Cengiz Dağcı, Türk ve Kırım Tatar edebiyatının büyük yazarlarından biri olarak, ömrünün neredeyse tamamını, doğup büyüdüğü topraklara hasret içinde geçirmiştir. Çocukluk yıllarından itibaren yazmaya başladığı romanlarında, Sovyet rejiminin baskısı altındaki Kırım Türklerinin var olma mücadelesini işlemiştir. Sovyetler Birliği döneminde, Kırım’da yaşanan baskı ve sürgün politikalarının etkisinde, savaş ve esaret yıllarında tuttuğu ve daha çok hayat hikâyesini konu alan notlarını bir roman formatında yeniden düzenleyen Dağcı, Korkunç Yıllar romanından başlayarak, neredeyse tüm eserlerinde bu durumu yansıtmıştır. Cengiz Dağcı, eserlerinde bir milletin nasıl yok edilmeye çalışıldığını göstermeye gayret etmiştir. Hayatını ve çalışmalarını Kırım’a ve Kırım Türklüğüne adayan yazarın her bir eseri dikkatle incelendiğinde Kırım Türklerinin maruz kaldığı baskı ve zulümlerin anlatıldığı görülür. Cengiz Dağcı’nın romanları zengin bir edebiyat eseri olduğu gibi Kırım Türklerinin son bir yüzyıldaki tarihinin dönüm noktalarını ilmek ilmek işleyen birer mihenk taşıdır da aynı zamanda. Kırım’ın hafızası olma misyonuyla, Kırım’daki Türklerin dramını eserlerinde işleyen Cengiz Dağcı’nın hatıraları, romanları ve hikâyeleri Kırım tarihi ile ilgilenen herkesin mutlaka okuması gereken başyapıtlara dönüşmüş durumdadır. Bir yerde bu eserleri Kırım’ın duygusal tarihi de diyebiliriz.

Cengiz Dağcı’nın eserlerinde kendisinin de ifade ettiği gibi gerçekçidir. Kırım tarihi ile ilgili olarak arşivlere giren araştırmacılar, Sovyetler Birliği’nde o yıllara ait belgelerdeki unsurların Dağcı’nın romanlarında yazdıklarıyla birebir örtüştüğünü göreceklerdir. Dağcı, dünya edebiyatına ilgi duyan, yazma tekniklerini iyi bilen, tarih ilmine de olan ilgisinden dolayı temeli gerçekliğe dayanan ve eserlerinin dilini farklı şekillerde kurgulayan bir romancıdır. Romanları her ne kadar gerçekliği bünyesinde barındırsa da, tarihi bir kaynak olarak kullanmamız mümkün değildir. Bu sebeple, bu çalışmada, Cengiz Dağcı’nın eserleri tarihi kaynak olarak kullanılmamıştır. Zaten bu araştırmanın amacı da o değildir. Amacımız tarihi olayların bir yazarın edebi eserlerine nasıl yansıttığını gösterebilmektir.

Cengiz Dağcı’nın eserlerini edebiyat açısından inceleyen pek çok çalışma olmasına rağmen romanlarını tarihi açıdan ele alan araştırmalar yok denecek azdır. Bu konudaki tek çalışma, Dağcı’nın II. Dünya Savaşı anılarını mercek altına alan Prof. Dr. Abdulvahap Kara’nın, Gamalı Haç İle Kızıl Yıldız Arasında Bir Yazar Cengiz Dağcı isimli araştırmadır. İşte biz de bu boşluğu bir nebze olsun doldurmak üzere II. Dünya Savaşı dışında Dağcı’nın Sovyet dönemi Kırım, Kırım Sürgünü ve Kırım Türklerinin vatana dönüş mücadelelerini konu alan eserlerini tarihi açıdan incelemeye çalıştık.

Biz bu çalışmamızda, Cengiz Dağcı’nın II. Dünya Savaşı dışında; Kırım’ın Sovyet dönemi tarihi, Kırım Türklerinin sürgünü ve Kırım Türklerinin vatanlarına dönüş mücadelesi gibi romanında işlediği konuları tarihi açıdan ele almaya çalıştık. Bu çalışmam için temeli, yazarın 18 roman, 7 hatıra, hikâye ve mektup türündeki tüm eserleri oluşturdu. Bahsettiğimiz romanları; Korkunç Yıllar (1956), Yurdunu Kaybeden Adam (1957), Onlar da İnsandı (1958), Ölüm ve Korku Günleri(1962), O Topraklar Bizimdi (1966), Dönüş (1968), Genç Temuçin (1969), Badem Dalına Asılı Bebekler(1970), Üşüyen Sokak (1972), Anneme Mektuplar(1988), Benim Gibi Biri (1988), Yoldaşlar (1991), Biz Beraber Geçtik Bu Yolu (1996), Bay Markus Burton`un Köpeği (1998), Bay John Marple`ın Son Yolculuğu(1998), Oy Markus Oy (2000), Rüyalarda Ana ve Küçük Alimcan (2001), İhtiyar Savaşçı (2005), hikâyeleri; Yansılar 1 (1988), Yansılar 2 (1990), Yansılar 3 (1991), Yansılar 4 (1993), Ben ve İçimdeki Ben (Yansılardan Kalan 5) (1994), Regina (2000).

