Almanya kara propagandaya alet olmamalı

Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck Cumartesi Günü dört günlük bir ziyaret için Türkiye’ye geliyor. 

İlk önce hemen belirtelin Cumhurbaşkanı Gauck Almanya’da kendisinden önceki Cumhurbaşkanları’ndan alışık olduğumuz gibi Almanyalı Türkiyelilerin “çok sevdiği” ya da “büyük sempati beslediği” biri değil. Bu yönde de aslında pek bir adım atmadı.


İlk önce okurlarımız için Türkiye’de tam bir “nobody” konumunda olan “Joachim Gauck kimdir?” konusunda aydınlatıcı bilgi vermek yanlış olmaz. 


1940 yılında Rostock kentinde doğan Gauck bir protestan papazı olarak “eskiden var olan Doğu Almanya”, “Batı Almanya’ya katılana” kadar görev yapmış. Ardından yeni gelişen demokratik ortamda iki Almanya’nın birleşme sürecinde “Yeni Forum” hareketinde aktif rol oynayan Gauck Doğu Almanya’nın gizli servisi “Stasi” “faaliyetlerini araştırmak ve işlenen suçları ortaya çıkarmak” amacıyla kurulan kurumun başına geçerek Almanya genelinde popüler olmuş bir isim. Yani aslında bir tür “Doğu Alman Ergenekonu’nun” ne korkunç bir olay olduğunu iyi bilen bir isim.


18 Mart 2012 tarihinde Yeşiller Partisi’nin adayı olarak önerildiği Cumhurbaşkanlığı Seçimi’nde de seçilerek Almanya’nın Cumhurbaşkanı oldu. Hiç bir partinin üyesi değil. Almanya genelinde ve özellikle çoğunluğu oluşturan Batı Almanlar nezdinde de fazla bir sempatiye sahip olduğunu söyleyemeyiz. 


Aslında Doğu Almanya’nın “Honecker Diktatörlüğü’nün zulmünü” yaşamış bir insan olarak, Türkiye’nin “kemalist oligarşik sistemden demokrasiye geçmiş” olmasını en iyi anlaması gerekenlerin başında geliyor Cumhurbaşkanı Joachim Gauck. 2002 öncesi ve sonrası “eski ve yeni Türkiye’nin” arasındaki farkları en iyi değerlendirmesi gereken olabilirdi. 


Ancak Türkiye-Almanya İlişkisi bakımında geçmişte neredeyse Türkiye konusunda hiç bir bilgisi olmayan ve “Türkiye ile ilgilenme gereği duymamış” bir Cumhurbaşkanı olması pek talihli bir durum değil. Hele onu bu konuda etkileyen çevrelerin başında “Yeşiller Partisi” çevrelerinin olması büyük bir şanssızlık.


Almanya’da Türkiye’den iyi tanıdığımız bir medya grubu, yine “17 Aralık Darbe Girişimi’nden” beri her türlü “hainliklerine şahit olduğumuz” paralel yapı uzantıları ve medya mensupları yoğun bir faaliyet içindeler. Buna özellikle Yeşiller’i de eklersek yanlış olmaz. Elbette geleneksel olarak “Türkiye karşıtı” hristiyandemokrat çevreler de her zamanki gibi boş durmamaktalar.


Görüldüğü kadarıyla gerek Cumhurbaşkanı Joachim Gauck ve ekibi ve gerekse Alman Dış İşleri Bakanlığı içinde bazı çevreler “kendilerine servis edilen yanlış bilgi ve kara propagandanın” etkisinden kendilerini tam olarak koruyamamakta ve Gauck’un Türkiye Ziyareti’nin hazırlığı kapsamında tüm Alman Medyası neredeyse söz birliği etmişcesine onlara servis edilen “Gauck Erdoğan’ı kızdırmayı göze aldı” haberini yaymaktalar.

Zaten son zamanlarda “çok sorunlu olarak” tanımlamamız gereken Türkiye-Almanya İlişkisi açısından oldukça talihsiz bir durum.

