Kırk altı yaşında dönemine göre evlilik yaşını hayli geçkin bir kadın yine dönemine göre bir kadından beklenmeyen şeyi yaparak Londra’daki üst tabakaya mensup hayatını terk eder ve yukarıya Göller Bölgesi’ne gider. Onu çocuk kitapları yazarı olarak tanırsınız belki ama aslında ‘doğal yaşamı koruma şampiyonu’dur…Beatrix Potter…

46 yaşından sonra bir de evlenir ve hala daha annesi ve babası bu evliliği istemez. Çünkü çocuk doğurma yaşını geçmiştir…bir kadın başka ne işe yarar ki? Ayrıca, ihtiyarlıklarında anne babasına bakması beklenmiştir. Evde kalmış kız başka ne işe yarar ki?

Kadınların evlenip eş ve anne olmalarının en mühim olduğu bir çağda kendisi doğabilimci olmayı tercih ederek annesini hayal kırıklığına uğratır. Her ne kadar Sindirella, Uyuyan Güzel, Kırmızı Şapkalı Kız gibi çocuk hikayelerden etkilense de o kendi fantezisini kediler, fareler, sincaplar, kurbağalar ve elbette ‘TAVŞAN’lar üzerine yoğunlaştırır.

Uzak ve yakın Sawrey köyleri Lake District denilen İngiltere’nin Göller Bölgesi’nin kalbindedir. Köylerin yaşı, yüzyıllardır kesintisiz yapılan tarımsal faaliyet ve eşsiz doğal güzelliği ile çekicidir. Ancak bu bölgeyi ve bu köyü daha da ekici kılan Beatrix Potter’in tepedeki çiftliğidir. Çünkü var olanı muhafaza etmenin en güzel örneğidir. Benim bildiğim Türkiye’de böyle bir şahıs yoktur, ‘toprak dede’ Hayrettin Karaca ve Şirince’yi ihya eden Sevan Nişanyan dışında aklıma birisi gelmiyor.

Tarımsal faaliyetleri ve doğa tutkusu ile bilinen Helen Beatrix Potter Göller Bölgesi’ne taşındıktan sonra civardaki başka çiftlikleri de satın alır. Doğal yaşamın ve tarımsal faaliyet ile bölge ekonomisine katkı sağlar. 8 hektarlık alanda tarımsal faaliyete girişir ancak aynı zamanda bilinçli bir koruma altına alır. Ağaçlandırma faaliyetlerini, nehrin suyunun temiz ve kullanılabilir kılınması için çalışma başlatır, her konuda öncü olur. Kuzulama sıklığı çok olmamakla beraber yün kalitesi açısından kıymetli Herdwick cinsi koyun yetiştiriciliğine el atar.

1943 yılında öldüğünde 14 adet çiftliğini ve koyun sürülerini National Trust isimli Ulusal Vakıf’a bırakır. Bu çiftliklerde tarımsal faaliyetler bugün kesintisiz devam etmektedir ve yaklaşık 25 bin civarında da koyun yetiştirilir.

Beatrix Potter beraber çalıştığı insanlara ödemeyi direk yapmaz, eşlerine yapar, gerekçe olarak da ‘evi çekip çeviren onlardır’ der.

Üretken bir yazardır Potter, Göller Bölgesi’nin doğası ve yaşamını eserlerine kazandırır. Özellikle yerden giden, hoplayan, bazen de sevimsiz veya ürkütücü kabul edilen hayvanlara karakter kazandırır. Tavşan Peter’ın maceralarında giyim kuşamı ile bey efendi tilki Mr Tod ne kadar çekici ise onun pis kokan, yıkanmayan rakibi porsuk Tommy Brock, hırsız sıçan karakterli Timmy Willie veya domuz Robinson’a normal hayatta katlanamayız ama eserlerinde ziyadesiyle çekicidirler.

Eserleri 35 dile çevirilir, güzel Türkçe’mize de İş Bankası Yayınları tarafından kazandırılmıştır.

British Museum’dan Tate Galerisi’ne, Victoria ve Albert Müzesi’ne kadar pek çok müzededir yazıp…çizdikleri.

1990’lı yıllarda keşfedilen küçük bir gezegene Beatrixpotter ismi de verilir.

2006 yılında da gerçek hayatından yola çıkarak ‘Miss Potter’ isimli bir film de çevrildi. Beatrix orda da sevimli bir surette yazdığı hikayeleri ve kahramanlarıyla konuşur bir haldedir.

Beatrix Potter sadece çocuk kitabı yazarı değildir, sadece tüm zamanların en çok satan kitaplarının yazarı değildir. Geleneklere bağlılığın ve gelecek nesillere bir şey bırakmanın öncüsüdür, hayvanlarla beraber doğada harmoni içinde yaşamanın sembolüdür. Doğayı, hayvanların yaşam alanlarını korumanın mesuliyetidir. Bu alanlarda yaban hayatına nefes alacak yer bırakarak tarımsal faaliyetlerin muhafazasının tanımıdır.

Kalpleri yumuşatan, büyükleri de gülümseten Tavşan Peter maceraları ile çocuğunuzu mutlaka tanıştırmalısınız kanaatimce. Sadece çizgi film olarak değil. Ortaya çıkıp şekillendikleri coğrafyada ve köylerde.

İngiltere’nin Göller Bölgesi’ne yolunuz düşerse çocuklarınızı götüreceğiniz muhteşem bir yerdir burası. Hatta onlar için yaratacağınız bir fırsat bile olabilir.

Londra’dan dört saatlik nefes kesici bir seyahat ile doğanın, bilincin ve kadın dokunuşununun merkezindesiniz. Pişman değil Beatrix Potter hanım efendiye duacı olursunuz bu köyde.