Bravo Kılıçdaroğlu'na!

Suriye'deki gelişmelere nasıl baktığı belli: Hükümet'in izlediği politikayı doğru bulmuyor. Esad muhaliflerine sıcak yaklaşmıyor.
Türkiye'nin muhaliflerle birlikte fotoğraf vermesini de yerden yere vuruyor...
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile partinin etkin isimleri hep bu yönde açıklamalar yapıyor.
Tabii, bunlar kamuoyu önünde cereyan eden gelişmeler.
Bir de perde arkasında yaşananlar var...
Suriyeli muhalif silahlı Türkmenleri temsil eden bir grup, geçtiğimiz 9 Ağustos'ta Kılıçdaroğlu'nu ziyaret etti. CHP Genel Başkanı'ndan destek istedi.
O görüşmede, çok ilginç diyaloglar gerçekleşti.

Kılıçdaroğlu'nu ziyaret edenler, Suriye Demokratik Türkmen Hareketi mensuplarıydı.
Heyette, Hareket Başkanı Abdülkerim Ağa, Sözcü Ziyat Hasan ve Halep'teki Türkmen Ordusu'nun koordinatörü Ali Beşir vardı.
Kılıçdaroğlu'na, Esad Rejimini yıkmak için mücadele eden muhaliflerle birlikte savaştıklarını söylediler.
Önce genel bir bilgi verdiler:
- Suriye'deki sayımız 1,5 milyon. Ayrıca, 1 milyon kadar da kendisini Türk gören, ancak Arapça konuşan bir nüfus var.
Ardından ayrıntılara girdiler:
- Halep civarında 7-8 Türkmen mahallesi yer alıyor.
Bunlardan en büyüğü Hölük'tür.
Ayrıca, 300 civarında da köyümüz bulunuyor.
Halep
, çatışmaların en yoğun olduğu yerlerden biri. Öyle görünüyor ki, Esad Rejimi'nin kaderini de Halep belirleyecek.
Halep'in tamamen düşmesi halinde Esad da koltuğunu koruyamayacak.
İşte, Suriyeli Türkmenler bu tür temel bilgileri Kılıçdaroğlu'na aktardıktan sonra, askeri konulara girdiler. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na kendi durumları ile ilgili ilginç detaylar verdiler...
Tek tek sıraladılar:
1) Halep'te iki güçlü tugayla Esad Rejimi'nin yıkılması için silahlı mücadele veriyoruz. Bu tugaylardan birinin adı Sultan Abdülhamit, diğeri ise Fatih Sultan Mehmet'tir.
2) Barak Türkmenleri'nin kurduğu Baybars, Alparslan ve İmalettin Zengi tugayları ile bu sayı 5'e çıktı.
3) Lazkiye'de 7 Türkmen tugayı kuruldu.
4) Şam'da da bir tugayımız bulunuyor.
5) Halen Halep'te 5 mahalle kontrolümüz altında.
Türkmenler, Kılıçdaroğlu
'na büyük tugayların asker sayısının 250 civarında olduğu, diğerlerinin de daha az askerden oluştuğu bilgisini aktardılar.

Açıkça ortada: Suriyeli Türkmenler, CHP Genel Başkanı'na "rejimin yıkılmasını istediklerini" ve bu amaçla "silahlı bir mücadele içinde olduklarını" net bir dille ilettiler.
Kılıçdaroğlu, önce Suriye'deki olayların "Emperyalistlerin oyunu" olduğu yorumunu yaptı. Ardından da elini göğsüne koydu. Aynen şu ifadeyi kullandı:
- Biz Suriye Türkmenleri'ni destekleyeceğiz.
Sözün kısası... Hükümet'i "silahlı muhalif güçleri desteklemekle" suçlayan Kılıçdaroğlu, Esad'a karşı silahlı mücadele veren Türkmenler'e "destek" vaat etti.
Şimdi, "Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu" denilebilir. Kılıçdaroğlu'nun "çelişkiler içinde olduğu" yorumu da yapılabilir.
Ama, ben bunları söylemeyeceğim. Hatta kendisini destekleyeceğim. Kılıçdaroğlu, o gün olması gereken tavrı sergiledi. Doğru olanı yaptı.

CHP Genel Başkanı, o görüşmede Suriye için "Uluslar arası bir konferans" formülünü gündeme getirdi.
Ziyat Hasan ise "İşe yaramaz" dedi:
- Olay artık o aşamayı geçti. Artık Suriye'de silahlar konuşuyor.
Kılıçdaroğlu
'na sordu:
- Beşar Esad, 30 bin insanı öldürttü.
Suriye'de 3 milyon insanı tehcir etti. 100 binin üzerinde insanı zindana attı. Bu kadar gaddar ve gözü dönmüş bir adamın uluslar arası bir konferansla hedefinden vazgeçeceğini ve geri adım atacağını düşünüyor musunuz?
Kılıçdaroğlu
sustu, cevap vermedi.
Görüşmede bulunan Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu da herhangi bir yorum yapmadı.
Ben de perde arkasında yaşanan bu önemli gelişmeyi sizlerle paylaşmak istedim.

(Takvim gazetesinden alınmıştır)