Yazsam bir dert, yazmazsam başka bir dert!  İki arada bir derede kalıyorum.


Yazarsam kafaları ağrıttığımı, gönülleri incittiğimi, eğer yazmazsam vicdani görevlerimi ve fıtratımın gereğini ve ruhumun haykırışlarını yerine getiremediğimi sanıyorum.


Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ve Türk Devletinin yasalarının güvenliğinde, korumasında yaşayan Hırant Dink’in öldürülmesi bir çok normal insan gibi, benim de canımı çok sıkmıştı, gerçekten çok üzülmüştüm ama ‘’ Hepimiz Hırant Dink’iz’’ diye bağırmadım. Merhumun ailesine,acılarına elbette saygı duydum ve gerekli tepki yazılarımı inandığım gibi yazdım ama ‘’ Ben de Hıran’ım’’ diye bağırmadım. Çünkü ben Hırant değilim. Ben neysem, kimsem Onu bağırırım.


Ermenistan Devleti’nin başındaki Sarkisyan Ermenistan’daki üniversite öğrencilerine ‘’ Karabağ’ı biz aldık, Ağrı’yı size bıraktık’’ gibi tüm dünya kamuoyunun bildiği hınç, öfke, intikam dolu konuşmasını yaptığında, ben de ‘’ Ah Sarkisyan Ah’’ başlıklı bir yazı yazmıştım ve bazı malum siteler benim bu yazımı ‘’ Sarkisyan’ın sözlerini çarpıtıp nefret söyleminde bulunduğumu’’ iddia edip,  beni nefret suçlusu olarak gösterdiler. Böyle sitelerin yayın yapmasına izin verildiği veya böyle sitelere tepki gösterilmediği takdirde, bu dediğimi yapacak imkanı olanlar bunu yapmadığı halde hepsi birer Sarkisyandır bana göre.


Benim yazımın özeti, Ermenistan politikacılarının ve profesyonel askerlerinin ve diasporalarının bu Türk düşmanlığını ve soy kırım yalanlarını artık terk etmeleri ve Artık Türk, Ermeni, Kürt ,milliyet veya din, mezhep ayrımları yapmaksızın politikacıların, basının insanlar arasında sevgi bağları örmeleri gerektiğini açıklayabilmekti.


İsrail Filistin’i,14 mayıs 1948 yılından beri tepeliyor ve tüm Orta Doğu Arap ülkelerine dehşet saçıyor ve dünya İsrail ile ekonomik, siyasi, kültürel bağlarını kesmediği sürece, tüm insanlar birer İsrail generalidir bana göre veya İsrail bakanıdır, Başbakanıdır.


Çin Türkistan’daki kardeşlerimizi 1960 yılından beri yok ediyor. Normal nüfus artışına göre bugün Doğu Türkistan’daki Türk nüfusunun 200 milyondan fazla olması gerekiyor ama bugün o bölgede 30 milyondan daha az Türk yaşadığını araştırmacılar veya orada yaşayanlar söylüyor ve buna rağmen Çin ile siyasi, ekonomik, kültürel bağlar hep devam etti, bunu devam ettirenlerin her biri, bana göre Çin Komünist ordusunun birer subayı gibidir.


Putin göreve geldiğinden beri Çeçenleri, Gürcistan’ı sürekli tepeledi ve Putin’e gerekli tavrı koyabilecekler bunu yapmadı ve bana göre hepsi Putin’in adamı gibidir.


Ağır duygusal bir yazı gibi görünse de , aslında ölçülü ve dengeli, olması gereken bir yazıdır bu. Sadece gazel, ilahi okumakla,’’ Hayt keserim ulan! Yuh gebertirim lan!’’ demekle devlet işleri veya insani aktiviteler olmaz. Venezuela, Şili gibi suçlu, kabahatli  ülkenin diplomatlarını sınır dışı etmek gerekir. Onlarla ekonomik, siyasi, kültürel tüm bağları kesmek gerekir. O ülkeyi yalnızlaştırmak gerekir.


Bunları yazdığım için İsrail, Ermeni, Rus, Çin düşmanı ilan edilirsem ,bu da kocaman bir aptallık olur. Çünkü ısrarla söylüyorum ki bu ülkelerin insanları içinde bizim Türk insanlarından çok daha fazla dürüst, insanlık dostu, barış yanlısı, yüreği insan sevgisi ile dolu has insanlar var. Benim derdim politikacılar, diaspora, politikacılara yön veren askerler ve olur olmaz her şeye gaz veren basın. Yurdumun demiyorum, dünyamın, gezegenimin normal , sıradan, sadece insanca yaşayıp özgür olmaktan başka derdi olmayan insanlarının tümü benim dostumdur.


Ama dünyanın politikacıları Bosna’da Srebrenica’da Boşnaklar ve Türkler koyun gibi boğazlanırken, bir çok resmi salonda, viskilerini, şampanyalarını yudumlayıp, parfüm kokulu dekolte elbiselerinin içinde birbirlerine sahte sırıtışlarla güya insanlara yardım için insanlığın yüce erdemleri ile ilgili dedikodular, nutuklar ile soytarılık yapıyorlardı.


Arap Baharı deyip bütün Orta Doğuya, Kuzey Afrika ülkelerine insanlık kışı, insanlık dramı götüren soysuzlar, sadece petrol, elmas, altın, doğalgaz arayışındaydı. Bunlara da seyirci kalan dünya, etkisi, yetkisi olduğu halde, eğer bunu kullanmamışsa, orada çocukların kafalarına dipçik vurup kadınlara tecavüz eden askerlere yardım etmiş demektir.


