Hollanda'da artan İslamofobik saldırılara halkın ve siyasetçilerin dikkatini çekmek amacıyla Müslüman ve gayrimüslim akademisyen, araştırmacı ve hukukçulardan oluşan 12 kişilik bir ekip tarafından "Camiler Hedefte" adlı bir kitap kaleme alındı.

Hollanda Diyanet Vakfı (HDV) Araştırma Enstitüsünün inisiyatifi ve koordinasyonunda, ülkede cami saldırılarının artarak devam etmesi nedeniyle Müslümanlar arasında oluşan endişelerin ardından "Camiler Hedefte" isimli kitap hazırlandı. 

Müslüman ve gayrimüslim alanında uzman akademisyen, araştırmacı ve hukukçu 12 kişilik bir ekip tarafından hazırlanan kitapla, ülkedeki İslamofobiyi gündeme getirip halkın ve özellikle siyasetçilerin bu konuya dikkatinin çekilmesi hedefleniyor.

Kitap projesinin başkanlığını yapan ve aynı zamanda 2012'de çıkan "İslamofobi ve ayrımcılık" adlı kitabın da yazarı olan Leiden Üniversitesi Araştırmacısı Dr. Ineke van der Valk, yaptığı açıklamada, ülkedeki halk arasındaki eşitliğin ve din özgürlüğünün en önemli temel haklardan biri olduğunu belirterek, "Hollanda'da Müslümanlar için din özgürlüğü çok fazla baskı altında. Bunu son yıllarda camilere karşı yapılan agresif eylemler ile görebiliyoruz. Yılda ortalama 25 kez yapılan bu eylemlerden dolayı Müslüman topluluğu içerisinde kaygılar var." dedi.

Kitapta camilere yapılan İslamofobik saldırıların farklı yönleri ile ele alındığını vurgulayan van der Valk, bu çerçevede son 20 yılda camilere yapılan saldırılarla bağlantılı olarak kaç kişinin mahkemeye çıktığına yönelik araştırmanın, en önemli konulardan birini oluşturduğunu dile getirdi.

"20 yılda camilere yapılan saldırılar"

Bu süreçte hukuk arşivinde yaptıkları aramalarda yeterli kovuşturma ve cezalandırma yapılmadığını tespit ettiklerine dikkati çeken van der Valk, şöyle devam etti:

"Son 20 yılda camilere yapılan saldırılarda kundaklamadan dolayı 27 kez hukuki işlem başlatılmış. Halbuki bu sayının iki katı fazla kundaklama girişiminde bulunulduğu halde kısıtlı sayıda hukuki işlem başlatıldığı görülüyor. Bunun içerisinden de çok az sayıda kişi ise ayrımcılıktan dolayı suçlu bulunmuş. Yasaya göre, yapılan saldırıda ayrımcılığın sebep teşkil etmesi durumunda kişinin daha ağır bir ceza alması gerekiyor fakat bu çoğu kez uygulanmamış. Bu konuda hakimlerde daha fazla farkındalık sağlayıp hukuki işlemlerde gelişme kaydedileceğini umut ediyoruz." 

Kitapta ayrıca, ülkede yeni cami yapımı için yapılan başvurular kabul edilse de prosedürün çok yavaş işlediği konusuna da değindiklerini ifade eden van der Valk, bu durumun genelde İslam karşıtlığı his ve davranışlardan kaynaklandığına işaret etti. 

Van der Valk, siyasetçilerin camilere yapılan İslamofobik saldırılara karşı çok az harekete geçtiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Hedefimiz siyasetçileri uyarmak ve onların eyleme geçmelerini sağlayarak Müslümanlara karşı yapılan agresif eylemlerin artık son bulmasıdır. Hollanda'da maalesef İslam karşıtı olan ve camileri kapatmak isteyen Özgürlükler Partisi (PVV) gibi bir parti var. Siyasetçilerin halkı yönlendirmesi ve halkın onlarla birlikte hareket etmesi bu bağlamda büyük problem teşkil ediyor. Bu yüzden farklı düşünen siyasetçiler ve hükümetin buna karşı daha net ve kararlı bir şekilde seslerini duyurması lazım." 

Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerine doğru Avrupa'daki aşırı sağın yükselişte olmasının kaygı verici bir gelişme olduğuna dikkati çeken van der Valk, "Toplum içerisinde demokrasiyi en üst düzeyde tutmamız ve önemli temel hakları korumamız gerekir. İslamofobi ve ayrımcılıkla ilgili yaptığımız farklı araştırmaları ve raporları Avrupa Birliği'nde de gündeme getirmeye çalışıyoruz." ifadesini kullandı. 

Hollanda'da herkesin İslam'a karşı olmadığını, Müslümanlara olumlu bakan ve onlarla iş birliği yapan kişilerin de olduğunu anlatan van der Valk, kitapta olumsuzlukların yanı sıra camilerin varlığının topluma verdiği sosyal katkının önemine de değindiklerini kaydetti. 

Van der Valk, İslamofobinin ilgi noktası olmaya devam ettiğini ve bu yüzden bir sonraki çalışmalarının medyanın bu konudaki olumsuz algısı ve etkisi üzerine olduğunu sözlerine ekledi.