Buna göre; doğumların neredeyse yarısı (yüzde 48’i) sezaryenle gerçekleşti. Sezaryenle yapılan doğumlar 5 sene öncesine göre yüzde 11 arttı.

Hacettepe Üniversitesi tarafından her 5 yılda bir yapılan '2013 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması Sonuçları', Bakan Cevdet Yılmaz’ın katılımı ile Rixos Otel’de açıklandı. Araştırma, Türkiye’yi temsil eden örneklemde, 11 bin 794 hane halkı ve doğurganlık çağındaki 15-49 yaşlarındaki 9 bin 746 kadın ile yapılan görüşme sonucunda ortaya çıktı. Araştırma, Türkiye’nin demografik yapısı, doğurganlık düzeyi, bebek ve çocuk ölümlülüğü, gebeliği önleyici yöntem kullanımı, anne çocuk sağlığı ve üreme sağlığı ile ilgili konularda mevcut duruma ve değişimlere ilişkin ulusal ve bölgesel düzeyde bilgi sağlıyor. 

Önemli sonuçların yer aldığı araştırmaya göre; Türkiye nüfusunun yarısı 30 yaşın altında, toplam nüfusun ise yüzde 26’sı 15 yaşın altında, 65 yaş ve üzeri nüfus oranı ise ilk kez yüzde 8’e ulaştı. Son 20 yılda Türkiye’de ortalama hane halkı büyüklüğü ise 4,5’den 3,6’ya düştü. Türkiye’deki hane halkının yarısı 4 ya da daha fazla kişiden oluşuyor. Hanelerin yüzde 9’u ise tek kişilik haneler oldu. Son 20 yıl içinde nüfusa kayıtlı olmayan 5 yaş altı çocukların oranı yüzde 26’dan yüzde 1 geriledi. 

KADINLARIN YÜZDE 28’İ ERKEKLERİN YÜZDE 16’SI HİÇ OKULA GİTMEDİ

TNSA-2013 sonuçlarına göre, 6 yaşın üzerindeki nüfus içindeki kadınların yüzde 28’inin, erkeklerin ise yüzde 16’sının ya hiç okula gitmediğini ya da ilkokulu bitirmediği anlaşıldı. Eğitimde cinsiyet farklılığı genç kuşakta ve ilkokul-ortaokul eğitimi azalıyor. Ancak lise ve üzeri eğitiminde özellikle kırsal yerleşim yerlerinde yaşayan kadınlar için dezavantaj devam ediyor. 

Araştırmaya göre, Türkiye’de 25-49 yaş grubundaki kadınlar için ilk evlenme yaşı son 5 yıl içerisinde değişmedi. Türkiye’de evlenme yaşı 21. Erken yaşta yapılan evlilikler açısından 15-19 yaşındaki kadınların yüzde 7’sinin evlendiği görüldü.

BEBEK ÖLÜMLERİ AZALIYOR 

TNSA-2013 sonuçları, son 5 yılda doğan her bin bebekten 13’ünün bir yaşına gelmeden öldüğünü gösterdi. Aynı dönem içinde 1-4 yaş arası çocuklar için hesaplanan çocuk ölüm hızı binde 2 ve 5 yaş altı ölüm hızı binde 15. 

Araştırmaya göre, Türkiye’de kadın doğurganlık düzeyi kadın başına 2,65 çocuk seviyesinde. Doğurganlık seviyesi ise son 10 yılda neredeyse değişmemiş ve yenilenme düzeyi olan 2,1 çocuğun biraz üzerinde durağanlaştı. Ancak doğumlar ileri yaşlara ötelendi. Doğurganlık düzeyinde, bölgesel farlılık azalarak devam etti. Kadın başına ortalama çocuk sayısı Batı Anadolu’da 1,9 çocuk iken, DAD bölgesinde 3,4 çocuk.

GEBELİĞİ ÖNLEYİCİ YÖNTEM KULLANIM DÜZEYİ SABİTLENDİ

Türkiye genelinde evli ve doğurgan çağındaki kadınların yüzde 7,5’i gebeliği önleyici bir yöntem kullanıyor. Son 10 yılda gebeliği önleyici yöntemlerin kullanım neredeyse sabitlendi. Bu durum, doğurganlıkta gözlemlenen durağanlıkla uyumlu çıktı. En yaygın kullanılan modern yöntemi rahim içi araç (yüzde 17), en yaygın kullanılan geleneksel yöntem ise geri çekme (yüzde 26) olduğu saptandı. Tüplerin bağlanması (yüzde 9), kondom (yüzde 16) kullanımında da artış olduğu görüldü. 

DOĞUM ÖNCESİ VE SONRASI BAKIM HİZMETLERİ YAYGINLAŞTI, KÜRTAJ AZALDI

TNSA-2013 sonuçları, Türkiye’de son 5 yıl içinde anne-çocuk sağlığı göstergelerinde önemli iyileşmeler olduğunu belirledi. Buna göre, sağlık personelinden doğum öncesi hizmet alan kadınların oranı son 5 yılda yüzde 5 artarak yüzde 97’ye yükseldi. Kadınların yüzde 94’ü, bebeklerin ise yüzde 95’i doğumdan sonraki 41 gün içinde doğum sonrası bakım hizmeti aldı. Geçmişte aha dezavantajlı durumda olan Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki kadınlar doğum öncesi bakım hizmeti alanların oranı yüzde 90’ı aştı. Kürtaj ise azalma eğilimine girdi. Her 100 gebelikten 5’i isteyerek (kürtaj) ile sonlanıyor. Bu oran 5 sene öncesine göre yarı yarıya azaldı.

KADINLAR ARASINDA OBEZİTE ARTMAYA DEVAM EDİYOR

Araştırmaya göre, Türkiye’de kadınların boyu 158 santimetre. Şişmanlığın önemli bir sorun olduğu Türkiye’de, Beden Kitle Endeksi’ne göre kadınların yüzde 29’unun kilolu, yüzde 27’sinin ise obez olduğu saptandı. Bir başka ifade ile Türkiye’de her 10 kadından biri ya aşırı kilolu ya da şişman.

BAKAN YILMAZ: BU ÇALIŞMA POLİTİKA ANLAMINDA ÖNEMLİ 

Bakan Cevdet Yılmaz, programda yaptığı konuşmada, üniversitelerin sadece eğitim kurumları olmadığını belirerek, üniversitelerin aynı zamanda kalkınma kurumları olduklarını söyledi. Bilginin, sosyoekonomik sorunların çözümü açısından önemli olduğunu ifade eden Yılmaz, “Türkiye önemli hedefleri olan bir ülke. Bu yürüyüşümüzde ülkemizi ileri bir seviyeye taşımada bu çalışmanın önemli olduğunu ifade etmem gerekiyor. Politikanın sağlıklı verilerle desteklenmesi gerekiyor. Etkili politika gerçekleştirmek istiyorsanız bunun sağlam bilgi temelinin olması gerekiyor. Bu çalışmanın politika alanında önemli olduğunu ifade etmeliyim. Özellikle, nüfus ile ilgili çalışmalar. Dolayısıyla uzun dönem trendleri görmek önemli. Bizim, bu ve benzeri araştırmalardan faydalandığımızı söyleyebilirim.“ diye konuştu.