Bazen ıkınır sıkınırsın, kalem kabız olmuştur, bir harf bile dökülmez kâğıda. Bazen konu çoktur ama umutsuzluğa iten konularda kalem oynatmak istemezsin. Bazen tramvayda bir köpek görürsün dalar gidersin, kendine geldiğinde yazı da yazılmıştır. Ya da Noel Baba kılığında dilenen birini görürsün, fazla uğraşmana gerek kalmadan tamamlanır yazın. Bazen yazı kendini yazar, sana noktayı koymak kalır. Bazen de haberleri sıralarsın, yazın neredeyse tamam gibidir. Sana boşlukları doldurmak düşer.

Oxfam’ın yaptığı bir araştırmaya göre dünya nüfusunun yüzde 1’i dünya gelirinin yaklaşık yüzde 50’sine sahip. Brüksel Otomobil Fuarı’nda açılan özel “Rüya Otomobilleri” sergisinde lüks arabalar görücüye çıktı, rekor ziyaretçi sayısına ulaşıldı. Paha bicilmez otomobillere ilgi yoğundu. Anvers yakınlarındaki Brasschaat yerleşim biriminde gençlerin yaşamın gerçekleri ile yüzleşip hayat pahalılığını öğrenmeleri için “Deneyim Evi” açıldı. Borçlarını ödeyemedikleri için sosyal yardım kurumlarının devreye girdiği Belçikalıların çoğunun genç ve deneyimsiz olması nedeniyle böyle bir gereksinim duyulmuş. 18-19 yaşlarındaki gençlerin Deneyim Evi’nde kira, doğalgaz-elektrik, sigorta, giyim-kuşam, mutfak giderleri, ev eşyaları v.b. gider kalemlerini görünce gelirlerinin ihtiyaçlarını karşılamaya yetmediğini anlamaları fazla uzun sürmüyor. Önümüzdeki haftalarda evi 400 öğrenci ziyaret edecek. Yapılacak olan durum değerlendirmesinden sonra Malle yerleşim biriminde ve diğer belediyelerde de “Deneyim Evi” açılması planlanıyor. Evde bir mutfak dolabında marka yiyecekler dolu, diğerinde ise aynı ürünlerin markasız olanları. Bazen aynı fabrika tarafından üretilmelerine rağmen aradaki fiyat farkı tahmin edeceğinizden daha büyük. Kaloriferi bir derece daha az yakmak yılda 105 Avro tasarruf anlamına geliyor. 5 dakika duş alamak 57 litre su harcamanız anlamına... Duş başlığına tasarruf düğmesi eklenmesi yılda 100 Avronun cebinizde kalması demek oluyor.

130 bin Belçikalı yiyecek almaya yeterince parası olmadığı için aşevlerinde dağıtılan bedava yemeklerden yedi. Aşevlerinden yararlananların sayısı geçen yıla göre 8 bin arttı. Yapısal yoksulluktan bahsediliyor. Haftada 50 Avroya geçinmek zorunda kalanlardan da. Aşevlerinden yararlananlar genellikle çocukları ile birlikte yaşayan anneler, işsizler ve yabancı kökenlilerden oluşuyor.

Karamsar haberleri ve “öteki Belçika’yı” fazla okumak isteyen olmuyor. “Flaman erkeklerinin penis boyu ne kadar? “ başlıklı haber gazetelerde okunma, internet sitelerinde tıklanma rekoru kırıyor. Erkeklere sorulduğunda 15,4 santim, kadınlar ise 14,5 santim diyor. Bilimsel araştırmalara göre ise gerçek rakam 14 cm. Flaman resmi televizyon kanalı VRT’nin 'Ook Getest op Mensen' ('insanlar üzerinde de test edildi') adlı televizyon programı internette geniş katılımlı anonim bir anket düzenledi. Yetişkin erkek ve kadınlardan parterinin sertleşme anında penis boyunu ölçüp bildirmeleri istendi. VRT’ye 53 bin kişi cevap verdi.

Müslüman gençlerden Suriye gibi ülkelere savaşmaya giden cihatçılar Belçika için önemli bir sorun oluşturuyor. Terör tehdidi nedeniyle Belçika’da alarm seviyesi 3’e çıkarıldı. Asker sokağa indi, korku rüzgârı esiyor. İşsizlik alarm veriyor, ekonomi alarm veriyor, asıl sorunu tespit etmek yerine gündem değiştirmek ve hedef şaşırtmakla meşgul politikacılar. Biri askeri sokağa salarak çözüm bulduğunu hayal ederken diğeri mecliste elindeki kutsal kitabı havaya kaldırarak, "Kuran birçok fenalığın nedeni, tüm kötülüklerin, öldürme izninin ve benzeri birçok şeyin kaynağıdır” diyebiliyor.

Durum neydi?

Dünya nüfusunun yüzde 1’i dünya gelirinin yaklaşık yüzde 50’sine sahip oluyor. Çekinmeyelim ve soralım soruyu. Soralım ki, Avrupa'da ötelenen genç niçin eline silah alıp yaban ellerde savaşmaya gider anlayalım. Soralım ki, ekonomik krizi ve gelir dağılımdaki adaletsizliklerin büyüdüğü Avrupa'da pislikleri halının altına süpürmek isteyen ülke yöneticileri niçin yeni hedef arayışlarına girerler anlayalım.

Ya da bunlarla kafa yormayıp Valonların da penis boyunu merak edelim.

Bazen ıkınır sıkınırsın, kalem kabız olmuştur, bir harf bile dökülmez kâğıda. Bazen yazı kendini yazar, sana noktayı koymak kalır. Bazen de haberleri sıralarsın, yazın neredeyse tamam gibidir. Sana boşlukları doldurmak düşer.

[email protected]