olduklarını belirten Guardian, önümüzdeki hafta yayımlanacak Birleşmiş Milletler raporunun da bu doğrultuda olacağına dair öngörüde bulunmuş. Haberde, bu tablo içinde İngiliz Savunma Bakanlığı'nın olası bir acil durum senaryoları hakkında ciddi biçimde çalışmalarda bulunduğu söylenmiş.

Tahran'dan sert uyarı

Times gazetesinin Orta Doğu dengelerini doğrudan ilgilendiren bu gelişmelerle ilgili haberinin başlığı ise "İsrail'in uzun menzilli füze denemesi, Tahran'da harareti yükseltti."

Haberleştirilen gelişme İsrail'in dün gerçekleştirdiği İran'ı hedef alma ihtimali bulunan, uzun menzilli füze denemesine dair.

Dün Jerico füzeleriyle yapılan denemenin, geçen hafta İtalya'da gerçekleşen tatbikatta, uzun mesafeli bomba atabilen uçakların kullanılması ardından geldiğine dikkat çekilen Times'ın haberinde, bu durumun uzmanlar tarafından İsrail'in İran'a yönelik bir saldırı hazırlığında olabileceği şeklinde yorumlandığı belirtilmiş.

Haberde ayrıca, İsrail'in gündeminde, İran'ın silah üretiminde kullanmayı planladığından şüphelenilen nükleer programa karşı önceleyici bir saldırı olabileceğine dair haber ve yorumların İsrail medyasında geçen hafta boyunca yer aldığına dikkat çekilmiş.

Bu gelişmeler karşısında Tahran'dan yapılan "ABD ve İsrail'e saldırdıkları halde ciddi zarar veririz" açıklamasının harareti yükseldiği eklenmiş.

Öte yandan Times'ın haberinde, geçtiğimiz aylarda İsrail istihbaratından üst düzey bir yetkilinin, İran'ın nükleer silah üretecek kapasiteden bir hayli uzak olduğu yorumu hatırlatılmış ve İran'la çatışma halinde İsrail'in Lübnan'daki Hizbullah ve Gazze'deki Hamas'ın şiddetine maruz kalmaktan kaçınamayacağına dikkat çekilmiş.

"Savaştan bahsetmek çok tehlikeli"

Bu gelişmelerden hareketle yazılmış olan Independent gazetesinin başyazısının başlığı "İsrailli liderler hızla değişen dünya ayak uyduramıyor, sürükleniyorlar".

Yaşanmakta olan gelişmelerin İsrail ve ABD'nin İran'a saldırma ihtimalini bir kez daha gündeme getirdiğinin belirtildiği yazıda, Ortadoğu'da Arap Baharı'nın estirdiği olumlu havaya rağmen, İsrail'in güvenlik endişesinin artmış olduğu söylenmiş. Yazı şöyle sürmüş:

"Bu durumun en önemli sebebi, İsrailli liderlerin çevre ülkelerde yaşanan gelişmelere daha olumlu yaklaşabilecekken bunu yapmamış olmaları.

Örneğin, Filistin'le görüşmelerin bir arpa boyu ilerlememesinin tek sebebi Filistin tarafı olamaz. Arap dünyasında yaşananlar, kurulu düzeni sarsmakta olsa da, diyaloga daha fazla fırsat tanıyan demokratikleşme süreci işliyor.

Tüm bunların ortasında, gerçek de olsa farazi de, savaştan bahsetmek, hiç olmadığı kadar tehlikeli."

Yunanistan'ın Avrupa Birliği ve Dünya Para Fonu'ndan gelecek yardımı halk oylamasına sunması kararı ardından, Fransa'nın Cannes şehrinde toplanan G-20 zirvesi, tüm gazetelerde geniş yer bulan bir diğer haber.

"Cannes Borç Festivali"

Independent, Cannes Film Festivali'nden esinlenip "Cannes Borç Festivali" başlığıyla verdiği haberde, görüşmelerin dünya ekonomisini içinde bulunduğu karanlıktan çıkaracak kararlara da, tabloyu daha da karartacak gelişmelere de gebe olduğu söylenmiş.

Guardian'ın "Başarabilirler" başlıklı editöryel yazısında ise G-20 toplantısında bundan otuz ay önce batmak üzere olan bankaların kurtarılması konusunda ortak hareket edebilmeyi başaran liderlerin bu kez de ekonomik büyümeyi hızlandırmak konusunda hem fikir olmaları gerektiği söylenmiş.

Başyazıda, somut olarak atılacak adımlardan birinin finansal işlemlerden kesilecek yeni bir verginin reel ekonomiye aktarılması olabileceği belirtilmiş.

Yazıda, Robin Hood vergisi adıyla bilinen bu uygulamanın dün İngiliz Hristiyan Aleminin en üst mercii olan Canterbury Başpiskoposu tarafından da önerildiği, ve G-20 liderlerinin başpiskoposun işaret ettiği yolu izlemesi gerektiği söylenmiş: Yaratıcılık ve hissiyat.

Robin Hood Vergisi

Financial Times'ın başyazısında ise dün finans sisteminin çarpıklılarını eleştiren Başpiskopos Rowan Williams'ın esas işinin finans sisteminin denetimi hakkında tartışmak değil, kapitalizmin aşırılıkları karşısında kilisenin pozisyonunu tanımlamak olduğunu söylemiş.

Gazetede yer alan konuyla ilgili bir haberde ise başbakan David Cameron'un bugünkü konuşmasında, başpiskoposun yaklaşımından hareketle, şirketlerin yaşanan kriz ortamında daha sorumlu davranmaları gerektiğini söylediği, ve küresel olarak uygulanması halinde Robin Hood vergisine karşı olamayacağını belirttiği ifade edilmiş.

Son olarak G-20 zirvesinde, Angela Merkel ve Nicola Sarkozy'nin Robin Hood vergisini gündeme getirmelerinin bir hayli olası olduğu belirtilmiş.

Zarakolu'ya uluslararası destek

Guardian'ın internet sayfasında yer alan Türkiye'yle ilgili haberin başlığı "Türk yayımcının tutuklanmasına öfke". Haberde yayımcı Ragıp Zarakolu'nun KCK davası kapsamında terör suçuyla tutuklanmasının ulusulararası edebiyat ve yayımcılık dünyasından tepki gördüğü belirtilmiş.

Uluslararası Yayımcılar Birliği'nden yapılan açıklamada Zarakolu'nun cezaevini değil Nobel ödülünü hakeden, Türkiye'deki yayımcılık dünyasının yüz akı olduğunun belirtildiği ve Zarakolu'nun bir an önce serbest bırakılması çağrısı yapıldığı söylenmiş.

Haberde, Zarakolu'nun tutuklanma kararına tepki gösterenler arasında Amerikan Yazarlar Derneği PEN'in bulunduğu belirtilen haberde Zarakolu'nun yaklaşık 2000 zanlıyla birlikte KCK davası kapsamında tutulanmış olduğu bildirilmiş.

BBC