İki satırı bir araya getirmek...
Veya çıkıp iki cümle okkalı laf etmek kolay değil... Ve fakat yazılanın ve söylenenin işe yaraması yani tesir etmesi için küçük ve basit ve temel bir şart var: Samimiyet...
Yani yazabilir... Veya söyleyebilirsiniz... Bir nevi maharettir... Velakin yerini bulması için o satırların ve sözlerin, samimiyetinize ihtiyaç var...
Alışkanlıkları gözden geçirmek lazım.
Yazdım oldu, söyledim vurdu; yetmiyor artık.
Bizim muhalefetin temel problemi bu.
Hiçbir şey yapmadan, hiçbir değere ait olamadan vaziyeti idare ettiklerini sanıyorlar.
Sayın Başbakan ve ekibi, tarihe ve tarihten gelen değerlere bağlı olduklarını söylüyorlar ve gereğini yerine getiriyorlar...
En kritik anlarda vaziyet alıp, Libya’ya Mısır’a gidebiliyorlar ve nihayetinde samimiyetleri oralarda kalabalıkları meydanlara döküyor...
Kılıçdaroğlu, Başbakan’ın arkasından Somali’ye gitti...
Buyursun, Libya ve Mısır orada duruyor. Gidip bir baksın neler oluyor diye?
Sayın Bahçeli siz neden Türk Dünyasına gidip vizelerin kalkması için çalışmalarda bulunmuyorsunuz?
Bakın ne güzel; hükümete gol bile atabilirsiniz. Birçok ülkeyle vizeler kalktı ama kardeş ülkelerle bu problem hâlâ sürüyor. Hadi ülkünüzün gereği olarak bir adım atın da, hem hükümete yardımcı olun, hem puan kazanın...
Ama ne gerek var...
Parti binalarınızda ve mecliste basın toplantısı odaları ne güne duruyor.
Bütün medyanın sizi takip eden birer temsilcisi de var üstelik.
Yazarsınız bir bildiri haber olur.
Çıkar konuşursunuz, ana haber bültenlerde yer alır...
Ama gol olmaz...
Oy da olmaz...
Sandık vatandaşın kalbidir...
Oraya sadece samimiyetle girilir...