Sevgili Okurlar,

Geçen hafta sizlere Ajahn Amaro nun Romada yapılmış olan Birinci Farkındalıklı Terapi Kongresinde  yaptığı konuşmanın önemli noktalarından bahsettmiştim. Bu hafta da aynı şekilde Amaro`nun ifadelerine yer vermek istiyorum.


Amaro, kendi enerjilerimizi şefkat ve sevgi ile temiz tutmanın yanı sıra, aynı zamanda çevremizdeki ortam ve kişilerle ilgili olarak da farkındalık içinde olmamamızı tavsiye ediyor. Amaro, beynimize koymayı seçtiğimiz düşüncelerimiz kadar çevremizde bulundurduğumuz kişiler, birlikte zaman geçirdiğimiz kişiler, gittiğimiz yerler, izlediklerimiz, sahip olduğumuz eşyalar ile ilgili olarak da seçici ve farkındalık içinde olmamamız gerektiğini vurguluyor. Dolayısı ile farkındalığın sadece içsel bir durum değil aynı zamanda dışsal etkenlerden oluşan bir durum olduğunu ifade ediyor.


Amaro, farkındalık  ve şefkatin birlikte var olan olgular olduğunu ifade ediyor. Bu noktada, şefkatli olmamız gereken ilk kişinin kendimiz olmasını gerektiğini ifade ediyor. Bizler, ancak kendimize yardım edip şefkatle davranır isek, başkalarına ışığımızı yansıtabiliriz.


Başkalarına yardım ederek kendimize nasıl yardım edebiliyoruz sevgili okurlar? Bakın Amaro bu konuda neler söylüyor?


Başkalarına ve çevremizdekilere, sevgi, sabır, şefkat, nezaket ve sempati ile davranarak kendimizde bu özellikleri geliştirmiş oluyoruz. Çünkü bizlerin dünyamız kendi bakış açımızla şekilleniyor. Şükran, sevgi dolu, şefkatli olarak yaklaştığımız her birey, bize aynısını geri veriyor. Bu anlamda hiçbirimizin ayrı olmadığını, hayatımızdaki herşeyin düşüncelerimizin bir yansıması olduğunu tekrar tekrar anlıyoruz.


Peki tecrübeler ya da deneyimler açısından Amaro bizlere ne söylüyor?


Amaro, deneyimlerin bizi oluşturmadığını, deneyimlerin olumlu ya da olumsuz olarak etiketlenmeden ve de yargılanmadan geçici olduklarını düşünmemiz gerektiğini ifade ediyor. Her deneyimin gelip geçici olduğunu bilerek bu farkındalıkla yaşamamız gerektiğini vurguluyor. Ancak o zaman düşüncelerimiz ve deneyimlerimizin bizi oluşturmadığını ve bizim gerek düşüncelerimizden gerekse deneyimlerimden bağımsız olarak sevgi dolu birr uh olduğumuzu anlayacağımızı ifade ediyor. Ayrıca en büyük bilgi olarak ise de, deneyimlerimizi olumlu ya da olumsuz olarak etiketlememiş olmamızı, bizim kendi zihinsel simgelerimizi etiketlemiş olduğumuzu hatırlatıyor. Bi başka değişle, bizim hayatımız, bizim zihinsel resimlerimiz ile oluşuyor!


Peki sevgili okurlar, sizler zihinsel olarak beyninizde hangi resimleri barındırıyorsunuz?


Haydi gelin şimdi zihnimizdeki resimlere farkındalıkla bakalım!


Şefkat ve sevgi dolu bir hafta diliyorum!