Son günlerde eminim bir çok kişi, hayatının yasaklarını, bir film şeridi gibi hatırlamaya çalışıyor.


Çocukluğa ve gençliğe ait bir çok anı unutuluyor da yasaklar unutulmuyor.


Çocukluğumuzda da öyle değilmiydi?


“Yasak” olan ne varsa aklımızda ve elimizin altındaydı.


Hiç unutmam orta okuldaydık. Okulda gizli gizli dağıtılan bir kitabı, ne okumuş ne de geri iade edebilmiştim. Evin en gizli köşesine sakladım, kimbilir, belki de hala orda bir yerlerdedir. Masum bir kitap nasıl yasak olabilirdi ki? Yoksa okumak mı yasaktı? … Ama nedenini kimseye soramadım. Ciddi bir şey olmalıydı… Ki o yaşlarda bile tutuklanıp hapse giren arkadaşlarımız oldu. Kelepçelerle fotoğraflarını gazetede gördüğüm gün, içimin yanışını unutamam.


İşte bildiğim ve hatırladığım şu ki ; Yasak olan ne varsa biz ilk önce onları yaptık. Tırnak uzatmak, saçımızı boyatmak, sigara içmek, denize kaçmak, küfür etmek, v.s...


Sonra büyüdük tabii, bu defa yasakların boyutu değişti. Sanırım 1996 veya 1997 senesiydi; Türklerin, kumarhanelere girişinin yasaklandığı ilk gün, kumarhaneler, Türklerin katılımıyla rekor kırmıştı. Hatta hayatında kumarhaneye hiç gitmemiş insanlar bile o gece ordaydı.


Yasaklanan filmler, yasaklanan sanatçılar her zaman en çok ilgiyi görenler değilmiydi?


Şimdi seçimlere bir gün kala bütün konumuz “yasaklar”


Twitter’dan sonra youtube’e de erişim yasağı gelince, dünya demokrasi ile yönetilen TÜRKİYE CUMHURİYET’inden şu sözlerle bahsetti; “Bu yasak; Türkiye'nin, internet sansürleri uygulayan Çin, Suriye ve Kuzey Kore'yi de kapsayan ülkeler kulübündeki yerini sağlamlaştırdı”


Yurt dışında yaşamanın zorluklarına, birde Türkiye’de son günlerde yaşananları ifade etme zorluğu yüklendi.


Hani cesaret bulaşıcı derler ya, bizlere de sanırım espri üretme çabası bulaştı. Birazda işte sinirden ağlayacak yerde gülersin ya öyle bir şey...


“Yasaklar konusunda ne kadar ileriye gidebilirler? ” diye sorulduğunda cevabım şu oldu;


“ Bir ihtimal ülkenin tamamının elektriğini kesip, seçim günüde oy vereceklerin ayakkabılarını saklayacaklar!”

 

Herşey bir yana seçim sonucu ne olur hiç bir fikrim yok, ama bir gerçek var ki; Türkiye’nin bu kadar geriye itilmek istenmesi, ne Türk halkı ne de dünya tarafından hiç unutulmayacaktır.


Hiç kimseyi görüntüsüne, inancına ve yaşadığı bölgeye göre ayırmadan, aydınlık ve güzel günlere Türkiye’m…