BM uzmanlık kuruluşu Gıda ve Tarım Örgütü, dünya beslenme raporunu açıkladı. Raporda BM’nin binyıl hedefleri arasında yer alan açlıkla mücadelede ilerleme kaydedildiği belirtilirken, tüm çabalara rağmen kronik açlığın kabul edilemez derecede yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Açlığı kronik beslenme yetersizliği olarak tanımlayan Gıda ve Tarım Örgütü, 2014 raporunda açlıkla mücadele için öneriler sıralanırken, son 12 yıldaki 200 milyon insanın açlıktan kurtarıldığı belirtiliyor.

1990-1992 arası yüzde 18.7 olan açlık oranı 12 yılda yüzde 11.3’e düştü. Yani 20 milyon kişiye ulaşıldı. Bu da açlıkla mücadelede kararlı ve verimli adımlar atılırsa sorunun tamamen aşılabileceğini gösteriyor. BM’nin 1000 yıl kalkınma hedeflerinden biri olan 2015’te açlık oranını yarıya düşürme (yüzde 9) hedefine çok yaklaşıldı. Hedefin tutturulması için 465 gün daha var.Rapor gerekli adımların atılması halinde 2025’te dünyanın açlık sorununu tamamen yenebileceği öngörüsünde bulunuyor. BM Gıda ve Tarım Örgütü'nün verilerine göre hazırlanan aşağıdaki grafik açlığın yoğun olduğu bölgelerde son on yıldaki değişimi gösteriyor.

HER 9 KİŞİDEN 1’İ KRONİK AÇ...

2012 – 2014 yılları arasında 805 milyon kişi yani her 9 kişiden 1’i kronik açlığın pençesinde. Gıda yetersizliğinin en yaygın olduğu bölge iç karışıklıklar ve doğal felaketler Güney Asya'da.

Afrika’da her dört kişiden 1’i kronik olarak aç. Asya’nın büyük bölümünde açlık sorunu var. Dünyada açlıkla boğuşanların üçte ikisi Asya’da...

Latin Amerika ve Karayiplerde açlıkla mücadelede büyük mesafe katedildi. Gıda bulamayanların üçte ikisine gıda ulaştırıldı. Açlık bir çok ükede yenildi. Bunda hükümetlerin sosyal güvenlik ve ziraattaki üretime önem vermeye başlamasının payı büyük.

1992’den beri 63 ülke açlıkla mücadelede hedefi tutturdu. Gelişmekte olan 11 ülkede yetersiz beslenenlerin oranı yüzde 5’in altına düştü. Afrika, Güney Amerika ve bazı ülkelerde gıda güvencesi ve beslenme konularında siyasi kararlılık güçlendi.

AÇLIĞIN EN YAYGIN OLDUĞU ÜLKELER:

Gıda yetersizliğiyle ilgili sorunlar sadece nicelik değil gıda çeşitliliği ve kalitesini de kapsıyor. Fiziksel olarak gıdaya ulaşılabilme boyutu, karayolu, demiryolu yoğunluğu önemli. Yerli malı gıdaya erişim gıda fiyatlarını da etkiliyor. Ayrıca yetersiz beslenmenin kronikleşmesini de önlüyor. Eldeki gıda kaynaklarından yeterince yararlanabilmek için adımların atılması gerekiyor. Suyun ya da sıhhi tesisatın bulunmadığı yerlerde gıda kaynaklarından yeterince yararlanılamıyor.

2025'TE AÇLIK SORUNU ÇÖZÜLEBİLİR, AMA NASIL?

BM uzmanlık kuruluşu Gıda ve Tarım Örgütü’nün 2014 raporu kararlı politikalar ve reformlarla açlığın 11 yıl içinde dünyadan silinebileceğini öngörüsünde bulunuyor. Bunun için atılması gereken adımlar şöyle sıralanıyor:

-Siyasi kararlılıkla beslenme hakkının temel insan hakkı olarak tanınmasını yasal bir çerçeveye oturtulması sağlanmalı.

-Kırsal bölgelerde ziraat, eğitim, sağlık gibi alanlara yapılacak yatırımlar öncelikli hale getirilmeli.

-Fırsat eşitliğini gözeterek sosyal güvenlik politikalarını hayata geçirilmeli. İlgili tarafların verimli bir şekilde sürece dahil edilmesiyle oluşturulacak politikalarla savunmasız, dışlanmış ve çaresiz kitlelere ulaşılması.

-Gıda güvencesinin sağlanması için kapsamlı stratejilerin geliştirilmesi, birçok sektörün sürece dahil edilmesi, ağır iklim şartlarında bile insanların gıdaya ulaşabilmesinin sağlanması gerekli.

Örneğin nakit transferinde kolaylıklar yoksullukla savaşta önemli rol oynayabilir. Çünkü banka ve finans sistemine erişimi olan çiftçilerin sayısı oldukça az. Yoksul çiftçilerin üretimini artıracak düzenlive öngörülebilir para transferleri yapılabilmesinin önü açılabilir.

Kaynak: Rusya'nın Sesi Radyosu