Yürüyüşün sağlık üzerindeki etkilerinden bahsetmeye niyetim yok.

Yani düzenli yürüyüş; selülit azaltıyormuş, kas güçlendiriyormuş, zayıflatıyormuş, hatta kanseri bile yeniyormuşsun, zaten biliyoruz değil mi?

Benim tecrübe ettğim ve ısrarla paylaşmak istediğim, hatta sarsalayarak söylemek istediğim; 

“ Arkadaşlar, Allahaşkına yürüyün, boşverin spor salonlarını, onlar inorganic, siz yürüyün..”  

“Niye ki, ben kick-box yaparak çok fit oluyorum?” derseniz, haklısınız. Yine de spor salonlarında yapamayacağınız, fakat yürürken deneyimleyebileceğiniz o kadar çok şey var ki:

Yürürken, kendinizin en yakın dostu olursunuz. 

Bir bakmışsınız, sizde bir söylenme, bir günün muhasebesi, hatta belki bir kavga başlamış. Hiç birşeyi içinize atmaz olursunuz, hatta “dur ben yürüyüşe gideyim de şu konuyu bir ayrıntılı tartışayım” haline gelir durum. 

Ve yol boyunca size ruhunuza iyi gelen tonlarca işaret görürsünüz. Çiçekler, tabelalar, şekilli bulutlar. 

En sağlam kararlar; yürürken, derin derin nefes alırken, gökyüzünü içinize çekerken verilir. Herşey çok tazedir, yeni başlangıçlar gibi. 

Sonra yürümek, insanı (eğer değilseniz) çok sıkı bir hayvan dostu yapar. Mesela ben, yanından geçerken korkudan nefes bile alamazken, şimdi boy boy köpeklerle “vay, günaydın naaber şeker şey?” durumuna geldim. 

Veya bir grup ördek yavrusunun gün gün büyümesine de şahit olabilirsiniz. 

Ben oldum. Şimdi hepsi birer yetişkin. 

E bir de müzik var. En sevdiğiniz müziği, istediğiniz sıklıkta ve volümde dinlemek kadar güzel ne olabilir. 

Ayrıca hayaller var. Gün içinde düşünmeye başlayıp da sonunu getiremediğiniz hayallerinizi defalarca, hatta farklı farklı sonlarla düşünebilirsiniz. 

Bir de telefon konuşmaları. Bölünmeden, kısıtlanmadan, ses tonunuzu ayarlamak zorunda kalmadan yapılan bol kahkahalı, dedikodulu konuşmalar benim en büyük favorim. 

Bunların hepsini bir saate sığdırmak zor aslında. Ama dönüşümlü yapabilirsiniz. 

Peki mesele zayıflamaksa? Kickboxu bilmiyorum ama, yürüyüş zayıflatır. Kesin bilgi. 

Spor salonuna zam gelirse, gidip gitmemeyi düşünürsünüz. 

Veya dersler iptal olabilir. 

Ama yollar, veya “yaşam alanları” hep orda. Sizi kimse yürüyüşten alıkoyamaz. 

Vaktiniz mi yok?

24 saatin 24’ü de başkalarının, 1 saati bile sizin değilse, o zaman durup düşünmenin zamanı gelmiş demektir. 

Bol yürüyüşlü, mis gibi bir hafta olsun.