Bu konu hakkında birçok şey yazıldı çizildi. Şimdi bu darbe girişimi beyazperdeye aktarılıyor.
Senaryosunu ve yapımcılığını gazeteci Avni Özgürel'in üstlendiği "Darbe" filmi sonbaharda izleyici ile buluşacak. Avni Özgürel ile "Darbe" filmini, paralel yargı ile mücadeleyi ve cumhurbaşkanlığı seçimini konuştuk.
Filmin tamamı gerçeklere dayanıyor.
Bu tür filmlerin başında "Bu filmde yeralan olaylar ve kişilerin gerçek hayatla ilgisi yoktur" denilir.
Filmimizde ise tamamen gerçek bir Başbakan ve MİT Müşteşarı var. İnsanların bilmediği bir 7 Şubat yaşandı. O gün ne yaşandığını kimse bilmiyor.
BORDO BERELİLERE VUR EMRİ
7 Şubat MİT operasyonu Başbakan'ı paralel yapıya karşı harekete geçiren önemli bir olaydır.
Bir gün Tayyip Erdoğan'ı MİT Müsteşarı aradı "Savcı beni ifadeye çağırıyor" dedi. Bu cumhuriyet tarihinde MİT müsteşarının suçlu sıfatıyla ifadeye çağrıldığı ilk çağrıdır.
Hem de cuma günü mesainin bitmesine 5 dakika kala yapıldı bu çağrı. Bu tutuklanacağınıza işarettir. Başbakan kendi makam arabasını göndererek MİT müsteşarını aldırdı. Hem de polis kuşatması altında. Havaalanlarında Hakan Fidan'ı gözaltına almak için VİP çıkışlar tutulmuştu.
İstanbul'daki MİT binası terörle mücadele ekipleri tarafından kuşatılmıştı. MİT müsteşarı bordo berelilere vur emri verdi. Bunun gibi birçok ayrıntı bugün hiç bilinmiyor ya da hatırlanmıyor.
Öylesine kendilerini güçlü hissediyorlardı ki... Paralel yapının güç zehirlenmesi budur işte.
Kontrol edemeyecekleri hiçbir şeyin olmadığını düşündüler.
Genelkurmay Başkanı'nı tutukladıktan sonra MİT müsteşarı kim oluyor diye düşündü bu irade. Bu yapı kime elimi uzatsam kapar alırım diye düşündü. Planı da Başbakan ameliyat olacağı güne göre ayarladılar.
Eski MİT müsteşarı görevden ayrılırken paralel yapı çoktan o makama bir MİT müsteşarı hazırlamış.
DİNLEME MİT'E VERİLİNCE...
Ankara Gölbaşı'nda bu coğrafyada her dinleme teknolojisinin bulunduğu dev bir tesis kuruldu. Doğu Avrupa'dan Moskova'ya, Tahran'dan Bağdat'a kadar telsiz, cep telefonu her iletişim aracının dinlenebileceği bir teknolojiye sahip bir tesisti.
Paralel yapı bu dinleme tesisinin emniyette kalmasını istedi.
Başbakan'ın bu tesisi MİT'e vermesinden sonra ipler tamamen koptu.
Film gerçek hayattan alındığı için operasyoncular değil Türkiye kazanıyor.
Hakan Fidan tutuklanacaktı. Tayyip Erdoğan hakkında soruşturma açılmış olacaktı. Bakanlar gözaltına alınacaktı. Ülkede kaos hakim olacaktı. Yeni bir vesayet sistemi kurulacaktı. Hatta AK Parti'nin Genel Başkanı bile belirlenmiş olacaktı.
EKMEK ESKİ TÜRKİYE SLOGANI
Tabi düşünmüşlerdir. "Dönemin başbakanı" şeklinde iddianame hazırladıklarına göre bir de "mevcut başbakanı" da mutlaka belirlemişlerdir.
Çatı aday Ekmeleddin İhsanoğlu'nun seçim startını verdiği toplantıda yaptığı konuşmayı ve sloganını nasıl buldunuz? Ekmek, iş, aş sloganı 1950'lerin, 1960'ların Türkiye'sinde çok kullanıldı.
Ama kendisine biçtiği misyonu yansıtmıyor. "Cumhurbaşkanı köprü yapmaz, yol yapmaz" derken karnınızı doyurmak için geliyorum gibi anlaşılacak bir seçim sloganını tercih etmesini doğru bulmadım. Kemal Kılıçdaroğlu promptera bakmadan konuşmayı öğrenirken Sayın İhsanoğlu'nun Fatiha Suresi'ni bile önündeki metne bakarak okumasını yadırgadım.
Ekmeleddin Bey sanki "Kim beni bu işe itekledi" gibi bir zihin karışıklığı yaşayan insan görüntüsü veriyor.
Ekmeleddin Sisi'nin Türkiye modeli...
Mısır'da İhvan ekonünü ortadan kaldırmak için Sisi'ye darbe yaptırdılar. Türkiye'de elbette darbe olmaz. Ekmeleddin Bey Sisi'nin Türkiye modeli. Sandıktan çıkararak Erdoğan'ı devirmeyi düşünüyor olabilirler.
Bugün anketlerde çıkmayabilir ama siyasette 24 saat bile uzun bir süredir. Bir anda kartlar alt üst olabilir. Oyunun bir anda daha da sertleşebileceği ihtimalinden sözediyorum.
O bakımdan AK Parti kadrolarının çok fazla rahatlamaması gerekir.
Sayın Başbakan'ın sezgileri güçlüdür.
Karşısındaki gücün elindeki kartı görmeden ipin ucunu bırakmayacaktır.
AK Partili seçmeninin de kendisini çok rahat hissetmemesi oyuna ve sandığa sahip çıkması gerekir.
(Sabah- İsa Tatlıcan)