ZUHAL DEMİRCİ

LONDRA

İngiliz hükümetinin 2015'te "aşırıcılık yanlısı nefret vaizi" olarak itham ettiği ve 6 yıl sonra özür dileği Müslüman Dr. Salman Butt, aşırıcılığın, sağlam ve işlevsel bir tanımının olmadığını belirterek "Aşırıcılık' kelimesinin sorunu, nesnelliğinin olmamasıdır, bu artık anlamsız bir ifade. Bir şeyi aşırılıkçı olarak yaftalamak bir cehalet, inatçılık ve kabilecilik felsefesidir." dedi.

İngiltere'de 2015'te bir başbakanlık basın duyurusunda kendisinden "aşırılıkçı" olarak bahsedilmesi ve hedef gösterilmesinin ardından isminin aklanması için verdiği hukuk mücadelesini 6 yılın sonunda kazanan Butt, bu süreçte yaşadıklarını anlattı.

"islam21c.com" internet sitesinin editörlüğünü yapan Butt, 2015'te bir sabah uyandığında insanların kendisine attığı mesajlarda, haberlere ve bu haberlerdeki fotoğraflarına bakmasını söylediğini aktararak "Benim adım, diğer birçok kişinin adı kadar iyi yer almıyordu. Bütün gazeteler, bizim 'aşırılıkçı örnekler' olarak yaftalandığımızı söylüyordu." diye konuştu.

Gazetelerdeki haberleri gördüğünde çok şaşırdığını çünkü bu konuda hiçbir fikri bulunmadığını belirten Butt, "(O an) Ne olduğunu hatırlayamıyorum. Sadece şoke oldum." dedi.

Butt, başlangıçta kendisiyle aynı isme sahip başka birinin olabileceğini düşündüğünü fakat daha sonra haberlerdeki fotoğraflara baktığında kendisinden bahsedildiğini anladığını dile getirdi.

Bu durumun iki yasal meydan okuma başlatmalarına yol açtığını belirten Butt, şöyle devam etti:

"Birisi; bu yaftalama, suçlama için bir iftira davasıydı. Diğeri ise kamu hukuku mücadelesiydi. Bu, hükümetin insanları neden aşırılıkçı olarak adlandırdığını, aşırılıkçı tanımlarının ne olduğunu, gizli hükümet birimlerinin, bireyleri izleme, kim olduklarını ve nerede konuşabilecekleri konusunda tespitler yapma sürecinin ve bunların tanımlarının ne olduğu konusunda yargı denetimi yapıp yapmadığına yönelikti.

Böylelikle hükümetin içinde gizli bir birim olduğu ortaya çıktı. Daha önce bu gizliydi ama sonrasında açıktı. Bu birimin adı; Aşırılık Analiz Birimi. Müslümanların aşırıcı olduğu ve üniversite kampüslerinde konuşmasına izin verilmemesi gerektiği, İslamofobik kuruluşlardan gururla bilgi aldıkları ortaya çıktı."

"AŞIRICILIĞIN SAĞLAM, İŞLEVSEL BİR TANIMI YOK"

İngiliz hükümetinin "aşırıcılık" ile itham ettiği Butt, giderek daha fazla insanın "aşırıcılık" kelimesinin aslında hiçbir şey ifade etmediğini anladığı değerlendirmesinde bulundu.

Butt, hükümetin başlangıçta bunu savunmaya çalıştığını fakat daha sonra vazgeçip, özür dilemek zorunda kaldığını söyleyerek "Çünkü aşırıcılığın sağlam işlevsel bir tanımı yok. Sizin aşırı olarak gördüğünüz şey, benim aşırı olarak gördüğümden farklı olabilir. Çok subjektif." ifadelerini kullandı.

Hükümetlerin veya iktidardaki kişilerin; fikirleri, düşünceleri ve inançları aşırılıkçı olarak yaftalamaya başlamasının çok tehlikeli olduğunu vurgulayan Butt, "Çünkü bunun büyümesi sadece an meselesi ve giderek daha fazla insan buna dahil oluyor. Bu, benim için temel ders. 'Aşırılık' kelimesi gerçekten bir şey ifade etmiyor ve günlük konuşmada kullanılmamalı." dedi.

"HÜKÜMETİN BİLGİ ALDIĞI KURULUŞ, İÇERİSİNDE GURURLA İSLAMOFOBİK BİRÇOK İNSANI BARINDIRIYOR"

Butt, söz konusu dava sürecinden hükümetin alması gereken çok sayıda ders olduğunun altını çizerek "Bunlardan biri, gündemi olan kişilerden bilgi almamak. Güvendikleri, bilgi aldıkları kuruluş, bir zamanlar müdür yardımcısının 'Avrupa'daki Müslümanlara yönelik koşullarının daha da zorlaştırılması gerektiğini söyleyen bir kuruluştandı." ifadelerini kullandı.

