Asil Nadir ve Kıbrıs Halkı Yalanı

Sayın Asil Nadir’in davasını ve konu ile ilgili olarak Kıbrıs Gazetesinde çıkan yazıları büyük bir merakla takip ettim.

Aldığı cezadan şok olmuş vaziyetteyim.

Adil yargılanacağını, suçsuz bulunacağını ve mahkeme bitince elini kolunu sallayarak evine döneceğini düşünüyordum.

 

Aklımdan, bu denli kendine güvenen, suçsuz olduğuna inanarak kendi isteği ile inigiltere'ye giden ve yargılanmak için mahkemeye başvuran Nadir, gerçekten suçlu olduğu için mi cezalandırıldı, yoksa Kıbrıslı bir Türk ve Müslüman olduğu için mi sorusu geçti hemen.

Kıbrıs gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sn. Reşat Akar’ın konu ile ilgili perde arkasını anlatan yazı dizisini okuyunca, verilen kararın hiçte adil olmadığı düşüncesi bende ağır bastı.

Kıbrıs Rum Yönetiminin ve Helen dünyasının bu adil olmayan yargılamada parmağı olduğu kesin.

 

Sayın Reşat Akar’ın yazı dizisini okursanız bana hak vereceksiniz.

Kıbrıs Rum Yönetiminin kendi vatandaşı için ne düzenbazlıklar yaptığı, ne komplolar düzenlediği bu yazılarda berrak bir şekilde okuyucunun bilgisine getiriliyor.

 

Uzun bir müddet Kıbrıs Rum Yönetimi, Londra Yüksek Komiserliği görevini yapan, şimdiki Rum cumhurbaşkanının Özel Temsilcisi Yorgos Yakovu, kendi vatandaşı olduğunu iddia ettiği Asil Nadir’in ve sahibi olduğu şirketlerin batırılması için ne dümenler çevirdiğini ve ne tezgahlar kurduğunu verdiği ifadede resmi bir şekilde açıklamış.     

 

Londra’daki Observer gazetesine şirketlerin faaliyetleri hakkında bir çok düzmece rapor göndermişler.

Ticari bankalara ve Board of Trade’e (Ticaret masası) baskı uygulamışlar, Nadir’in şirketlerine zarar verici eylemle içine girmeleri için.

Board of Trade (Ticaret Masası), Institute of Chartered Accountants (Mali Müşavirler Kurumu), Rothschilds ve Stock Exchange’den (Borsa) sorumlu konseye devamlı olarak şikayetlerde bulunulup Nadir’e ve şirketlerine baskı yapmaları istenmiş. 

Düzenbazlıklar bununla da bitmiyor.

 

Asil Nadir’e zarar verebilmek için 1982 yılından itibaren sistemli bir şekilde çalıştıklarını gizlemeyen Yorgo Yakovu, o dönemde gemilerle Avrupa’ya yönelik ihracatı durdurabilmek amacıyla Avrupa Komisyonu’na defalarca başvurduklarını, hatta bir genelge yayınlattıklarını da ifadesinde belirtmiş.

Asil Nadir’i takip etmek ve kendisine zarar vermek için özel bir ofis bile kurduğunu söylüyor Yakovu.

 

Bu aşamada aklıma, son 44 yıldır Rumlarla sürdürülen müzakereler ve Kıbrıslı Türklerle Kıbrıslı Rumları Federasyon adı altında birleştirmek için elden geleni yapan, Kıbrıslı Türklere insanlık tarihi boyunca lanetlenecek olan “Dünyadan İzole etmek” politikasının sıkı uygulayıcısı BM ve AB geliyor.

Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum olmadığı ve bunun yerine Kıbrıs Halkı bulunduğu yutturmacasını yüzleri kızarmadan dile getiren başta Hristofyas olmak üzere tüm Rum yöneticilerle, bizim aramızdaki Grekofiller (Rum Yanlıları) Kıbrıs Rum Yönetimi, Makarios’tan sonra Rum Cumhurbaşkanı olan Kyprianu’nun icadı ile “Kıbrıs Halkı” kavramını müzakere ve propaganda literatürüne soktu.

Bu felsefeye göre, Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk yok ve sadece Kıbrıs Halkı” var.

 

O gün bu gündür, Rum Yönetimi ve politikacıları her fırsatta ve her yerde “Kıbrıs Halkı” kelimesini kullandılar. Halen de kullanmaya devam ediyorlar.

Madem bir Kıbrıs Halkı var da nasıl oluyor da bu halkın oluşturduğu devlet, kendi vatandaşını batırmak için, maddi, manevi ve Helen çıkarları doğrultusunda elden geleni yapıyor, kendi vatandaşına zarar vermek için komplolar hazırlayıp, düzmece bilgileri gerçekmiş gibi ilgili kuruluşlara resmi yollardan veriyor?

 

Kıbrıslı bir Türk olduğu için Sayın Asil Nadir’e karşı “Kıbrıs Cumhuriyeti” adını gasp etmiş olan Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından tüm bu komplolar tezgahlanıyorsa, biz Kıbrıslı Türkleri ezmek ve hiçbir yaşam hakları olmayan azınlık haline sokmak için kim bilir hangi tezgahlarla ne komplolar kurarlar.

 

Anlamıyorum, anlamlandıramıyorum, niçin Kıbrıslı Türklerden bu denli nefret eden ve kötülük yapmak için her yolu deneyen Kıbrıslı Rumlarla bizi birleştirmek için bu denli yoğun çaba sarf edip, üzerimizde baskı kurmak amacıyla ambargolar uygularlar?