Bugün İngiliz Kraliyet Ailesi’nin en yaşlı bireyi, Edinburgh Dükü Prens Philip’in ölüm günüdür…Hep prens…ve hep Kraliçe’nin gölgesinde…99 yıllık bir ömür.

Komşumuz Yunanistan’da Korfu Adası’nda doğar ve daha bebekken ailesi ile beraber sürgün edilir. Bu sürgün Kurtuluş Savaşı’nda Türk Ordusu’na karşı savaşan bir savunma tümeninde görev alan babası Prens Andrew’un savaşın Türkler lehine dönmesiyle darmadağın olan yaşamıyla alakalıdır.

İkinci derece kuzeni olan Kraliçe Elizabeth ile evlenmeseydi ne olurdu bilinmez ama onunla evlenebilmek için taşıdığı Danimarka ve Yunanistan asilzade ünvanlarının tamamından feragat eder, Edinburgh Düklüğü kendisi için oluşturulup tahsis edilene kadar sıradan bir İngiliz vatandaşı olur ve anne tarafından gelen Mountbatten soyadını alır. Evlenince dük olur, eşi Kraliçe olunca prensliği geri verilir ve ait olduğuna inandığı deniz subaylığını terk eder. Ama belirtmek gerekir ki armasındaki semboller baba tarafından Danimarka ve Yunanistan krallıklarına ve anne tarafından getirdiği çok tartışmalı Mauntbatten soyadına işaret eder hala.

İngiliz Kraliyetinin başı bir kadınsa bu kadın hükümdarın eşinin adı ‘yoldaş, eş’ anlamına gelen consort’tur. İngiliz tarihinin en ünlü olmasa da en uzun ömürlü consort-yoldaşıdır Prens Philip. En ünlü veya belki de en kıymetlisi kısacık yaşamına 9 çocuk ve sanayi atılımları sığdıran Prens Albert konusunu başka bir seferde ele almak lazımdır.

Prens’in Alman geçmişi, İkinci Dünya Savaşı sırasındaki Alman korkusu ve nefreti, Prens Philip’in dört kız kardeşinin de Alman prenslerle evlenip Almanya’ya yerleşmesi, annesinin şizofren teşhisiyle hastaneye yatırılması hususlarına hep ilgiyle lakin biraz da kuşkuyla yaklaşılır…sanki Kraliçe’nin dedesi Birinci Dünya Savaşı sırasında Alman geçmişlerinin yaratabileceği olumsuz etkiyi ortadan kaldırmak için bizatihi kendisi Saxe-Coburg-Gotha’dan Winsor soyadına geçmemiş gibi…

Prens 21 yaşında İngiliz Deniz Ordusu’nun en genç deniz yüzbaşısı olur. İkinci Dünya Savaşı’nda gemisi Wallace’ı gece bombalarından akıllıca yürüttüğü taktiği sayesinde başarılı bir şekilde korur. Prensin görev yaptığı savaş gemileri savaş sonrası bir süre daha göreve devam ettikten sonra şu sıralar çeşitli denizcilik müzelerinde sergilenmektedir. Kendileri de 2007 yılında emekli olmuştur.

Prenses Elizabeth ile 1939 yılında tanışır, prensesin kendisine aşık olduğu söylenir, ve 13 yaşından 21 yaşında evlenene kadar mektuplaşırlar. Elizabeth ile evlenip denize geri döner, evlilikleri de Britanya Monarşisi tarihindeki en uzun evlilik olarak tarihe geçer.

Düğünleri BBC Radyo’dan yayınlanır, Alman akrabalarının ve Alman prenslerle evli olan kız kardeşlerinin düğüne gelmesi savaş sonrası dönemde sorun olur.

Bu başarılı deniz subayının çocuklarına soyadını veremeyince kendisini ‘amip’ olarak tanımlayıp ‘…ülkede çocuklarına soyadını veremeyen tek kişi benim…’ dediği rivayet edilir. Ancak Kraliçe 2012 yılındaki hükümdarlığının 60. Yılı konuşması sırasında eşini kendisinin arkasındaki kararlı ve sadık rehberi olarak tanımlamıştır.

Prens Philip Kutup Çizgisi’ni de geçen ilk kraliyet mensubudur, ilginç kişiliği, uçmaya, çeşitli spor dallarına olan ilgisi hep takdir edilirken kadınlarla olan ilişkileri de tartışılır ama dedikodu boyutunda kalır. Kraliçe’nin taç giyme töreninde tahtın önünde diz çökerek Kraliçe’ye biat edip yaşam boyu hizmet etme sözü veren prens hazretleri bu yıl haziran ayında 100. Doğum gününü kutlayacaktı ve abartıya kaçmadan çok sade bir kutlama yapılmasını istemişti.