Uzun zamandır üzerinde konuşulan ama bir türlü yapılamayan ‘Avrupa’nın Geleceği Konferansı’ nihayet başladı. Konferans, 9 Mayıs günü, yani ‘Avrupa Günü’nde, Avrupa Parlamentosu’nun Strazburg’daki binasında düzenlenen törenle başlamış oldu. Hatırlanacağı üzere, konferans fikri, farklı şekillerde gündeme gelmişti. İki yıl önce ise Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından tekrar önerilmişti. Ancak, yoğun bürokrasi ve liderler arası anlaşmazlıklardan dolayı hep ertelenmişti.

Avrupa Birliği kurumları olan, AB Komisyonu, AB Konseyi ve Avrupa Parlamentosu başkanlarının ortak başkanlığında yapılan, “Avrupa’nın Geleceği Konferansı”, bir yıl devam edecek. Bir yıl boyunca, 2022’nin baharına kadar, Avrupa Birliği vatandaşları, görüşleri, teklifleri, projeleri ve düşünceleriyle AB’nin geleceğine katkıda bulunabilecekler. Bu çerçevede, Avrupalı Türkler de, içinde yaşadıkları Avrupa Birliği’nin geleceği ile ilgili görüşlerini sunabilecekler.

Biz de, Avrupa’nın farklı ülkelerinde yaşayan Türkler olarak, elbette Avrupa Birliği’nin geleceği ile ilgili düşüncelerimizi ifade etmeliyiz. Avrupa Türkleri olarak, Avrupa Birliği’nin geleceği ile ilgili neler söyleyebiliriz? sorusuna verilecek muhtemel cevabı şekillendirmeye yardımcı olması babından, kısaca Avrupa Birliği projesi ile ilgili hafızalarımızdakilere bir göz atalım.

Bu sütunlarda, sık sık Avrupa Birliği ile ilgili düşüncelerimizi yıllar içinde ifade ettik. İşte hemen hafızamızda canlanan ifadelerden bir örnek şöyle:
Avrupa Birliği projesi, Batı’nın hatta insanlığın derin tecrübelerinden faydalanarak ortaya çıkan bir projeydi. Büyük ve uzun süren savaşlar ve çatışmalardan sonra ortaya çıkmıştı Avrupa Birliği projesi…
1950-1952 yılları arasında oluşturulmaya başlayan Birliğin kuruluş nedenleri kısaca şöyle:
• Avrupa Kıtasında sürdürülebilir bir barışın tesisi,
• Daha yüksek yaşam standartları ve tam istihdamın sağlanmasını temin etmek üzere
  “Ekonomik Entegrasyon”un gerçekleştirilmesi,
• Siyasi bütünleşmenin sağlanması.
Birliğin başını elbette Fransa ve Almanya çekiyor...

Yine bir başka yorumumuzda şu satırları ifade etmişiz:
Avrupa’da varoluşumuz için bir gelecek vizyonuna sahip olmamız gerekir. Bize göre, kısaca Avrupa Türkleri gelecek perspektifi veya vizyonu şu sütunlar üzerine oturmalıdır:
- Göç tarihimizin analizi, kurumsal hafıza ve sosyolojik gelişmelerin tahlili,
- Anadolu kültür ve medeniyetimizin analizi ve aktüelleştirilmesi,
- Avrupa kültür tarihinin bilinmesi,
- AB ve Türkiye ilişkileri başta olmak üzere, Avrupa ve küresel gelişmelerin takip edilmesi (ticaret savaşları, yeni İpek yolu projesi, Avrupa Amerika mücadelesi, küresel göç ve mülteciler gibi.....)

“Avrupa’nın Geleceği Konferansı”na geri dönersek: Konferans çerçevesinde, Avrupa vatandaşları, bir yıl boyunca, ­(futureu.europa.eu) websitesine 24 ayrı dilde görüşlerini iletebilecekler. Vatandaşlardan, Avrupa’nın Geleceği ile ilgili şu konularda görüş bekleniyor: İklim değişikliği ve çevre, sağlık, güçlü ekonomi-sosyal adalet ve istihdam, AB ve Dünya, değerler ve haklar, hukuk devleti ve güvenlik, dijital transformasyon, Avrupa demokrasisi, göç, eğitim, kültür, gençlik ve spor ve diğer konular…

Avrupa Birliği projesinin doğuşu ve hedefleri, Avrupa’da bir gelecek perspektifi oluşturma iddiası ve “Avrupa’nın Geleceği Konferansı” konularını göz önüne aldığımızda, “Avupa’nın Geleceği Konferansı”nın, Avrupalı Türkler için hayati bir fırsat olduğunu söylebiliriz. O halde, hem bireysel olarak hem oluşturulacak grup çalışmalarıyla, ortaya çıkacak fikirlerimizi, önerilerimizi, ‘Konferans’ ortamında paylaşabiliriz. Çünkü Avrupa’nın geleceği ile ilgili tefekkür etmek, Avrupa Türklerinin geleceğiyle eş anlamlıdır. O halde, şimdi, yeniden düşünme vaktidir. Söz, vatandaşındır.

Bu vesileyle, büyük bir hüzün içinde idrak edeceğimiz Ramazan Bayramınızı tebrik eder, hayırlara vesile olmasını dilerim.

Veyis Güngör
11 Mayıs 2021