Türkmenistan Aşkabat polis ekibi cinayet mahallindeydi. Kadın Komiser Ayperi Taşoğuzova ekipteki memurlara bağırdı;

-Suç mahallindeki en ufak bir kanıtı atlamayın! Tek işiniz kanıt toplamak! Evet! Büyük ihtimal bu da o seri katil hergelenin işi! Maktulün kalbinin üzerine yine imzasını, mührünü bırakmış! Allah’ın belası piç! Yakalayacağız Onu ama nasıl?

O anda komiser bayan Ayperi’nin telefonu çaldı:

-Alo! Buyurun Başkanım! Tamam! Hemen geliyorum!

Komiser Ayperi Yardımcısına döndü;

-Şef! Beni emniyet başkanı çağırıyor! Sen devam et!

Polis arabasına bindi ve hareket etti. 20 dakika sonra Türkmenistan emniyet başkanlığı binasındaydı. Başkanın kapısına hızla ulaştı ve kapıyı çaldı. İçeri girdi. Başkan Komiser Ayperi’ye gülümsedi ve tokalaşmak için Ona elini uzattı. Elli yaşlarında, beyaz saçlı, babacan tavırlı bir adamdı ve kısa boylu, tıknaz yapılıydı.

-Hoş geldin kızım! Gel otur kızım!

-Hoş bulduk başkanım!

Komiser Ayperi makam masasının önündeki konuk koltuğuna oturdu

Ülke Polis başkanı Türk kahvesinden bir yudum aldı

-Yine nota kartı mı koymuş katil!

Komiser Ayperi sinirli ve üzgün bir tavırla cevap veri

-Evet her zamanki gibi ! Do, re, mi, fa, sol, la, si, do…bu herif kendisine iskambil kağıdı gibi özel müzik notaları bastırmış ve her kurbanının kalbine veya göğsüne bunlardan bırakıyor

-Kurbanlarda ortak bir özellik buldunuz mu?

-Evet başkanım! Bu katil kemancı, klarnetçi, besteci veya bilgisayar konusunda çok uzman, çok yetenekli programcıları öldürüyor!

-Diğer komşu ülkelerde de özelliği bu olan kurbanlar katlediliyor! Moğolistan, Azerbaycan, Kırgızistan, Kazakistan, Türkiye, Bulgaristan, Yunanistan, Arnavutluk, Makedonya, Çin, Rusya ve daha bir çok ülkeden uzman koordinatör polisler istemişler!

-Başkanım öldürülenlerin bir başka ortak yönü daha var!

-Türk ve Müslüman olmalarını mı diyeceksin kızım?

-Evet başkanım!

-Ayperi! Bir de yayıncıların korktuğu roman diye bir söz dolaşıyor etrafta! Sanki kaos teorisi veya kıyamet teorisi, ya da diriliş teorisi

-Cinayetlerle bağlantılı olduğunu mu düşünüyorsunuz başkanım?

-Düşünmüyorum! Cinayetlerle göbekten bağlı olduğuna inanıyorum

-Şimdiye kadar yanıldığınızı hiç görmedim, duymadım başkanım

-Keşke yanılsam! Keşke hayatım mesleğimle ilgili yanılgılarla geçseydi! Bu uluslararası cinayetlerin bir veya birkaç kişinin psikopatlığı olmadığını biliyoruz! Terör örgütünden daha da psikopat bir cinayet mafyası veya seri cinayetler şebekesinden söz ediyoruz! Türkiye İç İşleri bakanlığı İzmir ve İstanbul’da işlenen cinayetlerle ilgili olarak irtibatı, iş birliği olan tüm ülkelerden koordinatör komiserler davet ediyor! Daha önce Türkiye’de eğitimler ve kurslar gördün! Orada çok arkadaşların var! Henüz  evlenmedin! Evlenmenden vazgeçtim daha birlikte çay içtiğin özel bir erkek bile yok! Bu yüzden seni göndermek istiyorum!

-Onur duyarım başkanım ama eğer evli de olsaydım bu görevi isterdim!

-Biliyorum kızım! Şaka söylüyorum! Yaşadığın o acıları biliyorum ama sen yaşıyorsun ve bu acılarına teslim olmaman lazım

-İdare ediyorum başkanım! Acılarım bana güç ve ilham veriyor!

Komiser Ayperi bunu söylerken gülümsedi. Ama gülümsemesi ile birlikte güzel gözlerinden birkaç damla yaş yanaklarından süzüldü. Bu acılarından ne zaman bahsedilse( ki herkes bahsetmeye cesaret edemiyordu) komiser Ayperi bu göz yaşlarını akıtıyordu! Emniyet ve Güvenlik başkanı masasından kalktı ve Ayperi’nin omuzlarını tutup saçlarını okşadı!

-Sen o kadar değerli bir polissin ki kızım, öz amcan olmama rağmen daha bana bu makamda bir kere bile amca demedin ve evimde de daha bana bir kere başkanım demedin! Nerede, ne zaman, nasıl konuşulacağını, davranılacağını bilen nadire bir kızsın sen! Dört oğlumdan daha çok sana güveniyorum yavrum!

-Teşekkür ederim başkanım!

-Uçak biletin, pasaportun, paran, hepsi tamam! Bu gece 12’de İzmir’e uçacaksın kızım! Şimdi eve git! Hazırlan!

-Tamam başkanım!

(Devam edeceğiz)