Hükümetin bilgi aldığı kişi ya da kuruluşların, insanları iyi ve kötü Müslüman olarak yaftaladığına dikkati çeken Butt, "Bu çok çirkin. Hükümete mesajlarımızdan biri, bilgilerinizi kimden aldığınıza çok dikkat edin." dedi.

Butt, kendisinin ismini İngiliz hükümetine veren grubun, "Henry Jackson Society" adlı aşırı sağcı bir sivil toplum kuruluşu bağlantılı olduğunu aktararak "İçinde gururla İslamofobik birçok insanı barındıran neo-muhafazakar bir grup yaptı." değerlendirmesinde bulundu.

"6 YIL GEÇ OLMASINA RAĞMEN HOŞ BİR ÖZÜR OLARAK KABUL EDİYORUM"

Butt, 6 yıl süren hukuk mücadelesinin ardından hükümetin kendisinden özür dilemesine ilişkin "Özrü kabul ediyorum fakat hala aşırıcılık söylemini önlemeye yönelik yargı denetimi ve aşırılık söyleminin her türlüsüne karşı kamu hukuku mücadelesi sürecindeyiz." dedi.

Söz konusu sürecin devam ettiğinin altını çizen Butt, "Kendi adımın temize çıkmasına gelince, 6 yıl geç olmasına rağmen bunu (hükümetin özrünü) hoş bir özür olarak kabul ediyorum." ifadesini kullandı.

"NEYİN NORMAL, NEYİN AŞIRI OLDUĞUNA MÜSLÜMAN TOPLUM KARAR VERMELİ"

İngiliz hükümetine karşı verdiği hukuk mücadelesini kazanan Butt, Müslümanlara çağrıda bulunarak şunları söyledi:

"Sadece başınızı eğip sorun yaratmamanın zarif bir şey olduğunu düşünebilirsiniz ki bazen öyledir de ancak benim durumumda bu, sorunu gelecek nesilleriniz için daha da kötü hale getirmek ve riske atmak olur. Artık ayağa kalkmamız, haklarımız için yasal olarak, uygun mekanizma ve uygun araçlarla savaşmamız ve değişim girişimlerine direnmemiz çok daha iyi. Neyin normal, neyin aşırı İslami görüşler olduğuna Müslüman toplum karar vermeli, başkası değil."

Butt, artık bu keyfi ve belirsiz tanımlara, aşırılıkçılık suçlamalarına dayanan paralel, neredeyse yasal bir sistemin olduğuna işaret ederek şunları kaydetti:

"Birini katil, hırsız ya da başka bir şeyle suçladığınızda, suçlayan kişi ve suçlanan kişi bunun ne anlama geldiğini bilir. Bu, üzerinde netlik kazanabileceğiniz, ona meydan okuyabileceğiniz, arkasında nesnellik ortaya koyabileceğiniz bir şey. 'Aşırıcılık' kelimesinin sorunu, nesnelliğinin olmamasıdır ve bu artık anlamsız bir ifade. Son 6 yılda öğrendiğimiz şey bu. Bu yüzden benim mesajım, bu terimin kullanması. Bu temelsiz, aslında sonunda zararlı da. İnsanı engeller, keşfe, öğrenmeye karşıdır. Bir şeyi aşırılıkçı olarak yaftalamak bir cehalet, inatçılık ve kabilecilik felsefesidir."

İNGİLTERE'NİN AŞIRILIKLA MÜCADELE PROGRAMI MAHKEMELİK OLMUŞTU

2015'te Theresa May'in İçişleri Bakanlığı döneminde hazırlanan ve yürürlüğe giren "Prevent" (Önle) adlı programın mağdurlarından Dr. Salman Butt, bu programa karşı hukuk mücadelesi başlatmıştı.

Başvurusu Yüksek Mahkemece kabul edilen Butt'ın davası, 6 Aralık 2016'da Londra'da görülmeye başlanmış ve İngiltere İçişleri Bakanlığına karşı açılan bu dava, "Prevent" uygulamasını hedef alması bakımından bir ilk olmuştu.

Prevent programıyla ilgili 2015'te yayımlanan Başbakanlık basın duyurusunda ismi "şiddete başvurmayan aşırılar" arasında anılan Butt'ın, üniversitelerde konuşma yapmasının engellenmesi çağrısı yapılmıştı.

Prevent programı, hükümetin en çok tepki çeken uygulamaları arasında yer almış ve programın, üniversiteler dahil bütün eğitim kurumlarının yöneticilerini ve öğretmenlerini öğrencileri ihbar etmeye zorladığı savunulmuştu.

Butt hakkındaki ihbarın da "Henry Jackson Society" adlı aşırı sağcı bir sivil toplum kuruluşunca yapıldığı ortaya çıkmıştı.

Söz konusu kuruluş, Butt'ın yayımladığı yazılardan ve sosyal medya hesaplarındaki görüşlerinden oluşturduğu dosyayı Başbakanlık bünyesindeki Aşırılık Analiz Birimine ulaştırmıştı.