Birleşmiş Milletler Filistin’in bağımsızlığını neden kabul etmiyor? Kabul ederse bunun dünyaya ne zararı var? Kabul etmezse bunun dünyaya ne faydası var? Hamas’a gaz verenler, IŞID’A, Taliban ordularına, Usame Bin Ladin gibilere ‘’ Yürüyün mücahitlerim! Cihat var!’’ diyenler kimler? Bunları düşünmek gerekir.
Almanya Başkanı Merkel ise ‘’İsrail’in kendisini savunduğunu ve İsrail’i desteklediklerini ‘’ söylüyor. Elbette öyle söyleyecek. Çünkü Almanya’nın İsrail başta olmak üzere bütün dünyaya özür borcu, bağış dileme, kendini affettirme borcu var. Almanya gibi böyle borçları sırtlanmış olan Rusya, Ermenistan, Çin, Japonya, Bulgaristan, Yunanistan, İngiltere var. Sırbistan var. İran var. Kuzey Kore var. Vietnam var. Belki de bir çok ülkenin, devletin, milletin sırtlarında böyle ağır yükler var ve belki de tarih bu borçları unutmuyor ve belki de Yaratan bunun diyetini ilgile topluma öyle veya ödetiyor. Bunlar derin konular ve ben bu konularda daha da derine gidecek kadar alim, ermiş, evliya olamadım. Ama basit, düz mantıkla, sade bir akılla diyorum ki, bir kabadayı, bir külhan bey, garibin birisini altına almış dövüyorsa veya Onu döverek öldürüyorsa ve mahallenin diğer sakinlerini korkudan bu olaya sesini çıkartmıyorsa, yada kabadayıya yalakalık yapıp ‘’ ellerin dert görmesin paşam’’ diyorsa, bu suça tüm mahalle sakinleri ortaktır.


Ben ne yazarsam yazayım, insanlar ne derse desin, başkaları ne yazarsa, ne konuşursa, bunların hepsi laf ebeliğinden başka bir şey değildir. İsrail 66 yıldır Filistin öksürdükçe, aksırdıkça, tıksırdıkça, onları hayvan gibi öldürüyor.
Çünkü dünyanın kodamanları için bowling sahaları, tenis kortları, yüzme havuzları, çocuklarının yaş günü pastaları, Amerikan barlarındaki şaraplarının 90 senelik mi veya 120 senelik mi olması, kızlarının yeni flörtünün gay olup olmadığı çok daha önemlidir.


1 hafta sonra Dünyada milyonlarca insan Ramazan bayramı kutlayacak, kakara kikiri, falan filan…Bu dünya artık Yahudi, Hıristiyan veya Müslüman, yada Buda hangi din veya mezheptense, yada hangi millettense, bayram, düğün, şölen yapmayı ve twiter, facebook hesaplarından saçma sapan ahkamlar kesmeyi artık terk etsin, bıraksın.


Çünkü böyle vurdumduymaz, basiretsiz, şarlatan insanların olduğu ve hatta olmakla kalmayıp ülkeleri, dünyayı yönetmeye çalıştığı bir gezegende bayramlar bize haramdır, düğünler bize mübarek değildir, şölenler bize soytarılıktır.


Bir kedi ağaçta kaldı diye, bir köpek bacaya sıkıştı diye, İtfaiye, polis, ambulans ekiplerini seferber eden Amerika’nın, Avrupa’nın çok hümanist geçinen lordları, mistırları, mösyöleri, sinyorları !  bu dünyada sizin şahsi ihtiraslarınız yüzünden her gün kadın, çocuk, bebek ölüyor, sonra siz insani yardım kuruluşları falan filan kendinize göre  şov yapıyorsunuz.


Yerin dibine batsın sizin insanlığınız, yerin dibine batsın bayramlarınız.


Saçma sapan siteler kurup "O nefret söylemi yaptı, bu anasının gözünü etti’’ diye, kendilerinden olmayanları düşman veya insanlık suçlusu ilan edenler önce insanlığı öğrensinler  ve insanlık suçunun ne olduğunu akıl ve zekaları ile iyice tahlil etsinler.


Halklarının oyları ile imparatorlar gibi yetkilendirilip halklarının vergileri ile müthiş maaş ve imkanlara ve koruma ordularına kavuşan politikacılar da bir zahmet düşmanlık, kan, nefret, intikam için değil, dostluk ve sevgi için siyaset yapsınlar!


Bu yazıda şikayet edilen, kafa tutulan, posta koyulan din ve mezhep ve milliyet, ırk yobazlarıdır. Üniformalı veya üniformasız düşmanlık yapmayı, kan dökmeyi ve kan döktürmeyi bir halt sanan zavallılardır. Özellikle de Hitler ruhlu politikacılardır ve onlara hizmet eden askerlerdir ve bunlara gaz veren, yağ çeken basındır, medyadır, gazeteci bozuntularıdır.


Diğer insanların da ve diğer canlıların da yaşama haklarına, aç ve çıplak ve vatansız kalmama haklarına saygı duyan;  senin, benim, bizim gibi normal, aklı başında sayılan insanlar, hangi devletin, ülkenin vatandaşı olursa olsun, biz onlara sadece sevgi ve saygı ile gülümseriz!