Bakın o Hıristiyan kıza kim sahip çıktı

Her şeyin kapkaranlık olduğu bölgemiz toz duman olmuş...

Orasından burasından kanarken...

İslam âleminden umut verici hiçbir haber çıkmazken...

Dün aniden güzel bir haber geldi.

Hem de Pakistan’dan...

Yani El Kaide’nin inim inim inlettiği bir ülkeden.

* * *

Olay şu:

Pakistan günlerdir, küçük bir kız çocuğunun başına gelenlerle çalkalanıyor.

Rimşa Masih isimli Hıristiyan bir kız çocuğu, Kuran’ı yaktığı iddiasıyla gözaltına alındı.

Pakistan gibi bir Müslüman ülkesinde Kuran yakmak bir tür intihar girişimidir.

Radikal İslam’ın evihaline gelen ülkede, bu genç kızın yaşaması artık mümkün değildi.

Kız yaşça küçüktü ve Down Sendromu vardı.

Kız çocuğu günlerdir gözaltında. Bazı dinci çevreler olayı kışkırtmak için elinden geleni yapıyor.

* * *
   
SÜRPRİZ: BİR  İMAMA GÖZALTI

İşte tam bu sırada hiç beklenmeyen bir gelişme oldu.

Polis kızın yaşadığı çevrede bir imamı gözaltına aldı.

Gözaltına alma nedeni çok ilginçti.

Evinde yarısı yanmış iki sayfa Kuran bulunmuştu.

İddia da şuydu:

İmam, kız çocuğu hakkındaki iddiayı güçlendirmek için yanmış iki Kuran sayfasını delil olarak göstermek istemişti.

Yani kıza ağır ceza verilmesi için sahte delil yaratmıştı.

* * *
   
Herkes o kızın hayatının bittiğini düşünüyordu.

Ta ki, önceki güne kadar.

Bakın önceki gün ne oldu ve o kıza kim sahip çıktı.

Pakİstan bu haberle sarsılırken bir başka çok önemli gelişme oldu.

Bu defaki gelişme İslam âleminin yüzünü ağartacak bir gelişmeydi.

O olay da şu:

Bütün dünya, bu genç kızın fanatik bir Müslüman tarafından öldürülmesine kesin gözüyle bakarken, Pakistan Ulema Konseyi Başkanı Allama Tahir Asrafi, bir basın toplantısı yaparak bütün Pakistan’a şu mesajı verdi:

Rimşa milletimizin kızıdır...”

* * *
   
ASIL ÖNEMLİ MESAJ

Asrafi Down Sendromlu kızla ilgili olayın çok ayrıntılı biçimde incelenmesini de istedi.

Sahte delil üreten imam için de, “Yaptığı iş bizler için utançtır” dedi.

“Bu imamın arkasında başka bazı kişiler de vardır” diyerek devam etti.

Bu açıklamadan sonra

Kuran yakma işinin perde arkası aydınlanmaya başladı.

* * *
   
CEMAAT KOMPLOSU

Buna göre Hıristiyan nüfusun yaşadığı yerde bulunan bir İslami cemaatin bazı mensupları oraya bir medrese yaptırmak istemiş.

Ancak medrese için gerekli arazinin üzerinde Hıristiyanlar yaşadığı için onları kaçırtmak üzere bir komplo hazırlanmış.

Nitekim bazı tanıklar sahte delil üreten imamın bir yakınına, “Bu yanmış sayfalar onları kaçırtmak için çok etkili olacak” dediğini duymuşlar.

* * *
   
SAHTE DELİL GÜNAHI

Bu haber beni çok düşündürdü.

Bir kere Pakistan İslam toplumunun en önde gelen insanının, Hıristiyan bir kıza sahip çıkması, bir Müslüman olarak beni hem gururlandırdı hem umutlandırdı.
İslam dünyası bu adalet duygusunu bütün dünyaya böyle somut olaylarla anlatırsa, her şey daha güzel olur diye düşünüyorum.

İkincisi, “sahte delil üretmek” gerçek bir suçmuş.

Pakistan polisi ve adaleti bunu üreteni hemen bulup çıkardı.

İslami toplum da bu suçu işleyen insanları “utanç” olarak teşhir etti.

Bizde Silivri davalarında binlerce sahte delil ortaya çıkarıldı.

Bugüne kadar bu sahte delilleri üretenlerle ilgili en küçük bir soruşturmanın yapıldığını bile duymadık.Tam aksine mahkemeler bu sahte delillerle insanları yargılamaya devam ettiler.

NE DEMİŞTİM

Bu olay hepimize şunu gösterdi:

-Sahte delil üretmek çok ağır bir suçtur.

-Ama aynı zamanda büyük bir günahtır.

Bu olayların başından beri demiyor muyum; ‘İnanan insanların vicdanı vardır’.

Gerçekten varmış.

İşte o yüzden Türkiye’de,

Silivri davalarında ortaya çıkan sahte delillere karşı yükselecek bir Müslüman sesi sabırsızlıkla bekliyorum.

(Hürriyet gazetesinden alınmıştır)