Devlet ve özel


   Ülkemizde ve dünyadaki değişimlere ayak uydurmak istemezler...
   Gün ışığında işleyip, hava karardığında eve dönmeyi tercih ederler...
   Hafta sonlarında çalışmak mı?..
   Asla olmaz...
   Çalışmamak için ne yapmak gerekiyor?..
   Devlete yamalanmak...
   Daya sırtını devlet babaya, yan gel, keyfine bak...
   Sırtını devlete dayayanlar, kaderine razı olanlardır...
   Hayatları boyunca ilerleme ve büyük başarılara imza atma şansları yoktur...
   Özellikle de bizim ülkemizde...
   Yükselmenin adresi parti merkezleridir...
   Tahsil, bilgi, görgü ve becerinin geçerliliği yoktur...
   Ama maaşın ‘garantisi’ vardır...
   Bir şekilde maaşlar ödenecek...
   Yalan mı yani?..
   Elbette değil...
   KKTC hükümeti şu anda batmış durumdadır...
   Fakat sırtını dayayabildiği bir anası olduğu için, devlette çalışanların maaşları garanti altındadır...
   Peki özelde?..
   Özelde böyle bir şans yok...
   Ekmek aslanın ağzındadır...
   Tembellik yapan, işini istismar eden, yalana, hileye kaçan, üretmekten korkan insanların her zaman için ‘işi kaybetme’ riski vardır...
    Buna karşın çalışan ve üretenler ‘sırtlarını’ devlete dayamadıkları ve özelde çalıştıkları için korkmamalıdır...
   Bir şekilde bugünkü işlerini kaybetseler bile; yetenekleri ve çalışkanlıkları sayesinde mutlaka bir başka işletmede ekmek paralarını kazanmaya devam ederler...
   Ne var ki; çarpık sistem nedeniyle, sigorta kurumundan emekli oldukları zaman, devletten emekli olanların altında maaş çekerler...
   Hatta sigorta kurumunun mali durumu kötüye giderse maaş da alamazlar...
   Öyleyse; bunca zaman yapılması gereken neydi?..
   Tek emeklilik sistemine geçmek...
   Vatandaş bilecek ki; ister devletten, ister özelden emekli olsun, yatırdığı prime göre maaş alacak...
   Tek emeklilik sistemi yürürlüğe girmiş olsaydı, yetenekli insanlar devlet kapısında iş aramazdı...
   Öz girişimcilik artardı...
   Devletin sırtındaki kambur bu kadar büyümezdi...
   Seçim zamanlarında ‘reformlardan’ söz eden, iktidara geldikten sonra ise eğitimde ve sağlıkta ‘tam güne’ dahi geçemeyenlerin neden olduğu bugünkü çarpık düzen sürdürülebilir değildir...
   Yürekli insanlara ve istikrarlı siyasi politikalara ihtiyaç vardır...
   Aksi halde Atina ve Güney Lefkoşa’dan sonra...
   Kuzey Lefkoşa sokakları da alev alev olur...

(Kıbrıs gazetesinden alınmıştır)