TAK Ajansı, hazır haber iletilmesinden rahatsızsa, bu rahatsızlığını prensibe dönüştürecek. Prensibini özellikle yetkili makamlara bildirecek.
TAK çalışanları her kademede bunu bilecek ve uyacak.
Hiçbir koşul altında da hazır iletilen haberlere itibar edilmeyecek.


Cumhurbaşkanlığı’ndan, TAK Ajansı’na hazır haber gönderildi.
Hazır haberin servis yapılması sorun oldu.
Dün bu sayfada konuyu irdeledim.
Ağırlıkla TAK ve BRTK’da egemen olan anlayışı sorguladım.
Gün boyu çeşitli görüşler yansıdı.
Gelen görüşlerin tümünde ortak akıl ve yapıcı bir anlayışın egemen olduğundan kuşkum yok.
***
Hazır haber gönderilmesini, gazetecinin işine müdahale gördüğüm, ilk tepkimdir.
Müdahale kadar saygısızlık olarak görüyorum.
Herhangi bir açıklama ya da izlenilen basın toplantısını, muhabirin en iyi şekilde haberleştireceğinden kuşku duyulmamalı.
Peki basının insan kaynağı güveni olumsuz etkileyip, kuşkuyu tetikleyici midir?
Bu soru bir gazeteci için en zor sorulardan biri olabilir.
Çünkü bu sorunun yanıtı aile içi bir konunun toplumun önünde tartışılması şeklinde de algılanabilir.
***
Eğer samimiysek, eğer en çok eleştirenler olarak eleştirilmeyi de kabul etmemiz gerektiğini biliyorsak, yanlış anlaşılma kaygısına kapılmadan kendi dünyamızı da sorgulayabilmemiz gerekir...
Sözü hiç uzatmaya ya da kelimelere dansözlük yaptırmaya hiç gerek yok...
Evet, basında nitelikli eleman bakımından sıkıntı vardır.
Basında kalite sorunu var...
Çeşitli ortamlarda söyledim.
Burada da yazayım.
Yıllardır basında, önemli haberlerde imzalarını gördüğünüz muhabirlerin, gazetecilerin haberleri, düzeltme süzgecinden geçmeden, onların ürünü haliyle yayınlansa, kapasitelerin ne olduğu gözler önüne serilecek.
Bunu gazete ayırımı yapmadan yazıyorum.
***
Dünyadan, gelişmelerden haberi olmadan gazetecilik yapan çok meslektaşımız var.
Bırakın gazete okuyup, haber izleme konusundaki eksikliği, kendi haberini bile okumayanları biliyorum.
Dün ağırlıkla TAK Ajansı ve BRT’yi sorguladım.
Özgür, objektif habercilik bakımından sıkıntıları irdeledim.
Bana bir soru yöneltildi dün: “Bu yazdığın sıkıntılar sadece TAK ve BRT için mi geçerlidir?”
“Evet sorun, TAK ve BRT ile sınırlıdır” diyemedim.
Bir an susup düşündüğüm zaman özgür gazetecilik koşullarının medyanın yüzde onunda ancak geçerli olabildiğine, gazeteciliğine gerçek anlamda kefil olabileceğim gazeteci sayısının çok az olduğunu acı bir gerçek olarak fark ettim.
***
TAK’ta yaşanan bir olay yazıma neden olduğu için TAK’le devam edeyim.
Devam edeceğim ama vurgu yapayım ki basının tek sorunu TAK ve BRT’de özgür gazeteciliğe aykırı yaşananlar değildir.
Uzun yıllardır köşe yazarlığı yapıyorum.
Köşe yazarlığı yapmama karşılık yazılarıma bilgi yerleştirmeye özenim var.
Biriyle konuştuğum zaman onun düşündüklerinin en iyi anlaşılması için katkı koyarım.
Neyin mesajını vermek istiyorsa önce onun okurlarla buluşmasının doğru olduğuna inanırım.
Satır arasında ya da dil sürçmesiyle söylediğini, esas söylemek istediğinin önüne geçirmem.
Sansasyon yaratmak için haberin ırzına geçmem.
Geçilmesini de doğru kabul etmem.
***
Kırk iki yıldır basının içindeyim.
Yayın sonrası haberin kaynağının arayıp, “Ya kardeşim benim söylemek istediğim buydu haberde hiç yok, ya da kayboldu” dediğine çok tanık oldum.
Muhabirin ne yazacağına, muhabir yani gazeteci karar verir.
