İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, Tatlıses'in yaralanmasıyla sonuçlanan silahlı saldırı davası kapsamında 28 Kasım 2014'te İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 36 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan tutuklu Abdullah Uçmak, cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) kurularak katıldı. Müşteki İbrahim Tatlıses'i ise avukatı Hayati Şahin temsil etti.

Duruşmada Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 3 Kasım 2015 tarihli bozma ilamı okundu.

Yargıtay ilamına karşı diyecekleri sorulan Cumhuriyet Savcısı Mehmet Murat Dalkuş ve Tatlıses'in avukatı Şahin, bozma ilamına uyulmasını talep etti.

Sanık Uçmak ise, "Bozma ilamında belirtilen telefonun yüzüne kapanması hususunda telefon kayıtlarının çıkartılmasını istiyorum. O zamanki DGM savcılığında telefon kayıtlarını çıkarttım. Yargıtay bunu görmemiş mi, çalınmış mı, bunu soruyorum" dedi. Sanık Uçmak'ın avukatı da mahkemenin kararında ısrar edilerek Yargıtayın bozma ilamına uyulmamasını istedi.

Mahkeme heyeti, usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyulmasına hükmetti.

"7,5 YILDAN 10 YILA KADAR HAPİS CEZASI VERİLSİN"

Beyanı sorulan Tatlıses'in avukatı Şahin, bozma ilamı doğrultusunda sanığa, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 149. maddesinde düzenlenen hüküm gereği, "gece vakti örgütlü bir şekilde nitelikli yağmada bulunma" suçundan 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası verilmesi gerektiğini söyledi. Avukat Şahin, sanığa verilecek cezada eylemlerine göre herhangi bir indirim uygulanmamasını da talep etti.

Esasa ilişkin görüşü sorulan savcı Dalkuş, mütalaasını okudu.

Mütalaada, dosya içeriğine göre, sanık Uçmak'ın suç arkadaşlarının, belli bir kurgu dahilinde hareket ederek, dava konusu tarihte Maksim Gazinosu'nda sahneye çıkan Tatlıses'i, gazinodan ayrıldığı sırada arabada bekledikleri ve kırmızı ışıkta durduğu sırada Tatlıses'in aracına yaklaşarak, bir kağıt verip "Uçmak'ı araması gerektiğini" kendisine söyledikleri aktarıldı.

Tatlıses'in telefonla aradığı Abdullah Uçmak'ın, "Bazı ihtiyaçlarımız var, onun için görüşmemiz gerekiyor, bana para vermen lazım" ifadesini kullandığı ve Tatlıses'in de, "Ben haraç vermem" demesi üzerine Uçmak'ın, "Senin ve ailen için iyi olmaz, sen öldün" tehdidinde bulunduğu kaydedilen mütalaada, konuşmalardan sonra Tatlıses'in polis merkezine giderek Uçmak'tan şikayetçi olduğu bilgisi verildi.

Mütalaada, sanık Uçmak'ın bu eylemi nedeniyle, lehine sayılacak eski TCK'nın 497. maddesine göre, "yağmaya teşebbüs" suçundan 7,5 yıl ile 10 yıl arasında değişen oranlarda hapis cezasına çarptırılması talep edildi.

Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık avukatına ek savunma için süre verilmesine hükmederek duruşmayı erteledi.

DAVANIN GEÇMİŞİ

Devlet Güvenlik Mahkemelerinin kapatılmasının ardından davanın görüldüğü İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesince 30 Mart 2012'de verilen kararla Uçmak'ın, "yağmaya teşebbüs" suçundan 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılması karara bağlanmıştı.

Tatlıses'in avukatları, bu karara, suçun "nitelikli yağma" olduğu, örgütlü halde, yol kesme suretiyle gece vakti işlendiği ve cezanın 10 yıldan az olamayacağı gerekçeleriyle itiraz edip Yargıtaya başvurmuştu.

Temyiz dosyasını inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesi, 3 Kasım 2015'te yayımladığı ilamla, "suç işlemeye meyilli ve kriminal bir kişi olduğu göz önüne alınması gereken sanığa, 'nitelikli yağma' suçundan verilen cezada, suç teşebbüs aşamasında da kalsa, üst sınırdan değil, alt sınırdan indirim uygulanmalı" hükmünü kurarak, mahkemenin önceki kararını bozmuştu.