LONDRA - Avrupa Birliğinin (AB), İngiltere ile gelecekteki ekonomik ve siyasi ilişkileri müzakere etmeye başlamasının ardından uzmanlar, Brexit görüşmeleri hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Nottingham Üniversitesinden Profesör David Paton, Nottingham Üniversitesi Avrupa ve Kamu Hukuku bölümünden Dr. Aris Georgopoulos ile doktora öğrencisi Chris Stafford, Brexit süreci hakkında açıklama yaptı.

Profesör David Paton, İngiltere'nin AB mevzuatından ayrılmakta ısrar etmediğini ancak buna kendi kanunlarının karar vermesi konusunda ısrarcı olduğunu söyledi.

Bu durumun bağımsız bir ülke için normal bir davranış olduğunu vurgulayan Paton, İngiltere gibi bir ülkenin yabancı bir gücün kanunlarına bağlı kalmaya razı olmasının tuhaf olacağını kaydetti.

Paton, AB'nin İngiltere'deki yeni siyasi gerçekliği tam olarak anlayamadığı yorumunu yaptı.

- "İngiltere, karşılıklı tanıma sitemini kabul edebilir"

Birliğin, İngiltere'ye istediğini vermesi halinde ortak pazar bütünlüğünü ve kendisini tehdit edeceği değerlendirmesinde bulunan Paton, "İngiltere, karşılıklı tanıma sitemini kabul edebilir. AB, kendi mevzuatının referans noktası olarak kabul edilmesini ister. AB, Avrupa Adalet Divanı (AAD) gözetiminde ısrar etmediği sürece bu ikisinin arasında müşterek bir nokta gayet mümkün." diye konuştu.

Paton, İngiltere'nin devam eden tarife ve kotasız ticaretin ekonomik faydalarıyla, AB merkezileştirmesinin olası siyasi maliyetlerinin daha ağır basmayacağı konusunda karar vermek zorunda kalacağına işaret etti.

- Brexit, İngiltere'ye özgürlük anlamına geliyor

Nottingham Üniversitesi Avrupa ve Kamu Hukuku bölümünden Dr. Aris Georgopoulos, Brexit'in kendi istediği tercihleri uygulama konusunda İngiltere'ye özgürlük anlamına geldiğini söyledi.

Georgopoulos, ticaret görüşmelerinde AB'nin elinin güçlü olduğunu ileri sürdü.

İngiltere'nin de Londra'nın küresel finans merkezi olmasından ötürü avantajlı olduğunu vurgulayan Georgopoulos, AB'nin burada bile tam olarak dezavantajlı olmadığını kaydetti.

Referandumdan itibaren trilyonlarca avronun Londra'dan Avrupa'daki şehirlere taşındığına işaret eden Georgopoulos, bu durumdan Dublin, Frankfurt ve Paris gibi şehirlerin de kazançlı çıkabileceğini ileri sürdü.

Aynı üniversiteden doktora öğrencisi Chris Stafford da AB'nin İngiltere'nin ciddiyetinin farkında olmadığı yorumunu yaptı.

Birleşik Krallığın, anlaşmasız bir Brexit'le AB'yi tehdit ettiğini söyleyen Stafford, söz konusu senaryonun AB'den daha çok İngiltere'ye zarar vereceğini öne sürdü.

Görüşmelerin 31 Aralık'ta biteceğini anımsatan Stafford, bu tarih itibarıyla net bir anlaşmaya varılıp varılmayacağının kesin olmadığını da dile getirdi.

Stafford, Muhafazakar Parti'nin tabanını koruması halinde anlaşmasız bir Brexit'e onay vereceğini kaydetti.

- Johnson, ticaret görüşmelerini sürdürmede isteksiz

İngiltere Başbakanı Boris Johnson, görüşmelerin 2020'nin sonuna kadar uzatılmasını kabul etmezken şu ana kadar kayda değer bir gelişme olmadığını ifade etmişti.

Johnson'un haziran itibarıyla görüşmeleri sonlandırmak konusunda istekli olduğu da biliniyor.

Anlaşmasız Brexit halinde İngiltere ve AB, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) koşullarına göre ticaret yapacak.