"Burası dünya! 
Ne çok kıymetlendirdik,
Oysa bir tarla idi
Ekip biçip gidecektik..." Cahit Zarifoğlu



Dünyayı terk eden her çocuk bir melekti… 

Ve giderken, bizlere, aslında dünyanın ne kadar boktan bir yer olduğunu hatırlattı.


Bodrum sahilinde minicik ayakkabılı bir oğlan çocuğu…

O kadar çok bakmışım ki fotoğrafına…

Kırmızı bir tişört, mavi pantolonu ve minicik ayakkabıları…

Belli ki alt bezi var, poposu kocaman.

Yüz üstü yatıyor sanki uyur gibi…

Anneler, bebeklerini öyle yatırır, gece kusarlarsa yutmasınlar diye…



Sokak ortasında vurulan çocuklara birde kıyıya vuran minicik cansız bedenler eklendi.


Herkes bir suçlu arıyor. 

Evrene yollanan lanet ve küfürlerin haddi hesabı yok.

“İnsanlığınızdan utanın” diyenler var,
Zaten bizim başımız uzun zamandır  önümüzde...

İlgili gözüken de gözükmeyen de gözyaşlarına boğuluyor.


Suçlu kim biliyormusun?

Suçlu sensin…

Suçlu benim…

Suçlu bütün insanlık…


Evet bende aynen senin gibi insanlığımdan
utanıyorum.

İnsanlığı bıraktım, şu dünyada kapladığım metrekare'den bile utanıyorum.

Daha anne karnındayken babası şehit olmuş minicik bebeklerden utanıyorum.

İki evladından birini askerde, diğerini dağlarda yitirmiş, sebebini bile bilmeyen ama yine de “Vatan sağolsun” diyen anneden-babadan utanıyorum.

Şehit babasının cenazesinde hiçbir şeyden habersiz balonuyla oynayan küçücük kız çocuğundan utanıyorum.

Arkadaşları ile sokakta top oynarken bombalara hedef olan çocuklardan utanıyorum.

Restorantta, kızıma zorla yemek yedirmeye çalışırken,  yanıma gelip mendil satmaya çalışan, çakır gözlü kızdan utanıyorum.

Yaradanın taktiri, doğanın kanunu, kendi derdime üzülürken utanıyorum.

Saçma sapan sebeblerle, birini kıskanırken, kızarken, öfkelenirken utanıyorum

Bu melek yavrudan bahsederken bile hala dinden, dilden, memleketten bahsedebilen insanlarla aynı dili konuşuyor olmaktan utanıyorum.


Dünyanın her köşesinde acı çeken,

Gözyaşı döken çocuklar için, 

‘Sahildeki o minik yavru kurtuldu melek oldu ama Allah sizleri korusun’ derken, 

Kendi sözüme bile inanmadığım, endişeli olduğum için, inancımın yetersizliğinden utanıyorum…