Bugüne kadar böyle anlarda Alman Cumhurbaşkanları “ateşe körükle gitmek” yerine “birleştirici” rol oynamayı ve Türkiye ziyaretlerini bu açıdan değerlendirmeyi tercih ederlerdi. Cumhurbaşkanı Gauck ise en azında şu anda Alman Medyası’na servis edilen “Berlin kaynaklı” haberlere göre bir tür “Claudia Roth” rolü oynayacağa benziyor.


Son olarak “Türkiye’de bir medya grubuyla derin ortaklığı olan” bir Alman Medya Grubu organlarından hristiyandemokrat cephenin sesi “Die Welt” gazetesi aynı bundan önceki tüm diğer gazete ve dergilerin de yazmış olduğu gibi Cumhurbaşkanı “Gauck’un Türkiye’ye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Başbakan Erdoğan’a karşı kavgasını desteklemeye geldiği” saçmalığını okuyucularla paylaştı. Bu habere göre “Cumhurbaşkanı Gauck Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile dört defa buluşacak ama Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile buluşmayacak ve bu bir tür protesto olacakmış”. 


“Kimler Cumhurbaşkanı Gauck’u bilgilendiriyor” bilmiyorum. 


Ancak yanlış bilgilendirildiği kesin. Sanırım bu konuda en net yanıtları Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den bizzat alacaktır.


Ancak Almanya Cumhurbaşkanı’nı bu derece yanlış bilgilendiren ve onu “bırakın Türkiye’yi, AK Parti içi bir konuda üstelik yanlış bilgilerle “taraf” olma misyonuna soyunduran kimlerse Türkiye-Almanya İlişkisi’ne bugüne kadarki en büyük zararı verme amacında olmalılar.


Joachim Gauck Türkiye’de “basın özgürlüğü, inanç özgürlüğü, twitter’e erişim engellemesi ve benzeri konularda” açıklamalar yapıp, “kaygılarını” dile getirecekmiş. Yani bu doğru ise kendisi Türkiye’ye “tam Fransız kalmış” durumda! Ancak AB’nin Türkiye konusunda ikinci bir “Sarkozy’e ihtiyacı” olmadığı da kesin!


Eğer bu haberler doğruysa Almanya Cumhurbaşkanı Gauck’a açıklanması gereken ilk gerçek “Türkiye’nin onun eski Doğu Almanyası” olmadığı ve Türkiye’nin “onun eski Doğu Almanyası olan “Kemalist Oligarşi’den” arınma süreci içinde bulunan demokratik bir ülke” olduğunun anlatılması olacaktır!


Almanya’da yaşamakta olan ve bugüne kadar “Gauck’un kendilerinin de Cumhurbaşkanı olduğu hissini” kendinden öncekiler gibi yaşatmasını özlemle bekleyen Türkiyeliler tüm bu haber ve açıklamaları kaygıyla izlemekteler.

Onların Cumhurbaşkanlarından beklediği, Türkiye’ye ve Türk seçmenlerin ezici çoğunlukla seçerek desteklediği Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik karşı tavırlar içinde olması değil tam tersine Almanya ve Türkiye’yi birbirine yaklaştıran ve sorunlu ilişkileri düzeltme çabasında olan bir misyona sahip olması!

Aksi Almanya’da yaşamakta olan Türkiye kökenlilerin Almanya’ya olan “güveninin” azalmasına neden olacak ve onları “Almanya’ya soğutacaktır”.


Dileğim bir çifte vatandaş olarak Almanya’da benim de Cumhurbaşkanım olan Joachim Gauck’un Alman Medyası’na bilinçli olarak servis edilen haberlerin tersi bir davranış ve yaklaşımla Türkiye Ziyareti’ni gerçekleştirmesi ve “paralel yapının” kara propagandasının ürünü yanlış ve ön yargılı açıklamalara tenezzül etmemesi.


Türkiye ve Almanya’nın şu anda en son yaşaması gereken olay zaten var olan sorunlu ilişkilerin “krize dönüşmesi” olurdu.


İnşallah böyle bir durum yaşamak zorunda kalmayız!