İlk bakışta bu yaklaşım doğrudur.
Ancak haberin kaynağının ne söylemek istediği hiç mi önemli değil?
***
Hazır haber iletip olduğu gibi yayınlanmasının istenmesinin altında yatan nedenlerden biri basın kuruluşuna duyulan güvensizliktir de...
TAK’ın servis yaptığı haberlerin düzeltilmesinin bazı hallerde nedeni haberde esas haberin olmamasıdır da...
12 Şubat 2013’te Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Rifat Siber, hastanenin 35. Yıl dönümü nedeniyle açıklama yaptı.
Amaç 35 yıl öncesi ve bugünü kıyaslamaktı.
TAK açıklamayı haber yaptı.
Dr. Rifat Siber, haberin eksik yanının özü olduğunu TAK’a iletince aynı gün saat 18.33’te, “34 numaralı haberi, içerdiği yanlışlıklar nedeniyle iptal ederek, yerine aşağıdaki haberi yayımlıyoruz. (T.A.K.)” denilerek haber yeniden servis yapılmıştır.
***
Daha yakından bir örnek...
7 Mart 2013 Perşembe günü Din İşleri Başkanlığı’nın Girne temsilcilik binasının açılışı Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun tarafından yapıldı.
Atun’un açılışta yaptığı konuşmayı gün için radyo ve televizyonlardan dinledim.
Haberde şöyle bir bölüm vardı: “Maneviyatın insan hayatında önemli bir yer oluşturduğunu belirten Atun, yaşamında maneviyat olmayanların hayatının bir bölümünü, aile hayatının ise tümünü  eksik bıraktığını kaydetti.”
Atun’un maneviyata giderek artan bir değer verişinin olduğunu herkes gibi ben de gözlüyorum da, “...maneviyatı olmayanların aile hayatının tümünün nasıl eksik kaldığını” anlayamamıştım.
Merak edip araştırınca öğrendim ki TAK Ajansı haberi önce duyduğum içerikle abonelerine geçmişti.
Atun, “ahret”in yanlış bir şekilde “aile” olarak yazıldığını fark edince haberin düzeltilmesini sağladı. Ama çok geniş bir kesim anlam vermekte zorlandıkları bir tanımlamayla yüzleşmişti.
Haberde o bölüm şöyle olacaktı: “Maneviyatın insan hayatında önemli bir yer oluşturduğunu belirten Atun, yaşamında maneviyat olmayanların hayatının bir bölümünü, ahret hayatının ise tümünü  eksik bıraktığını kaydetti.”
***
TAK’tan örnekler verdim.
Gazetelerden, özel radyo, televizyonlardan örnek bulmaya kalksak inanın yüz kat fazlasını buluruz.
***
Biraz üzerine gidince öğrendim ki TAK’a hazır haber göndermenin anımsanan en ısrarcı ismi Kudret Özersay...
Özersay, özel temsilci görevini yürütürken Kıbrıs sorunuyla ilgili TAK’e ilettiği hazır haberin aynen yayımını istiyormuş...
Özersay’ın tavrı samimi olarak sorgulandığı zaman açıklamanın bütünlüğü ve terminolojinin öneminin muhabir tarafından fark edilip, edilmeyeceği kaygısı öne çıktı... Bu kaygıya “Abartılı bir kaygıdır” da denemedi.
***
TAK Ajansı, hazır haber iletilmesinden rahatsızsa, bu rahatsızlığını prensibe dönüştürecek. Prensibini özellikle yetkili makamlara bildirecek.
TAK çalışanları her kademede bunu bilecek ve uyacak.
Hiçbir koşul altında da hazır iletilen haberlere itibar edilmeyecek.
***
Yazıma noktayı koymadan bir vurgu daha...
TAK Ajansı’nın yönetimi muhalefetin de temsil edildiği bir kurumdur. Yetkili basın kuruluşlarının da yönetim kurulunda temsilciler var.
Yönetim Kurulu, TAK’ta gazetecilik ilkelerinin hayat bulması için ne kadar devrededir?
Bu sorunun yanıtını vermek isteyenler varsa, bu sayfa görüşlere açıktır.

Günün sözü: Objektif ve çok yönlü bakış, doğruyu bulmayı kolaylaştırır.


(Havadis gazsetesinden)