Günahkarların, suçluların, yalancıların, ağır ve tehlikeli şizofrenlerin bazı savunma mekanizmaları olduğunu psikologlar, psikiyatri hekimleri, terapistler bilirler. Hırsız mafyayı işaret eder. Uyuşturucu satıcısı ben basit bir torbacıyım der, cinsel olarak iktidarsız olanlar müthiş seviyede cinsel performansları  varmış gibi konuşurlar, sürekli başka erkeklerle yatan kızlar, kadınlar, kadın iffetini özellikle savunurlar, kocasını sürekli aldatan kadınlar aldatmanın rezilliğini sürekli söylerler, karısını sürekli aldatan erkekler genelde eşlerine sürekli çiçek ve ziynet eşyası hediye alırlar. Bu neden böyledir? Bunu elbette konunun eğitim almış hekimleri bilirler.

Almanya Devlet Başkanının Türklerin yaptığı sözde Ermeni soy kırımını neden savunduğunu sanırım anladınız! Dünyada Hitler gibi psikopat bir katilin peşine takılan ve Alman milleti dışında tüm milletleri aşağılık ve yok edilmesi gereken milletler gören başka bir millet var mı?

Fransızların Kuzey Afrika ülkelerinde yaptıkları vahşeti, zulümleri, soy kırım sınırındaki katliamları lütfen bir hatırlayalım! İngilizlerin Mısır’da, Hindistan’da, Orta Doğuda  yaptıklarını lütfen hatırlayalım.

ABD ise siyah derili ve kızıl derili Allah kullarına yıllarca vahşi hayvan muamelesi yaptığını, eğer bu hayvanlar eğitilirse köle olarak kullanılabilir hükmü ile onlara neler yaptıklarını bilmeyen varsa lütfen açsın okusun. Tüm siyah ve kızıl derililerden yaşanılanları ifade etmek için kullandığım bu sözlerim için samimi özür diliyorum, ama başka çarem yoktur.

Hollandalılar, İspanyollar, İtalyanlar, Ruslar, Çinliler, Avusturyalılar, Sırplar, Rumlar, Ermeniler, Araplar kimlere neler yaptığını açıp okumak ve öğrenmek lazımdır.

Elbette bunları o milletlerin şimdiki torunlarına, bugünkü nesillerine mal edemeyiz, o zamanki dünya psikolojisi öyleymiş ve Engizisyon mahkemeleri varmış, Tapınak Şövalyeleri bitki çayı demleyen kadınları cadı diye canlı canlı yakıyormuş falan.

Tehcir ne demek? Tehcir bir topluluğu, kişiyi, bireyi, aileyi, grubu zorunlu sebeplerden dolayı yaşadıkları  bölgelerden başka bölgelere nakletmek demektir. Sürgün de diyebilirsiniz buna. Sınır dışı edilen, vatandaşlıktan çıkartılan her insan tehcire tabi demektir. Kuraklık nedeniyle Orta Asya’dan çıkan Türkleri acaba kim tehcir etti? Bir baraj patlamak üzereyse ve sular altında kalacak olan iki köy ile üç kasaba sular altında kalma tehlikesine karşı tahliye edilecekse bu da tehcirdir. Yanardağ patlayacaksa veya bir orman yangınında yangının yayılma yönündeki köyler, kasabalar boşaltılıyorsa bu da tehcirdir.

Osmanlı devleti çökmüşse ve Osmanlının asil halkı olan  Ermeni vatandaşlar Ruslarla bir olup Türk köylerini, Türk kasabalarını, Türk evlerini basıp oradaki erkekleri öldürüyorsa, oradaki kızların, kadınların, küçük erkek çocuklarının ırzına geçiyorsa ve tecavüz ettikleri kadınların memelerini, öldürdükleri küçük çocuk kafalarını keserek ve ağızlarından salyalara akıtarak top oynuyorlarsa ,bu bölgedeki diğer Ermeniler öncelikle kendi can güvenlikleri için başka bölgelere tahliye edilir. Bu Osmanlı İmparatorluğunun çöküş döneminde de olsa, aldığı en ,isabetli ve en merhametli, adaletli bir karardır.

Türkiye’de halen yaşayan Ermeni vatandaşlarına gelince; Onlar bizim has vatandaşlarımızdır, asil insanlarımızdır, ABD’deki Diaspora denilen ırkçı, intikamcı, TAŞNAK ve ASALA örgütlerinin savunucusu, düdükçüsü olan sahtekar soytarıları kınayacak, ayıplayacak kadar dürüst ve onurlu Ermenilerdir.

Pekiyi o günler acı mıydı? Kan, ölüm, salgın hastalık, açlık, toplu cinayetler, hıyanetler söz konusu ise her gün bir acıdır ve acı günler ABD’nin ve Onun yalakalarının Afganistan’a, Irak’a, Suriye’ye, Libya’ya, Yemen’e  saldırması ile, Rusya’nın Çeçenistan’a, Gürcistan’a, Ukrayna’ya saldırması ile, Çin’in Doğu Türkistan Türklerini katletmesi ile, Birleşmiş Milletler barış gücünün Bosnalı, Arnavut, Türk Müslümanların Sırplar tarafından katledilmesine para karşılığı izin vermesi ile, ABD’nin BOP (Büyük Orta Doğu Projesi ile) asla bitmedi, hep devam etti.

Ama yüz binlerce, hatta milyonlarca iyi kalpli, merhametli, vicdanlı Ermeni, Rum, Rus, Çinli, Amerikalı, İngiliz, Fransız, İtalyan, Arap, Sırp, Alman olduğunu hepimiz biliyoruz. Ne yazık ki, hepimiz kandan, kinden, intikamdan, sahtekarlıktan, egodan beslenen vampir ruhlu politikacıları devletlerimizi yönetmek için seçiyoruz ve onlara yetki veriyoruz. Tek hatamız, tek günahımız işte budur!

Bütün dünya hükümet üyeleri eğer biraz akıllı, vicdanlı, adaletli ve tarih bilgisi bilincinde olsaydı, hepsi de ‘’ Yemişim Diasporanızı!’’ derdi.’’ Yemişim’’ kelimesindeki ‘’ Ye’’ harflerinin başına başka iki veya üç harf de getirilebilir. Bu o kadar önemli olmaz!