İngiltere’nin New York, Rusya, Çin, Fransa, Almanya, İtalya, İspanya ve daha bir çok ülkenin İngiliz büyükelçiliklerinden beklenen kriptolu telefonlar İngiltere Dış İşleri Bakanlığı ilgili şube müdürlüklerine geldi. Bütün telefon özet  raporları Dış İşleri bakanının baş danışmanının makamına sunuldu. ABD Beyaz Saray ve CIA yetkilileri yayıncıların korktuğu romanın, İspanya’da yaşayan Roman kökenli bir kadın terörist olduğunu ve dünyanın tüm yayıncı yetkililerini seri cinayetler ile öldürmek üzere bir cinayet şebekesi kurduğunu iddia ediyordu. Rusya gizli servisi KGB, yayıncıların korktuğu romanın aslında şifreli bir kod isim olduğunu ve tüm dünyayı 1 saat içinde  yok edebilecek güçte çok gizli bir silah geliştirildiğini ileri sürüyordu. Çin yetkili kaynakları Göktürk hakanı Bilge Kaan zamanından beri saklı, gizli kalan çok eski ezoterik bilgilerin geçmişin bilinmeyenlerine ve geleceğe dair kesin bilgiler içerdiğine dair söylemler peşindeydi. Fransız istihbaratçıları yayıncıların korktuğu romanın aslında uluslararası bir uyuşturucu mafyasının kod ismi olduğunu anlatıyordu. Alman ajanlar Hitler’i bu çılgınlığa sürükleyen psikolojisinin dünyayı ele geçirmek isteyen uzaylılarla irtibatının mesajlarını içerdiği konusunda araştırmalar yapıyordu. İtalyanlar bunun ABD tarafından ortaya atılan uydurma bir senaryo olduğunu, aslında yeni bir psikolojik ve biyolojik harp çeşitlerinin denenmekte olduğu üzerinde duruyordu. İspanyol ajanlar İspanya’daki tüm şüpheli Roman uyruklu vatandaşlarının peşine birer polis, muhbir veya ajan takmıştı, çünkü ABD kaynaklarının iddiasını ciddiye alıyorlardı. Kuzey Kore ve Güney Kore bu konuda birlikte çalışacaklarına dair işbirliği yapacaklarına dair anlaşma imzalamışlardı. Tüm Arap ülkeleri, Kuzey Afrika Ülkeleri ve İran konunun beklenen Mehdi ile ilgili olduğuna dair şüpheler üzerine çalışıyorlardı. İsrail Musa’nın Yahudilere henüz ulaşamamış ilahi tebliğler olduğu tezini savunuyordu. Hollandalılar konuyu araştırıyorlar ancak bu konuda hiçbir bilgi vermiyorlardı. İsveç, Norveç, Finlandiya, Macaristan ajanları iş birliği yapmaya karar vermişler ve Hun İmparatoru Atilla’nın günümüze dair kehanetlerini içerdiğini düşünüyorlardı. Bulgaristan, Yunanistan ise Moğol Hakanı Cengiz Han’ın kayıp mezarı ve bu mezarda muhafaza edilen ezoterik bilgiler olduğu üzerinde yoğunlaşıyordu. Kanada ise Lokman Hekimin mucize ilaç tariflerini içeren el yazmalarının bulunduğu konusunda araştırmalara yönelmişti. Brezilya ve Güney Amerika ülkeleri hiç bilinmeyen ve çok kuvvetli bir enerji kaynağı oluşturacak olan yepyeni bir madenin varlığına inanıyorlardı ve yayıncıların korktuğu romanın bu madenin bulundukları yerlerin haritasını teşkil ettiğini belirtiyorlardı. Mısırlı yetkililer çok önemli ve yeni bir piramit olabileceği konusunda hemfikirdi. Japonlar kayıp Atlantis Kıtasıyla ilgili bilgiler olduğu konusuna yönelmişlerdi. Avustralya ise Müslüman, Hıristiyan, Yahudi, Buda dinlerinin dinci teröristlerinin ortak bir terör örgütü, terör ağı, terör zinciri kurduklarını araştırıyorlardı.

Baş danışman eline dosyayı aldı ve Dış İşleri bakanının kapısına yöneldi. Kapıya vurup içeri girdi

-Sayın Bakanım, tüm iddiaların özeti burada efendim. Yayıncıların korktuğu roman nedir? Veya kimdir? Ya da nerededir? Bu konuda en az kırk tane senaryo var ama hiçbir senaryo diğerinden daha sağlam kaynaklara ve mantık sistemine dayanmıyor.

Bakan gülümsedi.

-İngiltere’nin polisini, ordusunu, ekonomisini, kültürünü belki yenebilirler  ama istihbaratını asla yenemezler. İngiliz İstihbaratı MI5 ve MI6 asla mağlup edilemez! Bu kitap her ne boksa onu elbette ilk önce biz ele geçireceğiz ve neyin nesi olduğunu ilk biz öğreneceğiz. MI5 VE MI6 demek; İngiltere’nin veya şu muhteşem krallığımızın ve İngilizlerin, İskoçların, İrlandalıların  temeli, esası, sigortası demektir. Bu işi kesinlikle biz çözeceğiz.

( Devam edecektir )