Bizim medyanın halleri

Uzaktan baktığınızda küçük dağların kendi eserleri olduğuna inandıklarını sanırsınız, o kadar yüksek perdeden çıkar sesleri... Son zamanlarda ise bir hoş oldular; haklı olduklarını ispat için küçümsedikleri kişiler ve yerlere atıfta bulunmaları gerekiyor çünkü...

 

‘Merkez medya’ denilen gazeteler ve oralarda yazanların işleri gerçekten zor...

Kanaatim eski, ama örnekler şu sıralarda bolca görülüyor. Hangi gazeteyi açsanız, hangi sütuna göz atsanız, ya bizim gazetelerden söz açıyorlar, ya yazılara atıfta bulunuyorlar veya yazılardan esinlenmişler...

 

Kamu İhale Kurumu’nda bir ‘rüşvet operasyonu’ yapılmış; ağa takılan herkesin derdest edilip mahkeme önüne çıkarıldığı olay için “Muhafazakâr basın görmezden geliyor” genellemesi yapılıyor. Hemen her gazetede bu yolda bir değini mutlaka yer alıyor...

 

Bizim gazeteler ele almazsa konular ortada kalıyor, kimse oralı olmuyor çünkü... Kendileri çalıp kendileri oynama ruh haline bürünüyorlar... Bizim gazetelerin gündeme taşıdığı, ısrarla işlediği, canlı tuttuğu konular ise... Sonuç getiriyor...

 

Star’ın ‘Açık Görüş’ ekinde çıkan, Yılmaz Ensaroğlu’nun, son tartışma ortamını yorumlayan yazısı birkaç gazeteye konu oldu. Biri, o kadar inanamamış ki okuduklarına, banyoya kadar zahmet edip yüzüne soğuk su vurma ihtiyacı duymuş... “Vay be...” edasıyla yazmış yazısını...

‘Özel yetkili yargı’ sistemini eleştirdiği, yapılan yanlışlıklara işaret ettiği için...

 

Yılmaz Ensaroğlu geçmişte Mazlumder’e başkanlık yapmıştı, şimdilerde SETA adlı fikir üreten kuruluşun önemli isimlerinden... Konuya en sağlıklı yaklaşım getirebilecek kişilerden... Tespitlerinde de yerden göğe kadar haklı...

 

Fakat yeni tespitler mi bunlar? Star’da yargıda yapılan yanlışlıklara değinen yazı ve haber çıkmadı mı daha önce? Star yazarlarından aynı yolda eleştirileri dillendirenler olmadı mı? Ahmet Şık ve Nedim Şener’in, Ragıp Zarakolu ve Büşra Ersanlı’nın tutuklanmalarına zil takıp oynadı mı Star yazarları?

 

Hayır, tam tersi...

 

İşleri gerçekten zor. Gün boyu gazeteler hazırla, çıkar, yıllardır yazdığın gibi kalem oynatmaya devam et ve hiçbir etkin olmasın... Kolay iş değil gerçekten... Almanya’daki ‘kanka’ Cumhurbaşkanı götürdü; buradaki yaprak kımıldatamıyor... Buna karşılık, küçümsedikleri gazeteciler ve yazarlar olayların gidişini değiştirebilsinler...

 

Bunu hangi sinir kaldırır? Önyargıları bir haftada yıkılıverdi.

Zaten bu sebeple bel altı vurma işlemine başvuranları çıkıyor. Dün bir başkası, bazılarının suçluyu farklı yerlerde aramak için ortaya attıkları “Belgeleri Mossad sızdırmış olabilir” tezini neredeyse bana mal etmeye kalkışmış... Şöyle diyor: “MOSSAD devreye girmiş... CIA durur mu? O da devreye girmiş.

Kusursuz bir plan yapmışlar. Savcılığa, emniyete, MİT’e sızmışlar falan...

İktidar yanlısı ve cemaat yanlısı gazeteleri okuyorum, televizyonları seyrediyorum.

Hepsinde bu türden senaryolar var.” 

Önyargılı bu satırları, içinden geçtiğimiz günlerin beni mutluluktan uçurduğu iddiası izliyor… İyi mi?

 

Anti-depresan etkisiyle yazılmış olabileceği için yazı, yazanı mazur görebiliyorum.

Sizler bencileyin hergün çok sayıda gazete okumadığınız için başkalarının durumu nicedir bilmiyorsunuz. Geçmişte, henüz medya haberleri veren internet siteleri ufukta bile görünmezken, Bâbıâli gelişmelerini öğrenmek için ideal adres Kulis’ti. “Hangi gazetede ne oluyor?” köşesi gibiydi Kulis... Gerek kalmadığı inancıyla merakımı başka yönlere çevirdim.

 

Galiba yeniden ilgi duymalıyım. Çünkü medya içi haberleşme amaçlı internet siteleri ‘yeni medya’ gerçeğinin hâlâ farkında görünmüyor. Tam tersine, eski merkezdekileri bir matah sanıp onların her dediğini ‘siyaseten doğru’ kabul ediyor ve bizim gazetelerde çıkan yazıları, gazetelerin yazar ve yöneticilerini de alay eden başlıklarla sunabiliyorlar...

 

“Paralarını o gazetelerin yöneticilerinin ödemediği pek az bağımsız site var” dedi bir dostum. Sebep bu olabilir.

 

Önyargılarının yıkıldığını nasıl oluyor da göremiyorlar; hayret doğrusu... Belki de görüyorlar, kimbilir...

(STAR)