Çalışmamız beş bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde Cengiz Dağcı’nın çocukluk yıllarından gençlik yıllarına kadar hayatını ve tüm eserlerini; ikinci bölümde Sovyetler Birliği döneminin ilk yıllarında Kırım’daki Sovyet öncesi dönemi ve Sovyet hâkimiyetin tesisi sonrasındaki Kırım’ın durumunu; üçüncü bölümde II. Dünya Savaşı’nda Kırım’ı, Almanların Kırım’ı işgalini ve bu mücadelelerden sonra Kırım topraklarında Rus sömürü sisteminin yeniden tesisini; dördüncü bölümde 1944 Kırım Türklerinin sürgününü ve sürgünlerin Kırım’da bıraktığı izleri; beşinci bölümde ise Kırım’a dönüş mücadelesini ve Kırım’a dönen Kırım Türklerinin sosyal, kültürel ve fikir hayatındaki değişimlerini ele almaya çalıştık.

9 Mart 1919’da Kırım’ın Gurzuf kasabasında dünyaya gelen ve 22 Eylül 2011 tarihinde Londra’da vefat eden Cengiz Dağcı bir Kırım Türkü'dür. Dünya kamuoyuna seslerini duyurmak isteyen Kırımlılar, bunu büyük ölçüde başarmışlardır. “Romanlarımda Kırım’ın dışında büyümüş gençlere yarım yüzyıl önceki Kırım’ı az da olsa tanıtabildiysem ne mutlu bana” diyen Dağcı’nın dile getirdiği gibi, bu başarılarının arkasında, hiçbir tarih kitaplarında yazmayan, yalnızca Cengiz Dağcı’nın eserlerinde anlattıkları ile tüm dünya kulaklarını Kırımlıların haykırışlarına doğru çevirmiştir. Dağcı'nın Kırım Türklerinin XX. yüzyıldaki tarihini tüm yönleriyle eserlerine yansıttığı söylenebilir. Bu sebeple Kırım’ın son yüzyıldaki tarihini hiç bilmeyen biri onun tüm eserlerini okuyarak bilgi sahibi olabilir. Bu özellikleriyle, Dağcı’nın hatıra, roman ve hikâyelerinin yaşadığı milletin tarihten gelen kimliği ve onu ayakta tutan temel dinamiklerinin zihinlerde canlı tutulması ve nesilden nesile devam etmesi açısından çok önemli bir görev ifa etmekte olduğunu söyleyebiliriz. Londra’da yalnız başına yaşayan Cengiz Dağcı, 22 Eylül 2011 tarihinde Soutfields bölgesinde evinde saat tam 12:30 sıralarında vefat etti. Dağcı’nın vefatı üzerine dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Ukrayna Devleti nezdinde yaptığı görüşmelerle 70 yıldır ayrı kaldığı Kırım topraklarına gömülmesi için izin alındı. Dağcı’nın cenazesi 1 Ekim 2011 Pazar günü, Akmescit’e 100 kilometre uzaklıktaki Yalta bölgesine bağlı Kızıltaş köyünde defnedildi. Naaşı geç de olsa yurduna kavuştu. Yurt hasretini ve vatan sevgisini kitaplarında yaşayan, yaşatan büyük yazar Cengiz Dağcı'yı vefat yıldönümünde minnetle anıyorum.

BUKET KEMİKSİZ

Buket Kemiksiz, 1 Mart 1994 yılında İzmir’de Konak’ta doğdu.

İlk, orta ve lise öğrenimini İzmir’de tamamladı.

Lisans eğitimine 2012 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Tarih Bölümünde başlayarak 2016 yılında buradan mezun oldu.

2016 Eylül ayında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde yüksek lisans eğitimine başladı.

‘Cengiz Dağcı’nın Eserlerinde XX. Yüzyıl Kırım Tarihine Dair Yansımalar’ başlıklı teziyle yüksek lisans eğitimini tamamladı.

Yüksek lisans tezi Mart 2019 yılında ‘Arafta Bir Sürgün Cengiz Dağcı’ adıyla Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları tarafından yayımlandı.

Eylül 2019 senesinde başladığı doktora eğitimine Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstisüsü’nde halen etmektedir.