Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Türk Delegasyonu Başkanı ve AK Parti Adana Milletvekili Talip Küçükcan, AKPM'nin Siyasi Komisyonun Türk Bakanların Avrupa'da engellenmelerine yönelik bir tepki göstermeyerek "büyük bir skandala" imza attığını söyledi.

AKPM Siyasi Komisyonu toplantısı için Fransa'nın başkenti Paris'te bulunan Küçükcan, AA muhabirine Avrupa'da Türk bakan ve siyasetçilerin Türk seçmen kitlesiyle buluşmasına yönelik etkinliklerin engellenmesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Konuyu AKPM Siyasi Komisyonu toplantısında dile getirdiklerini ve bakanlara yönelik engellemelerin kınanmasını istediklerini belirten Küçükcan, "Bunun bir insan hakları ihlali olduğunu ifade ettik. Çünkü bir toplanma hakkına tecavüzdür bu. Bilgi edinme hakkını ortadan kaldırmak. Avrupa’da 2,5 milyona yakın vatandaşımızın seçme ve seçilme hakkı var, referandumda oy kullanma hakkı var. Bu referandumda oy kullanılırken doğru bilgilenmiş bir şekilde oy verme hakları da var. AKPM’nin bu hakların ihlali konusunda sessiz kalmaması gerektiğini ifade ettik." diye konuştu.

Siyasi Komisyonda taleplerinin dikkate alınmadığını vurgulayan Küçükcan, "Sosyalist gruptan olan Danimarkalı Başkan Mogens Jensen, taleplerimizi yerine getirmedi. Kendisine tekrar hem toplantının başında hem de toplantının sonunda ısrarlı bir şekilde başkan olarak bu konuyu gündeme alması gerektiğini, bu konuyla ilgili bir kınama, bir basın açıklaması yapması gerektiğini ifade ettik. Jensen ise ‘bu konularla ilgili henüz bana ulaşmış bir bilgi ve belge yok ‘ gerekçesine sığınarak reddetti. AKPM Siyasi Komisyonu insan hakları ihlallerinde sınıfta kaldı." ifadelerini kullandı.

- "Siyasi komisyon Avrupa Konseyinin temel değerleriyle çelişki içinde"

Küçükcan Jensen'in tavrının kabul edilemez olduğuna işaret ederek, "AKPM Siyasi Komisyonu Başkanı Jensen, siyasetçilerimizin Avrupa'daki seçmen kitlesiyle buluşma toplantılarının engellenmesine tepkisizlik göstererek aslında büyük bir skandala da imza atmış oldu. Böyle yaparak aslında Avrupa Konseyinin kendi değerlerini savunamaz bir hale geldiğini ifade etmiş oldu. Bu bir acziyettir ve Avrupa Konseyinin temel değerleriyle siyasi komisyonun çelişkili hareket etmesi anlamına gelmektedir." diye konuştu.

Avrupa'da muhalefet partilerinden temsilcilere yönelik herhangi bir engelleme olursa da aynı tepkiyi göstereceklerini söyleyen Küçükcan, şunları kaydetti:

"Biz vatandaşlarımızın eşit bir şekilde bilgi edinmelerinin doğru olduğu kanaatindeyiz. Bir muhalefet partisinin mensubu da benzer bir şekilde bir yasakla karşılaşsa onu da Avrupa Konseyinin gündemine getiririz. Biz fırsat eşitliğinden yanayız. Hem iktidar partisi hem muhalefet partisi eşit bir şekilde seçmenine gitsin." 

Bu konuda CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal'ın da toplantıda konuşma yaptığını ve Almanya'daki iptal kararlarının Konsey değerleriyle bağdaşmadığını ifade ettiğini aktararak, "Kendisine teşekkür ediyorum." dedi.

Yaşanan olayların Avrupa Konseyi ve benzer kurumların saygınlığı açısından önemli olduğuna değinen Küçükcan, "Kendi geleceklerini tehlikeye atacak bu tür gelişmelere karşı sessiz kalmaları bu tür kurumların varlığının sorgulanmasına sebep olacaktır. Bu Avrupa Konseyi ve Avrupa demokrasileri için bir sınavdır. Şu ana kadarki gelişmeler bu sınavda, bahsettiğimiz kurumların başarılı bir süreçten geçmediğini gösteriyor. Şimdiye kadar Avrupa Konseyinin sessiz kalması gerçekten de bir çifte standardın göstergesi." diye konuştu.

- "Avrupa değerleri ciddi tehdit altında"

Türk siyasetçilere yönelik Avrupa'da popülist bir siyasi söylem olduğunu vurgulayan Küçükcan, şunları kaydetti:

"Buna en son Wilders da katıldı ve 'ben iktidara gelirsem Türkiye’deki bütün kabine üyelerini istenmeyen adam ilan edeceğim, ülkeye almayacağım' dedi. Bütün bunlar aslında Avrupa değerlerinin ciddi tehdit altında olduğunu gösteriyor. Bu açıklamalar bile Avrupa Konseyinin sert bir açıklama yapması için yeterli bir neden." 

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Almanya’da konuşma yapacağı yerin kontratı ve çalışma belgelerinin iptal edildiğini hatırlatan Küçükcan, şöyle devam etti:

"Bu büyük bir skandaldır. Avrupa Konseyinin buna sessiz kalması asla kabul edilemez. Çünkü sayın Çavuşoğlu sadece Dışişleri Bakanı olarak değil AKPM Başkanlığı yapmış birisi olarak da biliniyor Avrupa’da. Böyle bir figürün, demokrasi, insan hakları, çoğulculukla haşır neşir olan ve her platformda savunan siyasi bir figürün de Almanya’da engellenmesi temel haklar, toplantı hürriyeti ve ifade hürriyeti açısından çok ciddi engellerle karşılaşıldığını gösteriyor bize." ifadelerini kullandı.