Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'in, 23 Nisan resepsiyonundaki o soruya içerlediği yüz ifadesinden belliydi.
TBMM kabul salonunda çevresini kuşatan gazetecilere, istenen bütün bilgi ve belgeleri savcılığa gönderdiklerini söyledikten sonra: 'Soruşturmada gizlilik kararı var, kimse riayet etmiyor' dedi.

Sadece basına değil; ihtimal, muhalefet liderlerine, gelişmeleri kamuoyuyla paylaşan komisyon üyesi milletvekillerine de kızgındı.
Orgeneral Özel'in saygı gösterilmesini istediği 'gizlilik kararı' ne anlama geliyor aktaralım: 

Çocuklarının ceset parçalarını tarladan toplayan ana-babaların avukatları, yani MAĞDURLAR dosyayı göremiyor. 
Genelkurmay'ın gönderdiği bilgi ve belgelerin ne olduğunu bilemiyor, bilemediği için de dosyayı geliştirebilecek taleplerde bulunamıyor.
 Peki niye?

CMK açısından görünür sebebi, 'soruşturmanın amacını tehlikeye düşürme ihtimali'. Fakat asıl sebebin 'devletin ali menfaatleri' olduğunu sanıyorum...

Bir 'ali menfaat' düşünün ki, 50 lira için 'kaçağa' çıkan, ilköğretim öğrencisi günahsız gençlerin bombalanmasından, onların adalet arayışından çok daha önemli, çok daha dokunulmaz olsun.
Bırakın kamuoyunu, mağdurlara yasaklanan bir dosyada, gerçeğin ortaya çıkacağından gönül rahatlığıyla emin olabilir miyiz?
Wall Street Journal'de yayımlanan analizin en hayırlı tarafı, bu oldu.
 
Genelkurmay Başkanlığı, yaklaşık iki gün sonra, dün akşam saatlerinde haberi yalanlasa da Uludere faciasında susan, susturulmak istenen vicdanları biraz olsun kıpırdattı. Bu da bir şey...

Genelkurmay Başkanlığı'nın açıklaması, görüntülerin Predatörler'den değil, Heronlar'dan geldiğini söylüyor. Yani iki gündür 'hangisi doğru' diye üzerinde yoğunlaşılan temel soruya cevap vererek, Meclis Araştırma Komisyonu'na ulaşan 'milli kaynaklar' cevabını teyit etmiş oluyor Genelkurmay.

Ama yazılı açıklamayı esas aldığımızda WSJ analizindeki bütün bilgi ve verilerin yalan olduğunu kabul etmek zorundayız.
Yani Amerikalıların, konvoydaki kişilerin silahlı mı sivil mi olduğunu tam anlamak için 'ek keşif' önerisine, Türk subayların 'gerek yok' yanıtının yalan olduğunu, Türk subaylarının aracı uzaktan yöneten Amerikalıları başka bir yere uçurmaya yönelttiği, hedeflerin seçimi konusunda Amerikan askeri yetkililerin Türk standartlarından kaygı duyduğu...
Makalenin iki gündür tartışılan en can alıcı detaylarının tamamının yalan olduğunu kabul etmek durumundayız. 

Hem yalan haber hem de Genelkurmay Başkanı Özel'in henüz döndüğü Amerika ile Türkiye ilişkilerinin bozulma ihtimali...

Peki dünyanın en saygın referans gazetelerinden biri olan WSJ bu kadar ağır bir riski niye almış olabilir? Ya da aldı mı?
Bilgi ve istihbarat kirliliği bitmiş görünmüyor.

(Akşam gazetesinden alınmıştır)