Bu satırları Hollanda’dan yazıyorum.

Evde birikmiş postayı inceledim. Hollanda İşçi Partisi (PvdA)’nin yayın organı rood (kırmızı) dergisinin son sayısında takıldım kaldım. Çünkü bu sayıda dikkatimi çeken çok önemli bir konu işlenmiş. Ben de bu konuyu yazmak istedim.

DİPLOMA BAŞARIYI BELİRLİYOR

PvdA’lı Amsterdam Belediye Başkan Vekili Bayan Moorman, diplomanın önemini ve değerini anlatan bir kitap yazmış. Bu kitap ile ilgili de kendisiyle yapılan bir röportaj bu dergide yayımlanmış.

Moorman diyor ki: “Diploma; geleceği ve başarıyı destekleyen tek unsurdur. Bizler, liyakatin temel alındığı Hollanda toplumunda yaşıyoruz. Burada liyakate giden yol diplomadan geçmektedir. Çünkü diplomasız bir gelecek ve başarı artık söz konusu değildir. Ne yazık ki bu toplumda artık fırsat eşitliği de kalmadı. Çünkü diploma her şeyi belirliyor. Diplomalı ile diplomasız arasındaki fark çok büyük. Diplomalılar, diploması olmayanlara tepeden bakıyorlar.”

Avrupa’ya göçün 60. yılındayız. Birinci kuşağın torunları şimdi okullarda okuyorlar. Onların geleceklerinin ve başarılarının tam olabilmesi için kesinlikle üniversite diplomasına sahip olmaları gerekiyor.

Aksi halde yüksek mevkilerde iş bulup çalışmaları çok zordur. Çünkü Avrupa toplumunda zengin fakir ayrımının yanında diplomalı diplomasız ayrımı ile de karşı karşıyayız.

Göçmen çocuklarının hayatta başarıları ve gelecekleri için en az üç dil bilmeleri ve en az üç yüksek okul, üniversite diploması sahibi olmaları gerekiyor.

Bunların yanında içinde yaşadığımız toplumun milli ve manevi değerlerini de öğrenip onlara saygı duymalıyız.

BİR ANIM

Bundan 15 yıl kadar önceydi. Çalıştığım okulda öğretmenler kurulu toplantısı yapıyoruz. Bir ara okul müdürü:

“Okulumuzda eğitimin başarısı için zayıf öğrencilerimize özel ders verecek uzman bir öğretmene ihtiyacımız vardır,” dedi.

Hollandalı bayan öğretmen Marjan hemen öne atıldı:

“Ben bu işi seve seve yaparım,” dedi.

Ben de söz alıp: “Ben de bu işe adayım,” dedim.

Okul müdürü: “Marjan, senin bu konuda bir diploman yoktur. Ama Bekir’in diploması var. Onun için bu işi resmen Bekir’e vermemiz gerekiyor,” dedi.

Marjan, tabii çok üzüldü, bozuldu. Yüzü sarardı.

Nasıl oluyor da yabancı bir öğretmen yerli bir öğretmenin önüne geçiyor?

Öne geçen elbette ben değilim. Tek kelimeyle bu işleri diploma yapıyor.

Hollanda okullarında tam 27 yıl öğretmenlik yaptım. Bu arada üç ayrı yüksek eğitim akademisini bitirip diploma aldım. Her istediğim yere de diplomalarım sayesinde kolayca ulaştım.

SONUÇ OLARAK

Avrupa’nın bundan 60 yıl önce bilek gücüne ihtiyacı vardı. Şimdi ise beyin gücüne yani diplomalı beyinlere ihtiyacı vardır. Bunu Avrupa’da bulamazsa dışarıdan da getiriyor.

Öyleyse göçmen çocukları ve gençleri olarak tek hedefimiz; ÜNİVERSİTE DİPLOMASI almak olmalıdır.

Çünkü diploma; gelecek ve başarı demektir.

Bekir Cebeci

(Eğitimci Araştırmacı Yazar)

Rotterdam, 27 Aralık 2021

e-mail : [email protected]