Sabah kahvaltı ederken üç televizyon kanalı…

Üçünde de eğitim sistemindeki değişiklikler…

4+4+4 ortaya çıktığından beri televizyon kanallarında sürekli birileri bağırıyor.

 Konuklardan biri, üç beş kere ‘10 yaşında bir çocuk geleceğiyle ilgili nasıl karar verecek’ diye sorduğunda ben kanalı değiştirdim.

Fazla uzağa gidemedim  çünkü her kanalda aynı konu...

 Ama en eğlenceli olan ‘Sınavda başarılı olma duasının uzun uzun ekranın bir köşesinde yazdığı program.

Bizimkiler bana ’ Allah zihin açıklığı versin’ der yollarlardı sınavlara. Anlıyorum ki bu cümle yetersizmiş. Şimdi ki çocuklar daha şanslı (!) onlar uzun dualara yetiştiler, başarı garanti.


İyi ki bu sistem benim dönemime denk gelmedi. Çünkü o yaşta bana ne olmak istediğim sorulsaydı. O yaşta Red kit’ i sevgilim zannettiğimden, şüphesiz ona uymak için kovboy olmayı filan tercih ederdim.

Eminim şimdi okullarda bir araştırma yapılsa cevapların çoğu Hannah Montana ve Batman olacaktır.

Televizyonların bulduğu konuklar oldukça başarılı.

Ben onları izlerken elim çenemde bakıyorum. O konuklardan biri ben olsam yine elim çenemde bakardım.

Belki arada dudağımı aşağıya doğru sarkıtıp bilmiyorum ki anlamına gelen bir şekle girerdim.

4+4+4 yeni öğretim sistemi, çocukların 5 yaşında okula başlayacak olmaları,Üniversite sınavının kaldırılıyor oluşu ve buna bağlı dershanelerin kapatılacak oluşu ve daha saymakla bitmeyen eğitim değişiklikleri.

Her yeni gelen yasa ile yaşayacaklarımız kuşkusuz hep aynı.

Aynı saatte ama farklı kanallarda birbirine benzeyen adamlar yine sinirlenecek yine bağıracak.

Her ne kadar bazı köşe yazarları annelerin sessiz kalışına kızıyor olup onları meydanlara çıkmamakla suçluyor olsa da, kusura bakmasınlar anneler meydanlarda dayak yemek istemiyor.

Büyük amcalar, çocuklar ve anneler için yeterince bağırıp dövüşüyor zaten.

Anneler ve çocuklar evde çocuklarının ödevini yapıyor. 


Geçen hafta 10 yaşında bir çocuk benden ödevini yapmamı rica etti. Ona yardımcı olabilmek için 3 saat boyunca Yağmur ormanlarının yaşam koşullarını, hayvanlarını ve bitkilerini

araştırdım. Hem de İngilizce olarak çünkü İngilizce bilmeyen çocuğun ödevi İngilizce olmak zorunda.Aynı anda onun yapmaya çalıştığı dikdörtgen problemleri benim yağmur ormanlarından çok daha zor.

Öğretmenler verdikleri bu ödevleri velilere yaptırdıklarını öyle iyi biliyorlar ki,

Hangisi daha çok ödev verebilirim yarışında, bence ego tatmininden başka bir şey değil.

İtiraz edildiğinde ise hepsinde aynı ağız birliği ‘ Müfredat böyle’

Bir gün  sinirli amcalar ve anneler bir araya gelip şu müfredatı evire çevire dövecekler.

Türkiye’de sesini duyurmak isteyen ya dövüşecek ya dayak yiyecek, sistem böyle…


Siz 4+4+4’ü tartışa durun Kenan Işık’ın sunduğu ‘Kim Milyoner Olmak İster’ adlı bilgi yarışmasına katılan Siyaset Bilimi öğrencisinin “TBMM başka hangi adla anılır” sorusuna “Yüce Divan” diye cevaplamasına ne diyeceksiniz? Belli ki bu o dönemin öğrencisine de eğitimcisine de 10 yaşında hangi mesleği seçeceksin diye sorulmamış…